Obama ile Cumhuriyetçiler arasındaki vergi indirimi anlaşmasının yankısı sürüyor. Christian Science Monitor Obama’nın partiler üstü bir anlayışla hareket ettiğini belirterek, başkanın tavrını övgüyle karşılıyor:
“Eğer bir uzlaşma sağlanmasaydı, 1 Ocak’tan itibaren bütün Amerikalılar için vergi oranları artacaktı ve milyonlarca işsiz, işsizlik yardımlarının süresi dolduğu için bu yardımları alamayacaktı. Obama, ülke çıkarlarını parti çıkarlarının önüne koydu ve vergi indirimlerinin iki yıl süreyle uzatılmasını kabullendi. Şimdi bu konu 2012 seçimlerinde yeniden gündeme gelecek. Obama’nın bu kararı, solu rahatsız etti. Ancak Washington’da işlerin yürümesi için bu zor kararın verilmesi gerekliydi. Bu karar ayrıca Obama’nın yenilgiyle sonuçlanan ara seçimlerden gereken dersi çıkardığını da gösteriyor. Bazıları başkanın Cumhuriyetçilere boyun eğdiğini düşünebilir. Ne var ki yaşananlar, Obama’nın geç de olsa, liderliği eline aldığı biçiminde de yorumlanabilir.”
USA Today vergi indirimlerinin iki yıl uzatılmasının aslında savunulacak bir tarafı olmadığını belirtiyor. Ancak gazete, mevcut siyasi dengelerin böyle bir uzlaşmayı zorunlu kıldığını vurguluyor:
“Taraflar daha da kötü bir uzlaşmaya varabilirdi. Örneğin vergi indirimleri, iki yıllık bir süre yerine kalıcı olarak uzatılabilirdi. Ayrıca bu anlaşma Washington’da hala partiler üstü bir uzlaşma sağlanabileceğini de gösteriyor. Fakat keşke bunun bedeli böylesine bir özveri göstermek olmasaydı… Bu anlaşma aynı zamanda mevcut siyasi gerçekliği de yansıtıyor. Obama’nın Salı günü düzenlediği basın toplantısında söylediği gibi, kavganın ve çözümsüzlüğün uzaması daha kötü sonuçlara yol açacaktı. Dolayısıyla, tatsız da olsa biz anlaşmaya varılması, hiçbir anlaşma sağlanamamasından daha iyidir.”
New York Times yaşadıkları mali krizin gerçek boyutlarını anlamadıkları gerekçesiyle Avrupalı liderlere sert eleştiriler yöneltiyor. Gazete, acilen kapsamlı reformlar yapılmazsa Avrupa’yı daha da zor günlerin beklediği uyarısında bulunuyor:
“Bu krizin tohumları on yıl önce, Avrupa Birliği elinde katılımcıları mali disipline zorlayacak hiçbir araç olmadan, iddialı bir ortak para birimi projesi başlattığında atılmıştı. Fakat şimdi, bu on yıllık tarih ve Euro üzerinden imzalanmış milyonlarca sözleşme, yok sayılamaz. Avrupa’nın geçmişte olduğu birbiriyle rekabet eden farklı para birimlerine dönmeye değil, sürdürülebilir bir Euro oluşturmaya ihtiyacı var. Bunun için de piyasalardaki panik havasını ortadan kaldıracak büyüklükte bir müdahale fonu oluşturulması gerekiyor. Ayrıca kurtarma fonundan para aktarılan ülkelere de gerekli mali düzenlemeleri yapmaları için zaman tanınması gerekiyor. Bu ülkelere acımasızca kemer sıkma politikaları dayatılırsa, hiçbir zaman borçlarını ödeyecek duruma gelemezler.”
Los Angeles Times El Kaide’nin liderlerinden olduğu gerekçesiyle Amerikan devleti tarafından öldürülmek istendiği öne sürülen Enver el Avlaki’nin babası tarafından açılan davanın reddedildiğini hatırlatıyor. Gazete, federal yargıcın bu kararına tepki gösteriyor:
“Avlaki’nin babasının avukatları, başkalarının yaşamına veya fiziksel güvenliğine yönelik somut, belirgin ve yakın bir tehdit olmadıkça ve bu tehdidin ortadan kaldırılması için öldürmek dışında bir seçenek bulunmadıkça, Amerika’nın savaş alanı dışındaki bir bölgede bir Amerikan vatandaşını öldüremeyeceğini savundular. Eğer yargıç Bates bu savı onaylasaydı, hükümetin gerekli yasal süreçlere başvurmadan Amerikan vatandaşlarını hedef almasına ciddi bir kısıtlama getirmiş olacaktı. Enver el Avlaki, hakkında vatana ihanet suçundan dava açılması ve yakalanırsa bir Amerikan mahkemesinde yargılanması gereken birisidir. Ancak gerekli yasal süreçlere başvurulmadan öldürülmesi düşüncesinin mutlaka bir mahkeme tarafından ele alınması gerekir. Bates, bunu reddederek, sorumluluğunun gereğini yerine getirmekten kaçınmıştır.”