Washington Post Mısır devlet başkanı Mübarek’in göstermelik tavizler ve boş sözlerle halk devrimini önlemeye çalıştığını yazıyor. Gazete protestocuların, Mübarek’in istifası talebinde ısrarlı olduklarını vurguluyor;
“Mübarek ve yardımcısı Süleyman’ın verdiği mesajlar, iki yaşlı liderin hala iktidarda kalmaya kararlı olduklarını, verilecek tavizleri en aza indirmeye çalıştıklarını ve Eylül ayında Mübarek’in yerine gelecek kişiyi belirlemek istediklerini gösteriyor. Geçtiğimiz iki hafta boyunca, bu yöntem belki işe yarayabilirdi. Ancak, Perşembe günü Kahire’de düzenlenen kitlesel gösteri ve ülkenin diğer bölgelerine de yayılan huzursuzluk, artık bu taktiğin gerçekçi olmadığını gösteriyor. Obama, Perşembe akşamı yaptığı açıklamada Mısır’daki olağanüstü halin kaldırılmasını, ülkeyi adil ve özgür seçimlere götürecek yol haritasının belirlenmesi amacıyla muhalefet ve sivil toplumla anlamlı bir diyalog kurulmasını istedi. Bunun olabilmesi için Mübarek’in görevden ayrılması gerekiyor. Süleyman’ın da ya görevden ayrılması ya da tutumunu radik biçimde değiştirmesi gerekiyor.”
USA Today Hüsnü Mübarek’in göreve devam etme kararının ardından Mısır’da tehlikeli bir durumun ortaya çıktığını belirtiyor. Gazete, gelinen noktada Amerika’ya da büyük bir sorumluluk düştüğünü vurguluyor;
“Mübarek’in inatçı ve kimseye aldırmaz tavrı Amerika’nın kapalı kapılar ardında manevralar yapmaktan vazgeçerek, protestoculara destek vermesi için bir fırsat yaratıyor. Başkan Obama, Perşembe akşamı sert bir tavır değişikliği göstererek bu yönde bir adım attı. Obama, bu tavrını sürdürmelidir. Yaşadığımız dönüm noktası sadece Mısır açısından önem taşımıyor. Bütün Ortadoğu’da tarihi bir geçiş döneminin başlangıcı anlamına geliyor. Yeni dönemde Amerika, baskıcı rejimlerle kurduğu ittifaklara kıyasla, olayları yönlendirme konusunda daha az olanağa sahip olacaktır. Ancak yine de Amerika, bölge halkının demokratik taleplerinin yanında yer almalıdır. Bu değişimi sağlamak için, daha iyi bir fırsat muhtemelen olmayacaktır.”
New York Times Cumhuriyetçilerin önerdiği bütçe kesintilerini ideolojik buluyor. Gazete, Cumhuriyetçilerin bu sorumsuz tavırlarından vazgeçmemesi halinde devletin çalışamaz duruma düşeceğini savunuyor;
“”Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçi liderler, başkan Obama’nın bütçe harcamalarına karşı iki yıldır gösterdikleri tepkinin ardından nihayet devleti küçültme konusundaki kendi düşüncelerini açıkladılar. Sadece hükümetin üstlenebileceği mesleki eğitim, çevrenin korunması, hastalıklarla mücadele ve suçların önlenmesi gibi bir dizi önemli konuda on milyarlarca dolarlık kesinti yapılmasını istediler. Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi üyeleri, bu kesintilerin yol açacağı acılara ve işsizliğin artmasına karşı duyarsız olduklarını gösterdiler. Şimdi Kongre’deki Demokratlara ve Beyaz Saray’a düşen görev, Amerikan halkının yaşam kalitesinin tehlikede olduğunu halka anlatmaktır.”
Los Angeles Times Çay Partisi hareketi ile ilişkili Cumhuriyetçi Kongre üyelerinin Yurtseverlik Yasası’nın süresi dolan maddelerinin uzatılmasını engellediğini hatırlatıyor. Gazete, bu yasanın terörle mücadele için büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor;
“Cumhuriyetçilerin muhalefeti önemli ölçüde, Yurtseverlik Yasası’nın özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği düşüncesine dayanıyor. Aslında süresi dolan yasa maddelerinin hepsi de, karşı çıkılacak unsurlar içermiyor. Bu yasa, teröre karşı savaşta hükümetin aşırı yetkilerle donatıldığı düşüncesinin sembolü haline geldi. Oysa Bush yönetiminin mahkeme kararı olmadan telefonları dinlemesi ve Guantanamo’daki tutuklulara kötü muamele yapılması gibi uygulamaların bu yasayla bir ilgisi yok. Buna rağmen bu yasa özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesine olanak tanıyor. Bunun düzeltilmesi gerekiyor.”