Washington Post, Başkan Trump’ın, Amerika’nın Birleşmiş Milletler Temsilcisi Nikki Haley’nin Pazar günü açıkladığı Rusya’ya yönelik ek yaptırımlardan geri adım attığını bildiriyor. Habere göre Haley, CBS Televizyonu’nun “Face the Nation” programında yaptığı açıklamada, Esat rejiminin kimyasal saldırılarının arkasındaki Rus şirketlerine yönelik yeni yaptırımların hafta başında Maliye Bakanı Steve Mnuchin tarafından açıklanacağını kaydetmişti. Ancak Pazar gece geç saatlerde ulusal güvenlik ekibiyle görüşen Trump, yaptırımların resmiyet kazanmasına ve uygulanmaya koymasına henüz hazırlıklı olmadığını belirtti. Rusya’ya karşı uygulanması planlanan ekonomik yaptırımların ve diğer bazı önlemlerin bir süredir gündemde olduğunu belirten yetkililer, Trump’ın buna rağmen yaptırımların devreye girmesi için gereken son onayı vermediğini söyledi. Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili ise Nikki Haley’nin CBS Televizyonu’nda yaptırım konusunu gündeme getirmesinden bir süre sonra Trump Yönetimi Rusya’nın Washington Büyükelçiliği’ni arayarak yaptırımların söz konusu olmadığı haberini verdiğini söyledi. Habere göre Trump’ın ekibi, Haley’nin yaptırımlarla ilgili sözlerini “hatalı bir açıklama” olarak niteleme kararı aldı. Ancak Trump Yönetimi içindeki bazı simalar, Haley’nin kabinenin en disiplinli, titiz ve dikkatli üyelerinden biri olduğunu, televizyonlara söyleşi vermeden önce Trump’tan bizzat görüş aldığını, bu nedenle Haley’nin hatalı bir açıklama yaptığı duyurusuna şüpheyle yaklaştıklarını belirtiyor.
New York Times ise New York’ta bir federal yargıcın FBI’ın Başkan Trump’ın kişisel avukatı Michael Cohen’in evine, bürosuna ve otel odasına geçen hafta yaptığı baskında ele geçirdiği on kutu belge ve çok sayıda elektronik cihazın içeriğinin ilk olarak Trump ve ekibi tarafından incelenmesine izin vermediğini bildiriyor. Habere göre Trump ve Cohen’in avukatları, FBI’ın el koyduğu belgeleri inceleyerek hangilerinin avukat-müvekkil gizliliği gerekçesiyle koruma altına alınabileceğine karar vermek istiyordu. Bu talep, hangi belgelerin soruşturma kapsamına alınacağını belirleme açısından önem taşıyor. Ancak yargıç Kimba Wood, belgeleri ilk kimin görebileceğine karar vermek yerine bağımsız bir avukat tarafından incelenmesi gerektiği yönünde karara vardı. Gazete, Başkan Trump’ın seyahat yasakları ve trans askerlerin orduda görev yapma kapasitesiyle ilgili bazı kararlarının daha önce de federal yargıçlar tarafından reddedildiğini hatırlatıyor, ancak ilk kez kişisel düzeyde hukuki bir müdahalenin söz konusu olduğunun altını çiziyor. On yıldır Trump’ın avukatlığını yapan ve Trump’ı ilgilendiren birçok meselede “iş bitirici” rolü üstlenen Michael Cohen, Başkan’la ilişki yaşadıklarını iddia eden iki kadının sessiz kalması için devreye girerek bu kadınlara “sus payı” ödediği iddiasıyla biliniyor. Gazeteye göre FBI’ın el koyduğu belgeler, on yıldır Trump’ın en belalı kişisel meselelerini çözüme kavuşturma görevi üstlenen Cohen’in Başkan’la nasıl bir ilişkisi olduğunu ortaya çıkarmada kilit rol oynayabilir.
New York Times’ın bir başka ana sayfa haberiyse geçen yıl Mayıs ayında Başkan Trump tarafından görevden alınan ve yazdığı tartışmalı anı kitabı bugün piyasaya çıkan eski FBI Başkanı James Comey’nin imaj ve itibarıyla ilgili. Gazete, Comey’nin on yıllar boyunca bir hukuk adamı olarak gerek kamuoyunda gerekse siyasi çevrelerde oluşturduğu imajın, özellikle Trump’ı hedef alan kitabın yayınlanmasıyla birlikte tehlikeye girdiğini yazıyor. Habere göre kitabının tanıtımı için çıktığı medya turu, Comey açısından engebelerle dolu, zorlu bir yol olacak. Ahlaki açıdan başkanlığa uygun olmayan Trump’ın kaderinin Kongre tarafından görevden alınarak değil, sandık başında seçmen tarafından belirlenmesi gerektiğini kaydetmesi, hatta Trump’ın dış görünüşü hakkındaki izlenimlerini aktarması, Comey’nin eski meslektaşlarını şaşkınlığa uğrattı. Trump’ı en çok eleştirenlere göre bile ciddi ve ölçülü olarak tanınan Comey’nin Trump’ın ahlaki açıdan başkanlığa uygun olmadığını söylemesi, eski FBI Başkanı’nın imajına zarar verebilir. Gazetenin görüşlerine başvurduğu bazı Adalet Bakanlığı eski yetkililerine göre kendisini bir “kurban” olarak gören Comey, yazdığı kitap ve Amerikan medyasında çıktığı tanıtım turuyla Trump’ın seviyesine inmekten çekinmiyor. Ancak Comey’nin kimi yakınları, eski FBI Başkanı’nın sadece gerçeklere bağlı olduğunu, siyasi çekişmelere girmediğini ve dürüstlüğün değerini gündeme taşımayı amaçladığını kaydediyor.
Wall Street Journal ise Trump Yönetimi’nin IŞİD’in mağlup edilmesinden sonra Suriye’nin kuzeydoğusuna istikrar kazandırılması ve Suriye’deki Amerikan askeri birliklerinin yerini alması için bir Arap gücü oluşturmanın yollarını aradığını bildiriyor. Gazete, Başkan Trump’ın yeni Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un Mısır İstihbarat Örgütü Başkan Vekili Abbas Kamil’i arayarak Mısır’ın böyle bir çabanın içinde yer almak isteyip istemediğini sorduğunu yazıyor. Mısır siyasetinin en güçlü isimlerinden biri olarak kabul edilen Abbas Kamil’in makamındansa konuya ilişkin bir açıklama gelmedi. Beyaz Saray kısa süre önce de Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden Suriye’nin kuzeyinin yeniden yapılandırılması için milyarlarca dolar katkıda bulunmalarını istemişti. Trump Yönetimi şimdi de Arap dünyasından mali desteğin yanı sıra askeri destek de talep etti. Suriye’yi istikrara kavuşturma çabalarının süresi ve maliyeti konusunda giderek daha sabırsız tavırlar sergilemeye başlayan Trump, Arap dünyasının katılımı konusuna, cuma gecesi Suriye’ye saldırı talimatını açıkladığı konuşması sırasında da değindi. Uzmanlara göre Suriye’de yeni bir güç oluşturmak, birkaç açıdan zor. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen’de de askeri varlıkları olduğu, Mısır ise Esat rejiminin kontrolu altında olmayan bölgeleri savunmak istemeyeceği için böyle bir güce katılmayabilir. Öte yandan gazeteye göre Arap ülkelerinin Amerika’nın varlık göstermeyeceği bir güce katılma konusunda ne kadar istekli olacağı da tartışılır.