Erişilebilirlik

AP’den Geri Adım Yok


AP'de düzenlenen oturumda Türkiye'nin vize muafiyeti için gerekli olan 72 kriteri yerine getirip getirmediği ele alındı.
AP'de düzenlenen oturumda Türkiye'nin vize muafiyeti için gerekli olan 72 kriteri yerine getirip getirmediği ele alındı.

Avrupa Birliği’nin Türkiye için önerdiği vize muafiyeti Avrupa Parlamentosu engelini aşamıyor. AP’de yapılan oturumdan, vize muafiyeti için gerekli 72 kriter karşılanmadan siyasi onay sürecinin başlatılmayacağı mesajı çıktı

Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden en önemli beklentileri arasında yer alan vize muafiyeti teknik olduğu kadar siyasi içeriğiyle de Ankara’yı zorluyor. Avrupa Birliği Komisyonu’nun 4 Mayıs’ta teknik değerlendirme yaparak olumlu tavsiyede bulunduğu vize serbestisi siyasi engele takılmış durumda.

Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği Komisyonu tavsiyesini yapar yapmaz siyasi grup liderlerinden ve Başkan Martin Schulz’tan oluşan Başkanlar Konferansı’nda Türkiye 72 kriterin 72’sini de karşılamadan onay sürecinin başlatılmayacağını ilan etmişti. Bununla da kalınmayıp Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin kriterleri karşıladığına dair yazılı garanti vermesi talep edilmişti.

Aradan geçen bir haftalık süreden yapılan temas ve değerlendirmeler Avrupa Parlamentosu’nun tavrında olumlu yönde değişikliğe gitmesini sağlamadı. Strasbourg’da yapılan oturum Avrupa Parlamentosu’nun 4 Mayıs’ta belirlenen pozisyonu koruduğunu ve geri adım atma niyetinde olmadığını net şekilde ortaya koydu. Schulz da, oturum öncesinde bir araya geldiği Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’a onay sürecinin neden başlatılmadığını, tavsiyenin Avrupa Parlamentosu’nun ilgili komisyonuna iletilmeme gerekçelerini iletti. Bu konuda iki taraf arasında frekans farkının çok net olduğunu söylemek mümkün.

Oturumda söz alan parlamenterlerin tamamına yakını beş kriterden terörle mücadele alanında yapılması istenen yasal düzenlemelere ilişkin olanını ön plana çekti. İlgili yasanın kapsamının çok geniş olması, sadece terörle mücadele amacıyla değil gazetecilerin tutuklanması, akademisyenlerin susturulması için de kullanıldığı işlenen tezler arasında yer aldı.

Avrupa Birliği, Türkiye’den organize suçlar ve terörle mücadeleyle ilgili yasaların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı, AB müktesebatı ve AB üyesi ülkelerin uygulamalarıyla uyumlu olacak ve uygulamada güvenlik ile özgürlük hakkını, adil yargılanma hakkını, ifade özgürlüğünü, toplantı ve dernek kurma özgürlüğünü güvence altına alacak şekilde gözden geçirilmesini istiyor. Türkiye’nin bu alanda her şeyden önce terör tanımını uyumlaştırması ve kapsamını daraltması gerekiyor.

Türkiye ise mevcut konjonktürde mümkün olmadığını Avrupa Parlamentosu’na resmen iletti. Bozkır, Schulz’la yaptığı görüşme başta olmak üzere tüm temaslarında bu yaklaşımı gerekçelerini anlattı. Bozkır, “Terörle Mücadele Kanunu’nda bir değişikliği kabul etmek mümkün değildir. 450 şehit verdiğimiz, terörle mücadele operasyonlarının yapıldığı, canlı bombaların insanların canına kıydığı bir ortamda Terörle Mücadele Kanunu’nun Türkiye’de ele alınması mümkün değildir” dedi.

Konuya bakıştaki farklılıklar Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’nin işlediği tezi kabul etmesini zorlaştırıyor. Türkiye ise terörü yoğun şekilde yaşayan bir ülke olarak Avrupa Parlamentosu’nun tek taraflı yaklaşım izlediği ve “doğru resme bakmadığı” görüşünde.

Bozkır, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’ye vize muafiyeti sağlanması konusuna sıradan bir karar şeklinde yaklaşılmasına da karşı: “Şayet normal bir parlamento prosedürü gibi buna bakıp Türkiye ile AB ilişkilerinin çok önemli bir noktasında buna rutin bir kararla cevap verirse hem katedilen mesafe heba edilmiş olur hem de önümüzdeki dönem için menfi bir adımla karşı karşıya kalmış oluruz.”

Türkiye’nin terörle mücadeleye ilişkin Avrupa Birliği’nin beklediği yönde değişiklik yapma niyetinde olmaması, Avrupa Parlamentosu’nun ise mevcut tavrını koruması pek çok soru işaretini de beraberinde getiriyor. Akla gelen ilk soru 18 Mart’ta mülteci krizi konusunda varılan uzlaşının hayatta kalıp kalmayacağı. Bu paketin geleceğine olumsuz bakanların sayısı her geçen gün artıyor. İkinci soru ise vize muafiyeti konusunda belirlenen 30 Haziran hedefinin tutturulup tutturulamayacağı. Bu konuda da umutlar iyiden iyiye azalmış durumda.

STÜDYO VOA

Mehmet Şimşek’ten “harcamaları azaltma” mesajı - 18 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG