Erişilebilirlik

Terör Kurbanlarına Konya’da Yuhalama


‘Keder de zafer de Türkleri birleştiremiyor’ önceki gün Amerikan gazetesi New York Times’ın bir haber başlığıydı. Gazete ne Mardin Savur doğumlu Aziz Sancar’ın Nobel Kimya ödülü almasının ne de Ankara’daki cumhuriyet tarihinin en büyük sivil katliamının Türkiye’de ortak bir sevinç ya da ortak bir hüzünde buluşturabildiğini söylüyordu.

Nitekim Salı akşamı Konya’da oynanan Avrupa Şampiyonası Grup Eleme maçı öncesi tribünlerin tavrı, Amerikan yayın organının savını perçinledi. Türkiye ve İzlanda takımlarının maç öncesi Ankara’daki katliam için saygı duruşunda bulunduğu sırada tribünlerden önce yoğun bir ıslıklama ardından yuhalamalar ve en sonda "Ya Allah Bismillah Allahuekber" sesleri yükseldi.

Muharrem İnce: Bu insanlar ulusun parçası olmaktan kopmuş

Bu protesto sosyal medyada büyük tepki gördü. Twitter’da "utanKonya" hashtag’i dünyada "trend topic" oldu. CHP Yalova milletvekili Muharrem İnce, bu tepkinin nedeni olarak hükümetin söylemlerini gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanken Gezi olayları sırasında yaralandıktan sonra ölen Berkin Elvan’ın yuhalatmasına göndermede bulunan İnce twitter hesabından, ‘‘Miting meydanlarında acılı anaları yuhalatırsanız daha çok Konya yaşarız. Milli maçta yapılan saygı duruşunda bu ulusun parçası olmaktan kopmuş insanların saygısızlığına tanıklık ettik,’’ yazdı.

Kemal Can: Toplumdaki var olan kutuplaşmayı körükleyen siyaset, cehennemin kapılarını açtı

Halbuki Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ulusal yas ilan etmiş ve Türk milli takımı futbolcuları da siyah bantla sahaya çıkmışlardı. Peki devlet ve hükümet bu saldırıları kınarken İslami ve milli hassasiyetleriyle bilinen Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti Konya’dan niçin bu denli güçlü protestolar yükseldi? Bu toplumsal kırılmanın hatta yarılmanın bir ifadesi değil mi? Ülkücü kesime yönelik araştırmalarıyla bilinen gazeteci Kemal Can, yaşanan durumu bir toplumsal kırılmadan çok zaten var olan çatlağın büyümesi ya da görünür olması olarak yorumluyor.

Kemal Can: ‘‘Cumhurbaşkanı Erdoğan bununla kendi kitlesini birleştiriyor. Ancak kendi topladığı bir kalabalık olmadığı zaman asla bir kalabalık önüne gidemiyor. Ne bir konserde görebilirsiniz onu ne bir spor karşılaşmasında hatta kendinden olduğunu emin olmadıkça halkın içine bile girmiyor.’’

Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Can, ‘‘Bu konjonktürel geçici bir mesele değil. Türkiye’de daha çok sağ-sol ekseninde ifade edebileceğimiz bazen %60-%40 bazen %65-%35 olan bir hat var. Bu sınır hattının birbiriyle ilgili niyet gerçek düşünce ve algılarının sansürsüz fütursuz ölçüsüz açığa çıkartan vasat yaşıyoruz. Bu kutuplaşma vardı. Siyasiler ya da siyaset alanının şimdi yaptığı şey oradaki bu zıtlaşmanın yarattığı koruyuculuğunun imkanlarından yararlanmak için cehennem kapılarını açmak oldu’’ diyor.

Gazeteci Kemal Can’a göre, bu milliyetçiliği köpürten Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidar partisi bu sayede daha köklü bir siyasi erimenin önünü kesmiş durumda, ‘‘yani bir nevi zarardan kar ediyor’’.

‘‘Cumhurbaşkanı Erdoğan bununla kendi kitlesini birleştiriyor. Ancak kendi topladığı bir kalabalık olmadığı zaman asla bir kalabalık önüne gidemiyor. Ne bir konserde görebilirsiniz onu ne bir spor karşılaşmasında hatta kendinden olduğunu emin olmadıkça halkın içine bile girmiyor.’’

Kemal Can: Hükümetin yastayız açıklamasını kendi taraftarları dahi samimi ve inandırıcı bulmadı

Aslında mesele tam da burada başlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘‘Bu saldırı Türkiye’ye yapılmıştır’’ ya da Başbakan Davutoğlu, ‘‘Halkımızın bütününe yönelik bir saldırı’’ derken neden milli ve İslami hassasiyetleri olan bir kesim bu acıyı paylaşmıyor?

Kemal Can'ın, bu konudaki tespiti şöyle: ‘‘Bir katliam ve bu denli büyük toplu cinayetler sonrası anmaya böyle bir reaksiyon vermek yaşanan hiçbir şeyin ortak bir algı yaratmadığını gösteriyor. Siyasi hesaplarla yapılan ötekileştirmelerin geçici olmadığını ortaya koyuyor. Toplumun bütün genetik hastalıkları bir katliam sonrası bile atak haline geçiyor. Bunu varabileceği sonucu küçük örneğini kısa süre önceki linç dalgasında yaşadık. O linç dalgası için örtülü bir biçimde ‘şehitler geliyor infiali’yle neredeyse meşruiyet kazandırılarak gerçekleştirildi. O meşruiyeti kazandıran ‘devlet’in bu ‘yastayız’ açıklamasını yalnız mağdurlar değil kendi taraftarları da bu yüzden samimi bulmadı. Konya’daki maçta tribünde olan AKP taraftarları o sözleri samimi ve inandırıcı bulsa cumhurbaşkanı ve başbakana rağmen o protestoyu yapar mıydı?’’

IŞİD’in yanına PKK, DHKP-C, MLKP gibi örgütleri ekleyerek hükümet cephesinin kafa karıştırdığını da belirten Kemal Can, "Bu saldırı hepimize yapıldı, tüm Türkiye’ye yapıldı demek hiçbir şey dememektir, başlı başına karartmadır. Çünkü o saldırı toplumun bir kesimine karşı yapıldı," diyor.

STÜDYO VOA

IMF Avrupa Dairesi Direktörü Kammer: “Türkiye’deki ekonomik programı destekliyoruz” – 19 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG