Erişilebilirlik

'AP Kararı Avrupalı Siyasetçiler İçin Siyasi Bir Kılıf'


Ankara, Avrupa Parlamentosu'nun Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Afrin'de Kürt milislere karşı yürüttüğü askeri operasyona son vermesi çağrısına sert tepki gösterdi. Avrupa Parlamentosu'nun çıkardığı kararda, Afrin'de neredeyse iki aydır Türk güçlerin kuşatması altında bulunan yüzbinlerce sivilin durumundan endişe edildiği belirtiliyor. Ancak diplomatik söz düelloları bir yana, hem Avrupa Birliği hem de Türkiye'nin ilişkileri yeniden inşa etmek için çabalamaya devam etme konusunda istekli oldukları gözleniyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de yaptığı açıklamada Avrupa Parlamentosu'nun kararına sert tepki gösterdi.

Erdoğan, ”Boşuna heveslenmeyin. İşimiz bitmedikçe oradan çıkmayacağız” şeklinde konuştu ve ”Ey Avrupa Parlamentosu, sen burada benden 3 buçuk milyon Suriyeli'nin hangi yükünü aldın da bunu söyleyebiliyorsun? Bu sözler bizim bir kulağımızdan girer diğerinden çıkar” dedi.

Avrupa Parlamentosu, bu kararı, Afrin'de sıkışıp kalan yüzbinlerce sivilin insani krizle karşı karşıya olduğu konusundaki kaygıların artması üzerine aldı. Suriye İnsan Hakları Gözlem Örgütü, yaptığı açıklamada, ”Geceyarısından bu yana aralarında beş çocuğun bulunduğu 18 sivil, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin açtığı topçu ateşi sonucu öldü” dedi. Ankara’ysa operasyon başladığından bu yana sivillerin öldürüldüğü yolundaki iddiaları şiddetle reddediyor. Türk uçakları bu hafta Afrin üzerinde havadan attıkları broşürlerde sivilleri kenti terketmeye ve canlı kalkan olarak kullanılmayı reddetmeye çağırdı.

Avrupa Parlamentosu'nun kararının Ankara üzerinde bir etki yapma ihtimali son derece zayıf. Al-Monitor'da yazan Semih İdiz, bu konuda, ”Bu operasyondan dönüş yok. Uluslararası baskılar ne yönde olursa olsun hükümet bu operasyona çok fazla yatırım yaptı” diyor.

Hürriyet Daily News'den Murat Yetkin ve diğer bazı uzmanlarsa Avrupa Parlamentosu'nun bağlayıcı olmayan kararının Avrupalı siyasetçiler için siyasi bir kılıf niteliği taşıdığını ima ediyor. Yetkin, ”Avrupa Parlamentosu'nun kararı AB liderleri açısından bir taşla iki kuş vurma amacı taşıyor. Karar, bir yandan AB'nin Avrupa kamuoyuna Türkiye'yi hırpaladığı izlenimi verirken, diğer yandan diplomatik seviyede ilişkileri ılımlı seviyeye getirmek için Türkiye'ye ayrılan yardım paketinin önündeki engeli kaldırmayı amaçlıyor” ifadelerini kullanıyor.

Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupa'daki bazı kesimlerin şiddetli siyasi ve kamusal eleştirilerine rağmen hafta başında Ankara'yla yapılan mülteci anlaşmasının bir parçası olarak 3 milyar euro ödenek ayırma kararı aldı. Ankara, iki yıl önce imzalanan anlaşma uyarınca Avrupa Birliği'ne göçmen akışını durdurma taahhüdünde bulunmuştu. Anlaşma etkisini göstermiş ve Avrupa'ya giden göçmen sayısı ayda yüzbinlerle ifade edilirken sadece birkaç yüze düşmüştü.

Türk Hükümeti, mülteci anlaşmasını, başta Almanya ve Avusturya olmak üzere Avrupa'ya karşı elinde bulundurduğu en büyük kozlardan biri olarak görüyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, hafta başında Cumhurbaşkanı Erdoğan'la konuştu ve Türk medyasının haberlerine göre mülteci anlaşması ve güvenlik işbirliği konuları ele alındı.

Bu koz, 26 Mart'ta Bulgaristan'da yapılacak Avrupa Birliği liderler zirvesinde Erdoğan'ın yapacağı görüşmeler sırasında daha da önem kazanacak. Ankara, AB ülkelerine seyahat edecek Türk vatandaşlarının vizeden muaf tutulmasını ve gümrük birliğinin tanınmasını kabul ettirmeyi hedefliyor.

Global Source Partners'dan uzman Atilla Yeşilada, bu konuda şunları söylüyor: ”AB, karar almak için görüş birliği ya da çoğunluk kararı arayan bir topluluktur. Ancak bu, Türkiye sözkonusu olduğunda geçerliliğini yitiriyor. AB çapında dile getirilmeyen ortak bir görüş var, bu da, 'Evet, Türklerle görüşmek güzel, ama somut bir neticeye varmak istiyorlarsa Kopenhag kriterlerine uyum sağlamak zorundalar, yoksa anlaşma olmaz' şeklinde.”

Kopenhag kriterleri, AB'ye girmeyi amaçlayan ülkelerin uymaları gereken insan hakları standartlarını belirliyor. Ankara'nın 15 Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişiminden sonra başlattığı ve aralarında yüzden fazla gazetecinin de bulunduğu onbinlerce kişinin tutuklanmasıyla sonuçlanan temizlik operasyonu, Brüksel'in ağır eleştirilerinin hedefi haline geldi. Ancak Avrupa Birliği'ne göz kırpmak olarak nitelendirilecek bir hamleyle bazı gazeteciler kısa süre önce serbest bırakıldı. Bu sürecin Ankara'nın AB'yle ilişkileri iyileştirmeye çalıştığı bu dönemde devam etmesi bekleniyor.

Ankara bir yandan da Moskova'yla ilişkileri ilerletme arayışı içinde. İki ülke, İran'la birlikte Suriye'deki savaşı sona erdirmek için işbirliği yapıyor. Üç ülkenin dışişleri bakanları önümüzdeki ay Suriye meselesinin ele alınacağı İstanbul zirvesinden önce Astana'da bir araya geldi. Uzmanlar, bu işbirliğinin, Batılı müttefiklere, Türkiye'nin hiçbir ülkeye minnettar ya da borçlu olmadığı şeklinde bir mesaj iletme özelliği taşıdığını söylüyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG