Amerikan basını, Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan'ın Kasım ayındaki Kongre ara seçimlerine altı ay kala yeniden seçime girmeyeceği ve Ocak ayında Temsilciler Meclisi Başkanlığı'nı bırakacağı açıklamasıyla ilgili ayrıntılara geniş yer ayırıyor.
Washington Post, Paul Ryan'ın Kongre'ye veda etmesiyle Cumhuriyetçi Parti içindeki bölünmenin daha da artacağı yorumunda bulunuyor. Gazete, henüz 48 yaşında olan Ryan'ın aniden havlu atmasının Trump'ın parti içinde başlattığı değişikliklere boyun eğdiği ve bunun, Trump'ın Cumhuriyetçi Parti üzerindeki etkisini daha da yoğunlaştıracağı anlamına geldiğini yazıyor. Ryan'la birlikte ara seçimlere katılmayacağını ya da emekli olacağını açıklayan Cumhuriyetçi Kongre üyesi sayısının 46'ya çıktığını hatırlatan gazetenin yaptığı bir başka yorumsa, Cumhuriyetçi Parti'nin bundan böyle ara seçimlerde Temsilciler Meclisi'ndeki çoğunluğu koruma olasılığının daha da azaldığı yönünde. 2012 başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Mitt Romney'nin başkan yardımcısı adayı olan Ryan, Trump'ın başkanlığının ilk aylarını Trump'a karşı koymak ya da Trump'ın etkisini en aza indirgemeye çalışmakla geçirmesine rağmen giderek yükselen Trump dalgasına karşı koyamadı. Washington Post, bugünkü başyazısını da Ryan'ın Kongre'den ayrılma kararına ayırmış. ”Paul Ryan'ın Cumhuriyetçi Partisi Artık Yok” başlıklı yazıya göre Amerika'nın geleneklere ve köklü kurumlara bağlı, dürüst, pragmatik ve muhafazakar bir Cumhuriyetçi Parti'ye ihtiyacı var. Ancak bugüne bakıldığında böyle bir parti görmek mümkün değil. Başyazı şöyle devam ediyor: ”Günümüzün Cumhuriyetçi Partisi Trump'a ve Trump'ı destekleyen yüzde 40'lık seçmen tabanına esir düştü. Trump fenomenini ciddiye almakta geciken, sonra da bu fenomenle yüzleşmeyi beceremeyen Ryan, şimdi etkisini yitirmiş bir lider olarak sahneden çekiliyor. Kongre'de 20 yıl hizmet veren Ryan, en etkili ve verimli yıllarında coşkulu, olumlu, medeni, göçmenliği ve serbest ticareti savunan bir Cumhuriyetçiydi. Hatta 2016 seçimleri sırasında Trump'ın demagojik yaklaşımına karşı çıkarak da dikkatleri üzerinde toplamıştı. Ancak son 18 ayda Ryan'ın en kötü haline tanık olduk. Savunduğunu söylediği değerlerin yanında yer almaktan çekindi. Trump'ı kendi siyasi amaçlarına göre kullanabileceğini zannetti. Sadece zenginlere fayda sağlayacak vergi reformuyla da bunu başardığını sandı. Ama Trump'la anlaşmak, şeytanla masaya oturmak demekti. Vergi yasasının Ryan açısından siyasi bedeli çok ağır oldu. Enerji kazanan Demokrat Parti şimdi Temsilciler Meclisi'nin kontrolünü ele geçirme yolunda emin adımlarla ilerliyor. Kimileri 'Ryan gemiyi terk etti' diyor, ama aslında gemi çoktan limandan kalktı.”
Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan'ın görevi bırakacağı açıklamasına geniş yer ayıran bir başka gazete de Wall Street Journal. Ancak Wall Street Journal, Ryan'la ilgili olarak Washington Post'un çizdiği tablodan çok daha farklı bir yoruma yer veriyor. Ryan'ın Amerikan siyasetindeki en önemli fikir adamlarından biri olduğunu kaydeden gazetenin bugün yayınladığı başyazıya göre Ryan, daha 48 yaşında siyasete veda ederek ardında doldurulması çok zor bir boşluk bırakacak. Ryan'ın kararı nedeniyle Cumhuriyetçi Parti'nin büyümesi hız kesecek, reformcu kanat ise yara alacak. Wall Street Journal'ın başyazısı şöyle devam ediyor: ”John Boehner'ın 2015'te Temsilciler Meclisi Başkanlığı'ndan istifa etmesinden sonra hiç kimsenin üstlenmek istemediği bu görevi Ryan üzerine aldı, hem de önündeki olası başkanlık yolunun tıkanacağını bile bile. Tüm tarafları dinleme becerisi ve politika geliştirmedeki yeteneği sayesinde zamanın başkanı Obama karşısına sadece bir muhalif değil, bir yönetici olarak çıktı. Ryan'ın en büyük zaferi, vergi reformudur. Nesiller boyu etkisini gösterecek bu kazanım, Amerikan şirketlerinin rekabet edebilme becerisinin ve ekonomik büyümenin önünü açtı. Ryan'ın uzun yıllara dayanan titiz çalışmaları olmasaydı vergi reformu yapılamazdı. Ryan fikirleri ciddiye alan, ikna yeteneği yüksek bir siyasetçi. Savunduğu fikirler her çağda geçerliliğini koruyacak.”
New York Times ise Başkan Trump'ın hala belirsizliğini koruyan Suriye politikasıyla ilgili bir değerlendirmeye yer veriyor. Gazete, Trump'ın Suriye rejiminin Şam yakınlarındaki Duma'ya kimyasal saldırıda bulunduğu iddialarına yanıt olarak ”füzeler yolda” dediğini, ancak bunun dışında açık ve net bir taktik oluşturulmadığını yazıyor. Örneğin Suriye'ye ne zaman, ne kadar süreyle, kaç füzeyle, hangi mevziler hedef alınarak ve hangi amaçla saldırı yapılacağı, belirsiz. Gazete, Suriye, Rus, İran, Amerikan, Türk ve Kürt güçlerin odaklandığı, her an patlamaya hazır bir bölgeye plansız müdahalede bulunulmasının önceden hesaplanmayan sonuçlar doğurabileceğini bildiriyor. Uzmanlara göre kapsamlı bir saldırı, ölü sayısının kazara artmasına ve Rusya ve İran'la olan anlaşmazlıkların daha da derinleşmesine yol açabilir. Trump'ın füzelerin dışında pilotlu savaş uçaklarıyla Suriye hava sahasının dışından müdahaleye kalkışmasıysa Rusya'nın modern hava savunma sistemlerinin devreye girme riskini tetikler. Savunma Bakanlığı'ndan iki yetkiliye göre Suriye Ordusu, kilit öneme sahip bazı uçaklarını Rus üssüne taşıdı. Bunun nedeni, Amerika'nın bir Rus üssünü vurmaktan kaçınacağı düşüncesi. Ancak uzmanlara göre Suriye'nin birçok yerindeki üslerde çok sayıda Rus bulunuyor. Amerika'nın herhangi bir saldırıyla Rus ölümlerine neden olması, Rusya'yla yüzleşme riskine yol açar.