Wall Street Journal 12 Eylül’deki anayasa referandumunun AKP hükümeti için bir sınav niteliği taşıdığını yazıyor. Haberde, kamuoyu yoklamalarına göre, referandumda büyük bir çekişme yaşanacağı vurgulanıyor;
“Uzmanlar, yatırımcıların referandum sonuçlarının etkisini göz ardı ettiği uyarısında bulunuyor. Gelecek yaz yapılacak olan genel seçimler öncesinde referandumun çok küçük bir farkla kazanılması veya kaybedilmesi hükümetin kendine güvenini sarsabilir ve seçmen desteğini kazanmak için kamu harcamalarını artırması ihtimalini güçlendirebilir. Morgan Stanley’in uzmanları, yatırımcıların, özellikle de Türkiye’de yaşamayan yatırımcıların anayasa değişikliği paketine güçlü bir destek olduğu varsayımıyla hareket ettiklerini belirterek, müşterilerinden olası kayıplara karşı pozisyonlarını güçlendirmelerini istediler. Merill Lynch ise, referandum sonucunun belirsiz olduğunu açıkladı. Kredi derecelendirme kuruluşları, mali politikaların daha da gevşetilmesinin bütçe açığını ve cari açığı daha da artıracağı konusunda Türk hükümetini uyarıyor.”
Washington Post Hamas’ın İsrail-Filistin barış görüşmelerini sabote etmek amacıyla şiddet eylemlerini artırdığını belirtiyor. Gazete, saldırıların önlenmesi için asıl görevin Mahmut Abbas’a düştüğünü savunuyor;
“İsrail, misilleme saldırısı veya Gazze’nin yendin işgali tehdidiyle Hamas’ı kısmen engelleyebilir. Ancak, geçen haftakiler gibi saldırıların gerçekten önlenmesinin tek yolu, Abbas’a bağlı olan ve danışmanlığını Amerika’nın yaptığı güvenlik güçlerinin etkin bir biçimde görevini yapmasıdır. Abbas, şiddeti kınamak ve Hamas’a karşı çıkmak konularında inandırıcı olmayı başardı. Terörle mücadele edeceğine dair defalarca söz verdi. Ne var ki, barış görüşmelerinin başarılı olabilmesi için Abbas’ın bu sözlerini uygulamaya geçirmesi gerekiyor.”
Boston Globe radikal bir Hristiyan grubun Kuran yakma planına karşı çıkıyor. Gazete, böyle bir eylemin Müslümanlar arasındaki Amerikan karşıtlığını artıracağı uyarısında bulunuyor;
“Amerika’nın İslamcı terör tehdidini ortadan kaldırabilmek için en büyük umudu, bütün dünyadaki Müslümanları İslam inancının kendisiyle değil radikal İslamcı bir azınlıkla mücadele eden çoğulcu ve hoşgörülü bir ülke olduğuna inandırabilmesidir. Kuran’ın yakılması görüntülerinin bütün dünya tarafından izlenmesi bu yöndeki çabalara vurulabilecek en büyük darbedir. Çünkü İslam alemindeki bütün demagoglar ve kışkırtıcılar bu olaydan dolayı, eylemin asıl sorumlusu olan kaçık rahibi değil, Amerika’nın kendisini suçlayacaktır.”
Christian Science Monitor seçimler yaklaştıkça istihdamı artırma projelerinin çoğaldığını kaydediyor. Gazete, Obama’nın altyapı yatırımlarını finanse edecek bir banka kurulması önerisini kayda değer buluyor;
“Obama’nın seçime birkaç hafta kala, siyasi bir zamanlama hesabıyla bu öneriyi gündeme getirmiş olmasına rağmen, özel sermayeyi de çekebilecek bir yatırım bankası kurulması, siyasilerin otoyol yapımı ve toplu taşıma hizmeti konularında kendi seçim bölgelerini kayırmalarını ortadan kaldırabilir. Bu tür projeler altyapı yatırımlarına kredi açacak olan bu bankanın bağımsız yönetim kurulu tarafından hak ettikleri biçimde kararlaştırılabilir. Çünkü bu bankanın sermayedarlarından aldığı parayı geri ödemesi gerekecektir. Kamu ile özel sermayenin birlikte kurduğu bu tür bankalar başka ülkelerde yıllardır faaliyet gösteriyor. Eğer Kongre’nin siyasi müdahalesi engellenebilirse, böyle bir banka Amerika’da da kurulabilir.”