Washington Post, dün Senato Ticaret ve Yargı komisyonlarının ortak oturumunda yaklaşık beş saat boyunca ifade veren Facebook CEO’su Mark Zuckerberg’ün 87 milyon kullanıcısının mahremiyetinin ihlal edilmesi nedeniyle defalarca özür dilediğini yazıyor. Gazete, Zuckerberg’ün veri gizliliğinin korunması konusunda reform düzeyinde değişiklikler yapacaklarına dair söz verdiğini, ancak yasa değişikliği tehditlerine karşı koyup şirketini savunduğunu bildiriyor. Habere göre Zuckerberg, Facebook’un kullanıcı mahremiyetini yeterince garanti altına almamasının kendi sorumluluğu olduğunu kabul etti. Zuckerberg ayrıca Facebook’un Rusya’nın dezenformasyon faaliyetleriyle mücadele etmemesini “en büyük pişmanlığım” olarak niteledi ve 2018’deki en büyük önceliklerinden birinin yalan haber ve dezenformasyon kampanyalarıyla mücadele olduğunu söyledi. Oturum, ara ara hararetli tartışmalara sahne oldu. Gazete, buna örnek olarak Texas Senatörü Ted Cruz’un Facebook’u muhafazakârlara karşı önyargılı olmak ve sansür uygulamakla suçlamasını örnek gösteriyor. Gazete ayrıca sakin ve sabırlı bir izlenim bırakan Zuckerberg’ü sorguya çeken 42 senatörün büyük çoğunluğunun Facebook’un işleyiş modeli hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı yorumunda bulunuyor. Gazete buna örnek olaraksa Utah eyaletinden 84 yaşındaki senatör Orrin Hatch’in Zuckerberg’e Facebook’un neden kullanıcılarından ücret talep etmediği şeklindeki sorusunu gösteriyor. Habere göre Zuckerberg, bu soruya, “Çünkü reklam yayınlıyoruz” şeklinde yanıt verdi. Zuckerberg bugün de Temsilciler Meclisi Enerji ve Ticaret Komisyonu önünde ifade vermeye devam edecek.
New York Times ise Başkan Trump’ın kişisel avukatı Michael Cohen’in Manhattan’daki bürosuna, evine ve otel odasına yapılan baskınların amacının Trump kampanyasının Başkan’la ilişki kurduklarını iddia eden iki kadına ödenen “sus” payının kayıtlarını araştırmak olduğunu yazıyor. Gazete, arama kararını, Trump’ın bizzat atadığı Adalet Bakanı Yardımcısı Rod Rosenstein’in imzaladığını ve baskınları, Manhattan’daki savcılık makamının kamu yolsuzlukları birimi tarafından yapıldığını bildiriyor. Habere göre New York’taki savcılık makamının Karen McDougal ve Stormy Daniels’a yapılan ödemelerin peşine neden düştüğü, net değil. Ancak Trump karşıtlarına göre “sus payı” niteliğindeki ödemeler, Trump’ın başkanlık kampanyasına zarar verebilecek evlilik dışı ilişki haberlerinin su yüzüne çıkmasını engellemek için Trump kampanyasına yapılan yasadışı katkılar olarak sayılabilir. Gazetenin odaklandığı bir başka nokta ise kendisinin atamasına rağmen Trump’ın uzun zamandır Adalet Bakanı Yardımcısı Rod Rosenstein’e karşı beslediği güvensizlik hissi. Trump geçtiğimiz yaz Rosenstein’i görevden almayı düşünmüş, daha sonra karar değiştirip Rusya soruşturmasını yürüten özel savcı Robert Mueller’ı hedef almış, ancak Beyaz Saray avukatı Don McGahn’in Mueller’ı kovması durumunda istifa edeceği tehdidinde bulunması üzerine geri adım atmıştı. Gazeteye göre danışmanları, son 24 saati, Trump’ı daha zor duruma düşürecek fevri bir adım atmaması konusunda ikna etmekle uğraşarak geçirdi.
New York Times bugün yayınladığı başyazısını da Trump’ın avukatı Michael Cohen’e yönelik FBI baskınına ayırmış. Gazete, baskının, hukukun Trump’ın kapısına dayandığı anlamına geldiğini kaydediyor. “Hukuk Geliyor, Bay Trump” başlıklı yazı şöyle devam ediyor: “Bir adım geri gidip Amerika ve tüm dünyanın tanık olduklarına bir bakalım. FBI, Pazartesi sabah erken saatlerde Amerikan başkanının avukatının bürosuna, evine ve otel odasına baskın yaptı. Banka ve para transferi yolsuzlukları ve seçim kampanyası finansmanı yasalarını ihlal eden olası suçlar hakkında delillere el koydu. Başkansa akşam etrafına en üst düzey askeri yetkilileri toplayıp bunun Amerika’ya yapılan bir saldırı olduğunu söyledi. Bu arada Başkan’ın eski kampanya başkanı suçlama altında. Eski ulusal güvenlik danışmanı savcılara yalan söylediğini itiraf etmiş durumda. Damadı ve kendisine yakın olan başkaları da soruşturma kapsamında. Baylar ve bayanlar, işte karşınızda başkanınız. Donald Trump işte böyle iş yapıyor, kendisini bu insanlarla çevreliyor. Trump, kariyerini müteahhitler ve ünlülerin yanı sıra sahtekârların, köpek balıklarının, düzenbazların, dolandırıcıların çevresinde kurdu. Yalan söylüyor, hile yapıyor, bu yaptıklarıyla övünüyor. Şimdiye kadar dava açma tehdidinde bulunarak, etrafına sus yapı dağıtarak, kabadayılık yaparak bedel ödemekten kaçındı. Ancak bu metotlar Oval Ofis’te çok işlemeyebilir. Kongre’deki Cumhuriyetçi liderler sessiz kalsa da Trump’ın artık korkmaya başlaması için çok geçerli nedenler var. Bir avukatın bürosuna baskın yapılması, her gün karşılaşılacak bir olay değil. Trump, baskının avukat-müvekkil ilişkisini öldürdüğünü söyledi. Yasadışı bir iş yapmamış olsa bunu söyler miydi? Ama Trump’ın saklayacak çok şeyi var.”
Boston Globe ise Trump’ın en sıkı savunucularının, Rusya soruşturmasının başındaki özel savcı Robert Mueller’ı kovması ve soruşturmayı sona erdirmesi için Başkan’a yaptıkları çağrıları yoğunlaştırdığını bildiriyor. Gazete, bu çağrıların Cumhuriyetçi Parti içinde ve Beyaz Saray’da yaşanan karmaşayı daha da arttırdığını yazıyor. Habere göre “Mueller kovulmalı” çağrıları, Trump’ın avukatı Michael Cohen’e yönelik FBI baskınından sonra iyice ayyuka çıktı. Bu baskılar en çok Fox haber kanalı ve muhafazakar çevrelerce dile getiriliyor. Hatta gazeteye göre Fox kanalı yorumcularından Gregg Jarrett o kadar ileri gitti ki, FBI kadrolarının, özel savcı Mueller’ın, Adalet Bakanı Sessions ve yardımcısı Rosenstein’in topluca kovulması ve Adalet Bakanlığı’nda bir rejim değişikliği yaşanması gerektiğini kaydetti. Öte yandan Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, Trump’ın özel savcı Mueller’ı kovma yetkisi olduğuna inandığını söyledi. Ancak kimi hukukçular bunun doğru olmadığını, Mueller’ı ancak Adalet Bakanı Yardımcısı Rod Rosenstein’in görevden alabileceğini savunuyor. Gazete, içgüdülerinin ve tepkilerinin kabul görüp onaylanması için Fox Televizyonu’ndan destek alan Trump’ın en yakın danışmanlarından Hope Hicks’in kısa süre önce görevden ayrılmasıyla da büyük boşluğa düştüğü yorumunda bulunuyor.