Los Angeles Times Akdamar Kilisesi’nde Ermenilerin düzenlediği ayini, Türk-Ermeni ilişkileri açısından ele alıyor. Haberde ayinin, hem iki toplum arasındaki yakınlaşma isteğini hem de yaşanan sorunları ortaya koyduğu belirtiliyor:
“Hem Türkiye’deki hem de Ermeniler arasındaki bazı muhalifler kilisenin açılmasını Türklerin şiddet dolu geçmişlerini temizleme çabası olarak gördüler. Ancak bazıları da Pazar günü yapılan ayini, eski siyasi seçkinlere kıyasla ülkenin içeride ve dışarıdaki hassas sorunlarını çözmeye daha hazır görünen aktivist bir hükümetin önemli bir jesti olarak değerlendirdiler. Ne var ki, kilisenin üstüne haç dikilmesi konusunda yaşanan anlaşmazlık, Türkler ile Ermeniler arasındaki ilişkilerin, göreceli olarak küçük sorunlarda bile ne kadar hassas olduğunu gösterdi. Türk hükümeti, kilisenin kubbesinin yaklaşık 200 kiloluk hacı taşıyamayacağını söyleyerek bu durumdan İtalyan mimarı sorumlu tuttu. Ancak birçok Ermeni, bu durumun Türk şovenizminden kaynaklandığını öne sürdü. Buna karşılık bazı Ermeniler de, yaraların sarılması için uzlaşma çağrısında bulundu.”
Wall Street Journal Akdamar adasındaki ayinin bazı Ermeniler tarafından boykot edildiğine dikkat çekiyor. Haberde, Türk hükümetinin ayini dini azınlıklara gösterilen hoşgörünün bir örneği olarak göstermeye çalıştığı vurgulanıyor:
“Pazar günkü ayin, Türk hükümetinin son dönemde izin verdiği ikinci özel kilise açılışıydı. Ankara Ağustos ayında, Cumhuriyet’in kurulmasından sonra ilk kez, Karadeniz bölgesindeki Sümela Rum Ortodoks Manastırı’nda Hristiyanların ayin düzenlemesine izin vermişti. Hristiyan azınlığa yönelik davranışları nedeniyle sık sık eleştirilen Ankara, bu ayinleri dini hoşgörünün artırılması yönündeki kararlılığının bir göstergesi olarak takdim ediyor. Muhalifler ise, sıkı bir denetim altında gerçekleştirilen bu ayinleri, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme umudunu artırmak amacıyla iyi hazırlanmış bir halkla ilişkiler kampanyası olarak değerlendiriyor.”
Boston Globe Maliye Bakanı Timothy Geithner’ın Çin’i manipülasyon yapan ülkeler listesine almamakta direnmesini eleştiriyor. Gazete, Kongre üyelerinin Çin’e karşı etkin önlem alınmasını istediğini kaydediyor:
“Yönetim geçmişte Pekin’le yapıcı bir işbirliği hatta stratejik bir ortaklık ilişkisi geliştirmeye odaklanmıştı. Ancak Çin hükümeti gerçek bir partner gibi davranmaya başlamazsa, yönetimin bu tavrını sürdürmesi zor olacaktır. Geithner, Maliye Bakanlığı’nın 15 Ekim’de yayınlayacağı raporunda Çin’i kur manipülasyonu yapan bir ülke olarak ilan etmelidir. Bu, amerika’nın Çin’den gelen ithal mallara karşı ticari yaptırımlar uygulamasının yolunu açacaktır. Bu yaptırımlar belki Dünya Ticaret Örgütü’nce kabul edilmeyecektir. Ancak Çin parasının değerini değiştirmenin yolu sadece tehditten geçiyor.”
New York Times kaçak göçmen gençlere yasallık yolunu açacak Dream Act tasarısının kapsamlı bir göçmenlik reformunun yerini tutmayacağını yazıyor. Gazete, yine de bu tasarının bir an önce kabul edilmesi çağrısında bulunuyor:
“Tasarı, gerekli belgelere sahip olmadıkları halde ebeveynleri tarafından bu ülkeye getirilen gençlere, askerlik ve yüksek öğrenimin yolunu açıyor. Bu gençler eğer liseyi bitirir, iyi bir ahlaki karaktere sahip olduklarını gösterir ve en az iki yıl askerlik hizmeti yaparlarsa ya da üniversiteyi kazanırlarsa vatandaşlık alabilecekler. Amerika’daki 11 milyon kaçak göçmenden yaklaşık 800 bini bu tasarıdan yararlanabilecek. Şu anda kaçak olmaları hiçbir şekilde bu gençlerin suçu değil ve mevcut durumda kaçaklıktan kurtulma şansları da yok. Bu Kongre’nin ve muhtemelen bir sonraki Kongre’nin de kapsamlı bir göçmenlik reformunu kabul etme ihtimali görünmediğine göre, Amerikalı olmayı bekleyen çok sayıdaki insanın en büyük yasallaşma umudu bu tasarıdır.”