Erişilebilirlik

8 Mayıs Amerikan Basınından Özetler


8 Mayıs Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:18 0:00

Amerikan basını, Başkan Trump'ın Amerika'yı İran nükleer anlaşmasından çekip çekmeyeceğine ilişkin bugün açıklaması beklenen kararıyla ilgili haber ve yorumlara geniş yer ayırıyor.

Washington Post, Başkan Trump'ın ”hiç imzalanmamış olması gereken bir saçmalık” olarak nitelendirdiği anlaşmanın devamlılığını sağlayacak imzayı atmasının beklenmediğini yazıyor. Fransa, Almanya ve İngiltere, son haftalarda yürüttükleri diplomasi turlarında anlaşmadaki bazı pürüzleri gidermenin mümkün olduğu yönünde Trump'ı ikna etmeye çalıştı, ancak büyük ölçüde başarılı olamadı. Gazete, Trump'ın anlaşmanın tamamını iptal etmesinin beklenmediğini, ancak anlaşma yürürlüğe girdiğinde kaldırılan geniş kapsamlı yaptırımların yeniden uygulanmaya konması çağrısı yapacağını öngörüyor. Öte yandan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Amerika'nın anlaşmadan çekilmesi durumunda İran'ın iki ya da üç aylık zor bir süreç geçireceğini, ancak bunu atlatacağını ve diğer ülkelerle yapıcı ilişkilere devam edeceğini kaydetti. İran ekonomisinin bu yılın büyük çoğunluğunu adeta kriz halinde geçirdiği gözleniyor. Para birimi riyalin petrol üretim ve satışlarına rağmen üçte bir oranında değer kaybetmesi, İran'daki ekonomik sıkıntıların başlıca nedenlerinden biri. Öte yandan İran, Amerika'nın, yapılan nükleer anlaşma uyarınca yaptırımların kaldırılmış olmasına rağmen uluslararası firmaların ülkede yatırım yapmasını zorlaştırdığını ve bu şekilde anlaşmayı ihlal ettiğini savunuyor.

Boston Globe ise Trump'ın, İran'la yapılan nükleer anlaşmanın mimarlarından Obama döneminin eski Dışişleri Bakanı John Kerry'yi hedef aldığını yazıyor. Gazete, Trump'ın Twitter'da paylaştığı mesajlarında, John Kerry'nin Amerika'nın anlaşmadan çekilmesini önlemek için perde arkasında yürüttüğü diplomatik girişimleri kötülediğini bildiriyor. Trump, Twitter mesajında, ”Amerika'nın İran'la yapılan kötü anlaşma üzerinde John Kerry'nin yasadışı gölge diplomasisi yürütmesine ihtiyacı yok. Bu belayı başımıza saran zaten kendisi” ifadelerini kullandı. Gazeteye göre Kerry, üzerinde büyük emek harcadığı anlaşmayı kurtarabilmek için son aylarda Avrupalı liderler ve İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif'le özel olarak görüşmelerde bulunmuş ve anlaşmayı Amerika'nın yokluğunda bile sürdürmeleri çağrısı yapmıştı. Hatta habere göre Kerry, dün İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye, Trump çekilse bile Amerika'nın anlaşmaya bağlı kalabileceği mesajını iletti. Trump'ın bugün büyük olasılıkla anlaşmadan çekileceğini açıklaması, Kerry'nin en büyük siyasi miraslarından biri olan anlaşmanın boşa gitmesi ve İran'ın nükleer silah geliştirme kapısını bir kez daha aralaması anlamına gelecek. Öte yandan Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, Kerry'nin çabalarıyla ilgili bir soruya, ”Kerry'nin artık bir etkisi kalmadı, Başkan'ın şimdiye kadar yapılan en kötü anlaşmalardan biri olarak nitelendirdiği bir anlaşmayla ilgili olarak Kerry'den tavsiye alacak değiliz,” şeklinde yanıt verdi.

New York Times ise New York eyaleti Başsavcısı Eric Schneiderman'ın, New Yorker dergisinin, kendisini fiziksel saldırıyla suçlayan dört kadının açıklamalarına yer vermesinden birkaç saat sonra aniden istifa ettiğini bildiriyor. Gazete Schneiderman'ın suçlamaları reddettiğini, ancak suçlamaların mesleki davranışlarıyla ilgisi olmasa bile görevlerini yerine getirmesini engelleyeceği için istifa etmeye karar verdiğini kaydettiğini yazıyor. Habere göre 63 yaşındaki Demokrat Partili Schneiderman'ın istifa kararı, cinsel taciz ve tecavüze karşı başlatılan #MeToo hareketinin ön saflarında yer alan bir siyasetçinin yaşadığı utanç verici düşüşün son örneği. Schneiderman'la aşk ilişkisi yaşayan kadınların New Yorker dergisine anlattıklarına göre Schneiderman, aşırı alkol alıp cinsel ilişki öncesi ve sonrasında kendilerini dövüyor, hatta boğazlarını sıkıyordu. Scheiderman son yıllarda Başkan Trump'a karşı en sert eleştirileri yönelten simalardan biri olarak öne çıkıyordu. Hatta Scheiderman, cinsel taviz ve tecavüzle suçlanan ünlü film yapımcısı Harvey Weinstein'in şirketine karşı dava açmış ve Weinstein hakkında, ”Şimdiye kadar bu kadar büyük çaplı bir rezaletle karşılaşmamıştık,” demişti.

Wall Street Journal ise dün dördüncü dönem devlet başkanlığı görevine resmen başlayan Rusya lideri Vladimir Putin'i ana sayfasına taşımış. Gazete, bir kez daha devlet başkanı seçilen Putin'in eline, Batılı ülkelerin yaptırımları karşısında yüksek petrol fiyatları gibi beklenmedik bir koz geçtiğini yazıyor. Habere göre 2014 yılından bu yana en yüksek seviyeye erişen petrol fiyatları, gerek Rusya içindeki protestolar gerekse Batı'yla olan gergin ilişkilerle mücadele etmek için Putin'e manevra sahası açıyor. Rusya, petrol fiyatlarının yüzde 40 oranında düşmesi ve Washington'un ekonomik yaptırımlar uygulamaya başlaması üzerine 2014 yılından bu yana döviz rezervlerinin büyük çoğunluğunu harcamak zorunda kalmıştı. Harcanan paralar, rublenin değerinin desteklenmesi ve Sovyetler Birliği'nin çöküşünden bu yana askeri harcamaları en yüksek seviyeye eriştirme çabaları için kullanıldı. Gazete, dün düzenlenen törende Putin'in Rusya'nın güvenliğini garanti altına alırken bir yandan da halkın hayat standartlarını yükseltme, teknoloji, eğitim ve sağlık alanlarında çığır açacak gelişmelere imza atma vaatlerinde bulunduğunu bildiriyor.

XS
SM
MD
LG