Erişilebilirlik

1 Nisan Amerikan Basınından Özetler



Washington Post, Libya’nın Washington Büyükelçisi Ali Süleyman Aujali’nin bir yasızına yer veriyor. Aujali, yazısında, 40 yıllık baskıcı Kaddafi rejimine karşı ayaklanan Libya halkının Başkan Obama ve Amerikan halkının yardım ve desteğine minnettar olduğunu, hava saldırıları ve insani yardımın bir faciayı önlediğini söylüyor. Aujali bu mücadelenin teröre karşı verildiğinin, Libya halkının özgürlük için savaştığının açıkça anlaşılması gerektiğini belirten Büyükelçi, 40 yıl sonra bir teröristi diğeriyle takas etmek gibi bir niyetleri olmadığını, her hür halk gibi Libyalıların da aynı haklara sahip olmak istediğini, korkmadan yaşamayı arzuladığını, bu amaçlara ters emeller besleyen El Kaide ya da başka örgütlere tahammül göstermeyeceklerini, ancak yardıma ihtiyaçları olduğunu söylüyor. Aujali şöyle devam ediyor:

‘Canica bir karşı saldırı tehdidi altındaki muhaliflerin sivilleri korumak ve elde edilen kazanımları kaybetmemek için acil yardıma ihtiyacı var. Bu nedenle Amerika ve uluslararası toplumdan yardım istiyoruz. Uçuş yasağı ve hava saldırılarını devam ettirin. Saldırılar Kaddafi güçlerini bu hafta durdurmayı başardı. Bu tempoyu korumak karşı saldırıları etkisiz hale getirmek için kritik önem taşıyor. Askeri yardımı arttırın. Hava operasyonları büyük fark yarattı ancak zafer karada kazanılacak. Kaddafi’yi defetmek Libya halkının işi, ancak uluslararası toplum, asilerin Kaddafi güçleriyle eşit şartlarda savaşabilmesini sağlamalı. Daha iyi silahlara ihtiyacımız var. İnsani yardımın da artması gerekiyor. Gıda, su, tıbbi malzemeler ve yakıt az bulunuyor. Libya’da yüzbinlerce kişi yerinden yurdundan oldu. Uluslararası toplum yardıma çabuk yetişti ama daha fazlası gerekiyor. Kaddafi rejiminin dondurulan mal varlığını serbest bırakın. Amerika ve diğer ülkeler Kaddafi rejiminin 50 milyar dolarlık malvarlığını dondurmuş bulunuyor. Bu, yolsuz Kaddafi hükümetinin Libya halkından çaldığı paradır. Bu paraya acilen erişebilirsek insani yardım ve askeri teçhizata olan ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz. Libya’da oluşturulan geçiş dönemi konseyini tanıyın. Muhalefet liderlerinin ortak amacı Libya’ya özgürlük getirmek. Libyalı doktorları, avukatları, eski subayları, diplomatları, öğrencileri ve işadamlarını temsil ediyoruz. Çoğumuz Amerika ve Avrupa’da eğitim gördü, uzun yıllar yaşadı. Liderliğimizi Amerika ve uluslararası toplumun güvenini kazanmak için kullanmaya hazırız. Londra Konferansı muhalefeti tanıtmak ve planlarını görmek için bir başlangıç oldu. Şimdi daha fazla diplomatik ilişki içine gitmek istiyoruz. Önümüzde çok uzun br yol var. Onyıllar boyu süren baskıyı kaldırıp demokratik kurumlar ve sivil toplum oluşturmak bir gecede olacak bir iş değil. Geçiş dönemi konseyi hür bir toplumun temellerini atmayı amaçlıyor. Anayasayı, yargı sistemini, özgür basını yeniden oluşturacağız. Ancak barış zamanı yapılacaklara başlamadan önce bu kirli savaşı bitirmemiz gerekiyor. İhtiyacımız olan yardımı almazsak tüm bu emellerin pek bir anlamı kalmayacak.’

Christian Science Monitor ise Başkan Obama’nın enerji politikasını ele alıyor. Washington’un karbon salımını engellemeye ilişkin politikalarının ‘bir sera gazı gibi buhar olup gittiğini’ belirten gazete, benzin fiyatlarının galon başına 4 doları bulduğu ve istihdam yaratmanın en önemli amaçlardan biri olduğu bu dönemde enerji konusunda önceliklerin denizde petrol aramaya, nükleer enerjiye ve doğalgaza verildiğini belirtiyor. Gazete şöyle devam ediyor:

‘Bu yeni gerçekliği, Başkan Obama, Çarşamba günü yaptığı konuşmada dile getirdi. Cumhuriyetçiler tarafından kontrol edilen Temsilciler Meclisi’ne uyum sağlamaya çalışan Obama enerji konusunda zafer kazanmak için orta yolu bulmaya çalışıyor. Cumhuriyetçilerle enerji politikası konusunda barış yapmak mümkün olmayabilir. Ancak Başkan en azından kendisini bir enerji eylemcisi olarak göstermeyi başarıyor. Petrol zengini Ortadoğu’daki karışıklıklar, Meksika Körfezi’ndeki petrol sızıntısının birinci yıldönümünün yaklaşması ve Japonya’daki nükleer kriz enerji üretiminin zorluklarını yeniden gündeme getiriyor. Yükselen benzin fiyatları herkesin bütçesini sarsıyor. Başkan Obama Georgetown Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada 2025 yılına kadar petrol ithalatını üçte bir oranında azaltmayı amaçladıklarını söyledi. Başkan daha önce de 2035 yılına kadar Amerika’nın elektriğinin yüzde 80‘inin temiz enerji kaynaklarından sağlanmasını amaçladığını belirtmişti. Amerika’yı yabancı petrol bağımlılığından kurmarmak Obama’nın başkanlık süresinin çok sonrasında ulaşılacak bir amaç. Kongre federal teşvik paketleriyle Amerika’nın petrol bağımlılığını azaltacak uzun vadeli büyük yatırımlar yapmaya hazır olmayabilir. Ancak başka ülkeler, ekonominin böyle teşviklere ihtiyacı olduğunu keşfetti. Çin şimdi dünyada rüzgar enerjisinden en çok faydalanan ülke. Almanya’ysa güneş enerjisine en çok yatırım yapan ülke. Japonya elektrik ve benzinli hibrit araç üretiminde başı çekiyor. Brezilya’da araçların yarısı biyolojik yakıtlarla işliyor. Geleceğin enerji kaynakları başka ülkelerle geliştiriliyor. Amerika buna sondaj yapmaktan daha başka şekilde karşılık vermeli.'

New York Times ise Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Hıristiyan Demokrat Parti’sinin Baden-Württemberg eyaletindeki seçimlerde aldığı yenilgi ışığında Merkel’in politikalarını değerlendiriyor. Gazete şöyle diyor:

‘Seçimler Japonya’daki nükleer krizin gölgesinde yapıldı. Almanya’daki 17 nükleer reaktörden 4’ü Baden-Württemberg eyaletinde bulunuyor. Bu reaktörlerin geleceği seçimlerdeki en önemli konuydu. Bu nedenle nükleer enerji karşıtı Yeşiller Partisi seçimden zaferle çıktı. Merkel’in reaktörlerin ömrünün 30 yıldan 40 yıla uzatılmasına ilişkin yasayı savunması seçim yenilgisinde rol oynadı. Merkel ayrıca Libya konusunda da büyük hayal kırıklığı yarattı. NATO, Almanya’nın savunma planlarının en temel öğelerinden biri olmasına rağmen Merkel, Akdeniz’deki Alman gemilerini Libya operasyonlarından uzak tutmak için geri çekti. Almanya ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Libya’ya askeri müdahalede bulunma konusundaki oylamada çekimser kalmıştı. Almanya’nın ekonomik refahının Avrupa Birliği’ne, askeri güvenliğininse NATO’ya bağlı olduğu düşünülüyordu. Ancak artık Merkel’in neye inandığını anlamak gitgide zorlaşıyor.’

XS
SM
MD
LG