Erişilebilirlik

19 Haziran Amerikan Basınından Özetler


19 Haziran Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:03 0:00

Amerikan basını, Amerika'ya kaçak olarak gelen çoğu Orta Amerikalı göçmen ailelerin sınırda görevliler tarafından zorla çocuklarından ayrılmalarının gerek kamuoyu gerekse siyasetçilerden gördüğü tepkiyle ilgili ayrıntıları aktarmaya devam ediyor.

Washington Post, göçmen ailelerin sınırda bölünmesi ve çocukların göz altına alınması uygulamasının insani ve siyasi bir krize dönüşmesine ve Amerikan kamuoyunda infial yaratmasına rağmen Trump Yönetimi'nin uygulamayı sürdürme konusunda ısrarlı olduğunu yazıyor. Bu durumun Trump ve kabinesi için bir ahlak sınavı haline geldiğini bildiren gazete, Başkan'ın, uygulamadan, gerçeği yansıtmamasına rağmen Demokrat Parti'yi sorumlu tutmaya devam ettiğini kaydediyor. Habere göre Trump, Amerika-Meksika sınırını çocuklarıyla beraber geçen anne babaların ”katil, hırsız ya da başka türlü suçlular olabileceğini, kayıtsız göçmenlerin Amerika'ya çete şiddetini ve kültürel bazı değişiklikleri taşıyabileceğini söyledi. Trump, ”Avrupa'ya bakın neler oluyor, aynısının Amerika'da yaşanmasına izin veremeyiz, ben varken buna izin vermem,” dedi. Amerikan İç Güvenlik Bakanlığı verilerine göre 5 Mayıs-9 Haziran tarihleri arasında 2 bin 300'den fazla çocuk, sınırda anne babalarından zorla ayrıldı. Bu uygulamanın Amerikan değerlerine, insani değerlere ve ahlaka aykırı olduğunu savunan çok sayıda siyasetçi, Trump Yönetimi'ni şiddetle kınayan açıklamalar yaptı. Gazete, Beyaz Saray'ın bir yandan uygulamadan taviz vermez bir tavır takındığını, diğer yandansa toplumdan aldığı tepkiler karşısında uygulamayı savunmakta zorlandığını yazıyor. İç Güvenlik Bakanı Kirstjen Nielsen, Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada, Amerika'ya kaçak girenlerin yasaların tanımına göre suçlu olduğunu, bu göçmenlerin çocuklarını da riske attığını savundu. Bakanlığının sadece mevcut yasaları uyguladığını kaydeden Nielsen, uygulamayı değiştirme görevinin sadece Kongre'ye ait olduğunu iddia etti. Oysa gerek Cumhuriyetçi, gerekse Demokrat siyasetçiler, Beyaz Saray'ın istediği takdirde uygulamayı sona erdirme yetkisi olduğunu savunuyor.

New York Times ise Başkan Trump'ın, göçmenlik meselesinin siyasi bir yangın olduğu, Macaristan, Avusturya ve İtalya gibi ülkelerde popülist hareketleri canlandırdığı, merkez parti hükümetlerininse iktidarda kalmasını zorlaştırdığı Avrupa'da yangına adeta körükle gittiğini yazıyor. Gazete, Amerika'nın en sağlam müttefikleri olan Avrupa ülkelerinde yaşanan gelişmeleri, Amerika içinde kendisine oy toplamak için kullandığı yorumunda bulunuyor. Habere göre bunun son örneği, Trump'ın, göçmenlik meselesi yüzünden Alman halkının liderlerine sırt çevirdiği şeklindeki iddiaları. Uzmanlar, Trump'ın Avrupa'daki bazı sağcı liderlerle arasındaki tek ortak noktanın göçmenlikle ilgili tavırları olduğu görüşünde. Trump'ın bu konuda iyi anlaştığı liderlerden biri, Macaristan Başbakanı Viktor Orban. 2015 göçmen krizine daha yumuşak ve kapsayıcı bir yanıt veren Almanya Başbakanı Angela Merkel'in tersine Macaristan'ın güney sınırına tel örgü çeken Orban, kısa süre önce ilk kez Trump'la bir telefon görülmesi yaptı. Öte yandan kimi uzmanlarsa Trump'ın Avrupa'daki sağı daha da güçlendirmeye çalıştığını kaydediyor. Trump'ın İtalya'nın iki popülist partiden oluşan yeni hükümetinin başına geçen Başbakan Giuseppe Conte'yi övmesi, Trump'ın Avrupa'da sağ kanada verdiği desteğin göstergelerinden biri. Amerika'nın yeni atanan Almanya Büyükelçisi Richard Grenell'ın aşırı sağcı haber sitesi Breitbart'a verdiği söyleşide Avrupa çapındaki sağ güçleri daha da güçlendirmek istediğini söylemesi de bunun bir örneği.

New York Times bugün ayrıca Trump Yönetimi'nin göçmenlik karşıtı politikalarının bir zamanlar siyasi yelpazenin uçlarında yer alan simalar tarafından nasıl şekillendirildiğiyle ilgili bir değerlendirmeye yer veriyor. Gazete, bir zamanlar Washington siyasi arenasının sadece dışında yer alan ve oluşturulan politikalar üzerinde hemen hemen hiç etkileri olmayan göçmenlik karşıtı Jeff Sessions ve Stephen Miller gibi isimlerin şimdi göçmenlik tartışmalarının merkezinde konumlandığını yazıyor. Daha önce hiç bu kadar çok güç elde edemeyen Sessions ve Miller, çok sayıda göçmen çocuğun Meksika sınırında ailelerinden zorla ayrılması uygulamasının ardındaki itici güç olarak görülüyor. Habere göre savcılara göçmen ailelere karşı ”sınırda sıfır tolerans” uygulamasını devreye sokmaları talimatını veren kişi, Adalet Bakanı Jeff Sessions'dı. Stephen Miller ise bu uygulamanın Beyaz Saray içindeki taraftarlığını yaptı ve uygulamanın yararlı olacağı düşüncesini Trump'ın kafasına soktu. Sınırda ailelerinden koparılan çocukların ağlama seslerini içeren bir kaydın yayınlanmasına rağmen sıfır tolerans politikasını savunmayı sürdüren Sessions, ”Kaçakları yasalarımızdan muaf tutarak çocuklarını ülkemize getirmelerine izin vermeyeceğiz,” şeklinde konuştu. Gazete, aralarındaki yaş farkına rağmen 71 yaşındaki Sessions ve 32 yaşındaki Miller'ın Amerikan vatandaşlarının işlerini çaldıkları, suç oranını arttırdıkları ve sosyal yardım programlarını sömürdükleri gerekçesiyle göçmenlik karşıtlığı noktasında birleştiklerini kaydediyor.

XS
SM
MD
LG