Erişilebilirlik

4 Mart Amerikan Basınından Özetler



Washington Post
’ta yayınlanan Charles Krauthammer imzalı yazıda tüm dünyanın Amerika’nın Kaddafi’yi devirmesini istediği, ancak Saddam Hüseyin’i deviren aynı Amerika’nın emperyalist, yalancı, kibirli ve şiddet düşkünü olmakla suçlandığına dikkat çekiliyor. Krauthammer Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi’yi karşılaştırdığı yorumunda Amerika’nın Irak’ta oynadığı role de dikkat çekiyor. Yazı şöyle devam ediyor:

‘Köyleri yokeden Saddam Hüseyin sistematik bir katildi. Baas sistemi işkence, korkutma ve toplu cinayete dayanıyordu. Irak’ta rejime son vermek Amerika’nın yardımı olmadan mümkün değildi. Kaddafi’yse kaprisli bir katil. Az sayıda silaha sahip Libyalılar ülkenin yarısını kendi başlarına ele geçirdiler bile. Amerika’nın Irak’ta demokrasiyi kurmak için çok büyük bir bedel ödediği söylenebilir. Ancak hangi tarafı tutarsanız tutun Irak şu anda Arap dünyasında en özgür basınına sahip, çok partili seçimlerin yapıldığı, en iyi işleyen demokrasisidir. Evet, Irak demokrasisi hala çok kırılgan, ancak Mısır’ın Irak’ın geldiği noktaya bir yıl içinde erişmesi bile büyük bir başarı olarak tanımlanacaktır. Libya’daysa Irak Savaşı’nın etkisi çok daha gözle görünür. Ne kadar kan dökülürse dökülsün Libyalılar soykırım tehdidiyle karşı karşıya değil. Saddam ve oğullarının sonu Kaddafi’yi o kadar korkutmuştu ki kitle imha silahlarından vazgeçme yolunu seçti.’

Christian Science Monitor
ise Laurie Garrett’ın bir yazısına yer veriyor. Garrett yazısında baskıcı rejimler, ekonomik zorluklar ve yoksunluk içinde yaşayan ülke halklarına yardım etmenin Amerikalıların vatanseverlik görevi olduğunu öne sürüyor. Garrett, açları doyurmanın, hastaları iyileştirmenin, gençleri eğitmenin, tüm dünyaya demokrasi getirmenin aslında Amerika’nın kendi durumunu iyileştirmesi anlamına geldiğini yazıyor ve şöyle diyor:

‘Yabancı yardım aslında Amerikan yardımıdır. Washington’un yabancı ülkelere yaptığımız yardımda kesintiye gitmesi kaygı verici. Kimileri özellikle işsizlik oranının çok yüksek olduğu şu günlerde bu yardımın boşa yapılan bir harcama olduğunu ve vatanseverlikle ilgisi olmadığını söylüyor. Yabancı ülkelere yardım kolay bir siyasi hedef olabilir ancak bu yardım partilerüstüdür, etkilidir ve Amerika’nın en iyi yanlarını yansıtır. Askeri olmayan yabancı yardım 2011 federal bütçesini sadece yüzde biri. Bu yardımı kesmek bütçe açığını kapatmaya yetmeyecek ancak gıda, ilaç, meslek eğitimi gibi konularda Amerika’ya güvenen yüzlerce milyon insanın hayatında büyük bir fark yaratacak. Başkan George H.W. Bush ‘Gücü insanlara yardım için kullanın, dünyaya gösteri yapmak ya da isim edinmek için değil. Gücün tek kullanım alanı olmalıdır, o da insanlara yardım etmektir’ demişti. Washington’da bütçe savaşlarının verildiği bu dönemde bu sözün iyi değerlendirilmesi gerekir.’

USA Today’deyse gazetenin kurucusu Al Neuharth’ın bir yazısı yer alıyor. Neuharth, yazısında, Başkan Obama’ya, Vietnam Savaşı muharibi, 1981-1983 yılları arasında Başkan Reagan döneminde savunma bakanı yardımcılığı görevini yürütmüş Bing West’in Afganistan’daki savaşa dair görüşlerini açıkladığı ‘The Wrong War’ ‘Yanlış Savaş’ adlı kitabını okumasını tavsiye ediyor. Neuharth şu tavsiyelerde bulunuyor:

‘Afganistan Savaşı askeri bir hatadır. İngiltere 1839-1919 yılları arasında verilen üç savaşla Afganistan’ı kontrol etmeye çalıştı ama başaramadı. Her seferinde hüsrana uğradı, 28 bin İngiliz askeri yaşamını yitirdi. Eski Sovyetler Birliği 1970 ve 80’li yıllarda 14 bin Sovyet askerinin hayatına malolan dokuz başarısız yıldan sonra Afganistan’dan çekilme kararı aldı. Ne yazık ki Amerikan kamuoyu bin 381 askerin ölümüne ve 455 milyar dolarlık zarara rağmen Afganistan Savaşı üzerinde kafa yormuyor. Başkan Obama Afganistan’daki askerlerimizin büyük bölümünü çekmeli, ülkede modern demokrasi kurma hayallerine yüzlerce milyar dolar harcamaktan da vazgeçmelidir. Eğer Obama bu gerçekleri anlamazsa 2012 seçimlerinde anlatacağız.’

XS
SM
MD
LG