Erişilebilirlik

Ankara'dan ABD'nin Dini Özgürlükler Raporuna Tepki


Ankara, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Dini Özgürlükler raporuna tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy tarafından yapılan açıklamada, raporda Fethullah Gülen’le ilgili geçen ifadeler, “ikiyüzlü ve ibret verici” olarak tanımlanırken, Amerikalı Rahip Andrew Brunson’la ilgili bölüm de “haksız eleştiri ve istismar” olarak değerlendirildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ülkelerde dini özgürlükler alanındaki uygulamaları incelediği ve rapor haline getirdiği değerlendirmesinin Türkiye bölümünde 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan ve daha sonra serbest kalan Amerikalı rahip Brunson, Fethullah Gülen cemaatine yönelik tutuklamalar, Cemevi tartışması ve geçtiğimiz yerel seçim dönemine damga vuran Ayasofya tartışması dikkat çekmişti.

Raporda Türkiye’de hükümetin gayrimüslimlerin haklarını sınırlamaya devam ettiği, özellikle de hükümetin 1923 tarihli Lozan Antlaşması yorumu kapsamına girmeyen Ermeni Ortodoks Hıristiyanlara, Yahudiler ve Rum Ortodoks Hristiyanlara yönelik kısıtlamaları olduğu belirtildi.

Hami Aksoy’un açıklamasında özellikle 15 Temmuz sonrası tutuklamalar ve Rahip Brunson’la ilgili bölümlere yanıtlar yer alıyor. Açıklamada şöyle deniyor: “ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından 21 Haziran 2019 tarihinde yayımlanan ‘2018 Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu’nda FETÖ terör örgütü elebaşından "Müslüman vaiz ve siyasi figür" olarak bahsedilmesi, bu raporun en başından hangi odakların etkisiyle ve hangi art niyetlerle kaleme alındığının açık göstergesidir. 251 vatandaşımızı katleden terör örgütü başının bu şekilde tanımlanması 15 Temmuz hain darbe girişimini görmezden gelmek ya da bu girişime destek vermek anlamına gelmektedir. Dünyada demokrasinin savunucusu iddiasıyla ortaya çıkanların müttefik bir ülkede demokrasiye darbe girişiminde bulunanları adeta masum din adamı olarak nitelemeleri ikiyüzlü ve ibret verici bir yaklaşımdır.”

Dışişleri Bakanlığı raporda Rahip Brunson’la ilgili ifadelere de şu yanıtı getiriyor: “Rahip Brunson dini inancı nedeniyle değil, terörizmle bağlantısı nedeniyle mahkum olmuştur. Yaptırım ve tehditle değil, yargı kararıyla cezasını çektikten sonra tahliye edilmiş ve ülkesine dönmüştür. Buna rağmen, Brunson davasının raporda geniş yer tutarak bir din hürriyeti ihlali gibi gösterilmeye devam edilmesi, ABD yönetiminin konuyu istismar etmeyi sürdürme ve ülkemizi haksız yere eleştirme çabasından başka bir şey değildir.”

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Dini Özgürlükler Raporu’nda Türk hükümetinin darbe girişiminden, “Fethullah Terör Örgütü” olarak tanımladığı Müslüman din adamı ve siyasi figür Fethullah Gülen ve takipçilerini sorumlu tutmaya devam ettiği, hükümetin darbe girişimiyle bağlantılı oldukları gerekçesiyle yabancı vatandaşları gözaltına almayı sürdürdüğü vurgulanmış, bu bağlamda da Amerikalı rahip Andrew Brunson davası örnek gösterilmişti.

Ankara’nın tepkisinde ayrıca, “ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, aynı raporun İsrail'e yönelik bölümünde İsrail'in İslam'ın en kutsal mekanlarından olan Harem-i Şerif'e yönelik mütecaviz tutumuna tek bir eleştiri getirmezken, geçtiğimiz yıl İsrail'in Gazze'de onlarca sivili öldürmesi üzerine ülkemizde gösterilen tepkiyi ‘Yahudi karşıtı söylem’" olarak raporuna yansıtmaktan kaçınmaması ise raporun ciddiyetsizliğini gözler önüne sermektedir” ifadesine yer veriliyor.

Türk Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasının tamamına bakanlığa ait web sayfası linkine tıklayarak ulaşabilirsiniz:

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG