Washington Post, Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu’nun dün yayınladığı 300 sayfalık azil soruşturması raporunun ayrıntılarını aktarıyor. Gazete, Demokratlar’ın raporda Ukrayna’yı siyasi güdümlü soruşturmalar açmaya zorlayan Başkan Trump’ı görevini kötüye kullanmakla suçladığını ifade ettiğini yazıyor. Raporda ayrıca Trump’ın kendi siyasi çıkarlarını kollamak için ulusal güvenliği tehlikeye attığı, daha sonraysa Kongre’nin gerçeğe erişmesini engellemek için “eşi benzeri görülmemiş” bir kampanya başlattığı ayrıntısı yer alıyor. Habere göre rapor, Trump’ın Temsilciler Meclisi’nde karşı karşıya kalacağı azil maddelerini listelemiyor. Ancak çok sayıda görgü tanığının Başkan’ın talimatlarına uyduğunu, Kongre’de ifade vermeleri için şahıslarına gönderilen celpleri dikkate almadıklarını ve ifade vermeyi reddettiklerini kaydeden Demokratlar, Trump’ı en azından Kongre’ye müdahale etmekle suçlamaya hazırlanıyor. Azil sürecinin bir sonraki aşaması, azil maddelerinin kaleme alınacağı Temsilciler Meclisi Yargı Komisyonu’nda devam edecek. Yargı Komisyonu’nun bugün anayasa hukukçularının ifadeleriyle çalışmalarına başlaması bekleniyor. Hızlandırılmış sürecin Noel’den önce tamamlanması bekleniyor. Azil çekişmesi daha sonraysa Trump’ın çok sayıda müttefiki tarafından aklanmasının beklendiği Senato’ya taşınacak.
New York Times ise Londra’da devam eden NATO zirvesi ve Amerika-Avrupa ilişkileriyle ilgili haber ve yorumlara yer veriyor. Gazete, Avrupa siyasetinin değişen çehresinin Trump açısından da dengeleri alt üst ettiğini kaydediyor. Habere göre Fransa’nın hırslı Cumhurbaşkanı Macron, Almanya’nın topal ördek başbakanı Merkel ve İngiltere’nin Brexit yanlısı Başbakanı Johnson, Trump’ın Avrupa’yla ilişkilerinin matematiğini değiştiriyor. Örneğin Avrupa siyasetinde Merkel’in şimdilik yerini aldığı gözlenen Macron, Trump’ın karşısına Avrupa’daki bir numaralı hasmı olarak çıkıyor. Macron’un geçen ay The Economist dergisine verdiği söyleşide NATO’nun beyin ölümü yaşadığı ve stratejik yönünü kaybettiği şeklindeki yorumları, Trump ve Merkel’i öfkelendirmişti. Trump’ın en “doğal müttefiki” sayılacak İngiltere Başbakanı Boris Johnson’la ilişkilereyse özellikle İngiltere’de 12 Aralık’ta yapılacak seçimlerden önce mesafeli yaklaşmaya çalıştığı gözleniyor. Gazeteye göre Avrupa değiştikçe Trump da Avrupa siyasetine yönelik yaklaşımını yeniden ayarlaması gerektiğini görüyor. Trump, 2020 başkanlık seçimlerinin yaklaştığı ve siyasi kampanyaların kızıştığı bu ortamda NATO dahil dış siyasette elde edebileceği her türlü kazanımı hanesine yazdırmak için çabalıyor. Bir zamanlar Amerika’yı köhnemiş olarak nitelediği NATO’dan çıkarma tehdidine bulunan Trump’ın şimdi ittifakı savunması, bunun en açık göstergelerinden biri.
Wall Street Journal ise teknoloji devi Google’ın kurucuları Larry Page ve Sergey Brin’in Google’ı bünyesinde barındıran çatı şirket Alphabet’teki aktif yöneticilik görevlerini bıraktıklarını yazıyor. Habere göre Alphabet’in yönetim kurulu başkanı Larry Page ve başkanı Sergey Brin, dizginleri dün Google’ın CEO’su Sundar Pichai’ye devretti. Alphabet’in yönetim kurulunda kalmayı sürdürecek olan Page ve Brin, firmaya ilişkin kararlarla ilgili oy gücünü hala ellerinde bulunduruyor. Google’ın çatı şirketi Alphabet’in başına getirilen Hindistan doğumlu 47 yaşındaki Sundar Pichai’ın yetki alanıysa bundan böyle arama motorunun çok ötesine geçecek. Pichai, sürücüsüz otomobil, yüksek irtifa balonlar ve insan ömrünü uzatma gibi çok farklı alanlarda da faaliyet göstermeyi amaçlayan Alphabet’te bir yandan da çalışanların memnuniyetsizliğinden siyasi bazı tehditlere ve Amazon gibi firmalarla rekabete kadar birçok farklı cephede mücadele verecek. Google’ı 1998 yılında Stanford Üniversitesi’nde öğrenciyken kuran Larry Page ve Sergey Brin, firmayı dünyanın büyük çoğunluğunun internetle etkileşimini kontrol eden küresel bir deve dönüştürdü.