Washington Post, Başkan Trump'ın eski kampanya sorumlusu Paul Manafort'un dün Washington'a komşu Virginia eyaletinin Alexandria kentinde başlayan duruşmasının ayrıntılarına yer veriyor. Gazete, özel yetkili savcı Robert Mueller'ın yürüttüğü Rusya soruşturmasının sonucu olan bu ilk duruşmanın ilk gününde Başkan Trump, Robert Mueller ya da Rusya'nın adının bir kez bile geçmediğine dikkat çekiyor. Habere göre federal savcı Uzo Asonye, açılış konuşmasında, Manafort'un vergi kaçırmasına, elde ettiği geliri ve iş ilişkilerini gizlemesine odaklandı. Savcı Asonye, Manafort'un yaşadığı lüks hayatın ayrıntılarına yer vererek gelir vergisi formlarında ne gibi hilelere başvurduğunu, Ukrayna'da yürüttüğü siyasi danışmanlık faaliyetlerinden elde ettiği milyonlarca doları nasıl sakladığını anlattı. Gazete, Manafort'un avukatlarınınsa yolsuzluk ve vergi kaçakçılığı suçlamalarından, başta Manafort'un eski iş ortağı Rick Gates olmak üzere başkalarını sorumlu tuttuğunu yazıyor.
Washington Post'ta yer alan bir başka ana sayfa haberiyse Facebook'un yaklaşan Kongre ara seçimleri öncesinde kamuoyu görüşünü manipüle etmeyi amaçlayan bir dezenformasyon ağını devre dışı bırakmasıyla ilgili. Habere göre Facebook, 2017 Mart ve Mayıs ayları arasında oluşturulan ve yayınladığı yorum ve reklamlarla 290 bin kişiye ulaşan 32 sahte hesap ortaya çıkardı. Irk ilişkileri, feminizm ve faşizm gibi konulara odaklanan yorum ve reklamların Başkan Trump'a karşı muhalefeti körüklemeyi ve sosyal meselelerde toplumu kışkırtıcı ve bölücü mesajlar vermeyi amaçladığı bildiriliyor. Hesapları devre dışı bırakmadan önce FBI'a haber veren firma, sahte hesap kaynaklı reklamlara maruz kalan kullanıcılarınıysa uyaracağını bildirdi. Gazete, Kasım'daki ara seçimlerin sonucunu etkilemeye odaklı dezenformasyon operasyonunun ortaya çıkarılmasının, veri manipülasyonunun Facebook ve milyarlarca kullanıcısı için halen ciddi bir sorun olduğunu gösterdiği yorumunda bulunuyor. Bir başka merak konusu ise Twitter ve Google gibi başka teknoloji devlerinin de dezenformasyon aracı olarak kullanılıp kullanılmadığı.
New York Times ise İran kamuoyunun Başkan Trump'la İran Cumhurbaşkanı Ruhani arasında olası bir görüşmeye yönelik tepki ve yanıtlarına yer veriyor. Habere göre İranlı liderler, Trump'la görüşme konusuna son derece olumsuz baksa da sokaktaki vatandaşın tavrı, bunun tam tersi yönünde. İran para biriminin son bir yılda yüzde 80 oranında değer kaybetmesi, özellikle gıda fiyatlarının çok hızlı yükselmesi ve maaşların düşüklüğü, kamuoyunu en çok rahatsız eden meseleler. Çok sayıda İranlı, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik açmazın Trump'la görüşerek çözülebileceğine inanıyor. Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'u örnek gösteren bazı İranlılar, ”Trump'la herkes görüşüyor, biz niye geri kalalım” şeklinde bir tavır içinde. Ancak bazı uzmanlar, kamuoyu ekonomik yaptırımların ve devalüasyonun çıkış yolunun Amerika'yla diyalogdan geçebileceğine inansa da bunun göründüğü kadar kolay olmadığına dikkat çekiyor.
New York Times bugün ayrıca Mart ayında görev süresi üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasıyla geniş yetki alanına ve en az on yıl daha görevde kalma imkanına kavuşan Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in Washington'la ticaret savaşları, ekonomideki bazı sorunlar ve kısa süre önce patlak veren aşı skandalı nedeniyle eleştirilere maruz kaldığını yazıyor. Habere göre Çin'in Amerika'yla giriştiği ticaret savaşları, kimi çevrelerde, Xi Jinping'in Çin'in küresel arenada Amerika'nın yerini alacakmış gibi bir atmosfer yaratmaya çalıştığı gerekçesiyle tepki çekiyor. Öte yandan yüzbinlerce çocuğa bozuk aşı yapılması üzerine patlak veren öfke ve protestolar, halkın hükümete yönelik tavrını açıkça ortaya koyuyor. Gazete, bu gelişmeler Xi Jinping'in iktidarına yönelik ciddi tehditler olarak algılanmasa da Çin kamuoyunda, akademisyenler, liberal kamu çalışanları ve entelektüeller arasında hissedilen rahatsızlıkların arttığını yazıyor.