Erişilebilirlik

31 Ocak Amerikan Basınından Özetler


USA Today Amerika’nın yıllarca Mısır’da stratejik çıkarları uğruna demokratik değerleri göz ardı etmesini eleştiriyor. Ancak gazete, Mübarek sonrasına ilişkin olarak da demokrasi açısından karamsar bir tablo çiziyor:

“Mısır, demokratik kurumlara sahip değil. 82 yaşındaki Mübarek’in kalan günlerinde de bu kurumların oluşturulması mümkün değil. Dolayısıyla ortaya iki seçenek çıkıyor. Bir uçta Müslüman Kardeşler var. Mücadeleyi bu örgütün kazanması felaket olur. Diğer uçta ise, ülkenin en güçlü kurumu olan ve şimdiye kadar Mısır’ı yöneten isimlerin içinden çıktığı ordu var. Ortada ise, bu ayaklanmayı başlatan kitleler var. Hiç kimse ne yapacağını bilmiyor. İyi örgütlenmiş değiller. Tanınmış liderleri ve hedefleri yok. Bütün bunların ortaya çıkması için zaman gerekiyor ve belki ustaca yapılacak diplomatik manevralar biraz zaman kazandırabilir. Ancak belirsiz bir hızla da olsa, bir dönemin sona erdiğinden kuşku yok. Amerika’nın da bu duruma uyum sağlaması gerekiyor. Bu, hiç de iç rahatlatan bir durum değil.”

New York Times’da İsrail’in Mısır’daki gelişmelere ilişkin kaygılarını yansıtan bir haber dikkat çekiyor. Haberde, Mısır’da İslamcı bir yönetimin işbaşına gelmesi halinde İsrail’in zor durumda kalacağı vurgulanıyor:

“İsrail’in askeri planlaması Mısır’la barış üzerine dayanıyor. Kullandığı doğalgazın neredeyse yarısını Mısır’dan ithal ediyor. İşgal edilen toprakların geri verilmesine karşılık olarak diplomatik ilişki kurulması prensibi Mısır’la 1979 yılında imzalanan barış antlaşmasına dayanıyor. Üst düzey bir İsrailli yetkili, ‘Amerika için Mısır, Ortadoğu politikasının köşe taşlarından biridir, İsrail için ise temel taşıdır’ diyor. İsrailli yetkililer, Mübarek’in devrilmesi halinde Netanyahu’nun bölgede hiç müttefikinin kalmayacağına dikkat çekiyor. Eski ulusal güvenlik danışmanı Giora Eliand, Mısır’ın İsrail’le barış antlaşmasını iptal etmemesi halinde bile, Müslüman Kardeşlerin belirleyici olduğu bir hükümetin işbaşına gelmesi durumunda Mısır’la savaş ihtimalinin göz ardı edilemeyeceğini söylüyor.”

Washington Times Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanı İbrahim Kalın’la yapılan bir röportaja yer veriyor. Kalın, AB’nin Türkiye’ye karşı tavrında İslam karşıtı önyargıların etkili olduğunu söylüyor:

“Ankara’nın ayrıcalıklı ortaklık önerisini tamamen reddettiğini belirten Kalın, AB’nin ya tam üyeliği ya da tam bir reddetmeyi tercih etmesi gerektiğini kaydetti ve ‘bunun arası yok’ dedi. Kalın, ‘Eğer Avrupa toplumuna, kültürüne, ekonomisine ve genel anlamda dış politikasına entegrasyondan bahsediyorsanız, biz zaten bunu gerçekleştirdik’ diye konuştu. Kalın, Türkiye’yi eleştirenlerin Ankara’nın İran ve Suriye gibi ülkelerle olan ilişkilerini gündeme getirdiğini belirterek, Türkiye’nin tarihi düşmanı Yunanistan’ın yanı sıra, Rusya ve Balkan ülkeleriyle de yakınlaştığını hatırlattı. Kalın, ‘Tablonun geneline bakarsanız, herkesle ilişkilerimi geliştirdiğimizi görürsünüz’ dedi.”

Los Angeles Times göçmenlik reformu konusunda partiler üstü bir uzlaşma sağlanabilmesi için, kaçak göçmenlerle mücadelenin büyük önem taşıdığını savunuyor. Gazete, Obama yönetimini bu konuda daha duyarlı olmaya çağırıyor:

“Yapılan birçok anket, Amerikan halkının halen ülkede bulunan kaçak göçmenlere vatandaşlık verilmesini desteklediğini gösteriyor. Ancak birçok anket de, kaçak göçmenlere karşı yasaların uygulanmasının da büyük önem taşıdığına işaret ediyor. Başkan Obama’nın ve göçmenlik reformunu destekleyen diğer grupların başarılı olması için, kaçak göçmenlere yasal statü kazandırılması kadar sınırların korunması ve yasaların uygulanması konularına da vurgu yapmaları gerekiyor. Kapsamlı bir reformun ise, hem halen Amerika’da bulunan kaçak göçmenlere yasal statü kazandırmayı hem de gelecekte Amerika’ya girmek isteyecek yeni kaçak göçmenleri önleyecek tedbirleri içermesi gerekiyor.”

XS
SM
MD
LG