Washington Times’da yayınlanan, Aşiş Kumar Sen ve Eli Lake’in ortak kalame aldıkları yazıda, Libyalı isyancıların NATO hava saldırılarının azalmasından Türkiye’yi sorumlu tuttukları belirtiliyor. Ankara’nın ateşkes üzerinde çalıştığını belirten iki yazar, şöyle devam ediyor:
‘Libyalı isyancılar, Kaddafi güçlerine yönelik NATO hava saldırılarındaki yumuşamadan ötürü NATO’nun tek Müslüman üyesi olan Türkiye’ye öfke kusuyor. İsyancılar bu hafta başında Bingazi’ye gıda ve tıbbi yardım malzemeleri taşıyan bir Türk gemisini geri çevirdi. Çarşamba günüyse Bingazi’deki Türk Konsolosluğu’na saldırı düzenlendi. İngiltere’deki Geçici Ulusal Geçiş Dönemi Konseyi’nden Guma El-Gamati, Washington Times’a telefonda verdiği demeçte, Türkiye’nin NATO saldırılarını engellediğini, son dört-beş gündür saldırıların azalmasının nedeninin Türkiye’nin saldırıları veto etmesi olduğunu söyledi. Ancak Türkiye isyancılar ve Kaddafi güçleri arasında ateşkes sağlanması için arabuluculuk rolüne soyundu. Ankara, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ve Kaddafi’nin dışişlerı bakanı Abdülati Obeydi arasındaki görüşmeye ev sahipliği yaptı. Ancak Libya’nın Amerika’daki Geçici Ulusal Konsey’in resmi temsilcisi Ali Aujali, Türkiye’nin tutumunun başından beri çelişkili olduğunu söylüyor. Öte yandan El Gamati, Türkiye’nin Kaddafi güçlerine yakıt sattığına ilişkin ellerinde güvenilir bilgi olduğunu belirtiyor. Bir Türk yetkiliyse isyancıların suçlamalarının tamamen yanlış ve asılsız olduğunu açıkladı. Başbakan Erdoğan’ın başdanışmanı İbrahim Kalın, uçuş yasağı ve silah ambargosu uygulamasına katılan ve NATO dahilindeki çabalara destek veren Türkiye’nin ülkeye insani yardım da sağladığını belirtiyor. Ancak isyancılar Erdoğan’ın takındığı tavırdan hala rahatsız ve öfke dolu.’
New York Times ise Obama Yönetimi’nin Yemen Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’i görevden uzaklaştırmaya çalışmakla doğru adımı attığını yazıyor. Yazı şöyle devam ediyor:
‘Salih’in görevden uzaklaştırılma süreci, Salih yanlılarının protestocuların üzerine ateş açmasından ve 50 kişinin ölmesinden hemen sonra, yani haftalar önce başlaması gerekiyordu. Sivil ölümleri hızla artarken ve ordu bölünmüşten Salih’in görevi bırakması daha da önem kazanmış durumda. Washington, müttefiklerine, yıl sonuna doğru görevi bırakacağını açıklayan Salih’in koltuğundan hemen inmesi gerektiğini söylüyor. Bunu açık açık söylemek süreci hızlandırabilir. Amerika’nın Yemenlilerin gözündeki imajını düzeltebilir, yeni kurulacak hükümetin terörle mücadelede daha fazla işbirliği yapması olasılığını yükseltebilir. Amerika’nın Yemen’de çok önemli stratejik çıkarları var. Yemen’deki El Kaide’nin Fort Hood askeri üssündeki saldırılarda ve Detroit’e giden yolcu uçağının bombalanması girişiminde parmağı olduğu biliniyor. Yemen’in, Devlet Başkanı Salih olmadan, Amerika desteğini de arkasına alarak ilerlemesi gerekiyor. İki aydır süren kriz nedeniyle ciddi gıda ve döviz sıkıntısı çekiliyor. Yemen’e yönelik yeni politikalar oluşturmaya başlayan Washington’un ise en güvenilir müttefiklerin kendi insanlarını vuranlar değil, halkına kulak verenler olduğunu unutmaması gerekiyor.’
Boston Globe’da yayınlanan bir yazıysa Amerikan Kongresi’yle Başkan Obama arasında 2011 bütçesine ilişkin çıkmazı ele alıyor. Kongre’deki Cumhuriyetçi liderlerin Başkan Obama’dan bazı anlamlı ödünler koparmaya çalıştığını belirten gazete, parti içindeki Çay Partisi kanadının niyetininse bütçe tartışmalarını kullanarak hükümeti aşağıya çekmek olduğunu yazıyor ve şöyle devam ediyor:
‘Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner ve diğer ılımlı muhafazakarlar Demokratlarla anlaşmalı ve haftasonu gelmeden hükümetin kapanmasını engellemelidir. Cumhuriyetçiler için hükümetin kapanmasını sağlamak, bu konuda birlik ve beraberlik sergilemek çekici gelebilir. Böyle bir sonuç Kongre’ye daha yeni seçilmiş siyasetçilerin hükümeti değiştirme konusunda gayet ciddi oldukları imajını sergilemelerini sağlayabilir. Cumhuriyetçi Parti’nin sağ kanadı, seçmenlerin başkentte işlerin yolunda gitmediği, bozukluk olduğu hissine kapılmasından en çok fayda sağlayacak taraftır. Ancak birçok seçmen Boehner, Obama ve Reid’in aralarında anlaşma sağlamasını istiyor. Çay Partisi kanadıysa doğum kontrolünden AmeriCorps gönüllülerine, kamu televizyonu PBS yayınlarının kesilmesine kadar hükümet karşıtı ideolojilerine karşı olan herşeyi hedef almış durumda. Tüm bunlar bütçe genelinde devede kulak kalıyor. Saçmalamak için artık zaman yok. Tarafların artık bir an önce anlaşmaya varması gerekiyor. Cumhuriyetçi Parti’nin Çay Partisi kanadını etkisiz hale getirmesinin zamanı gelmiştir.’