New York Times, 2001 yılında hava saldırıları ve birkaç yüz Özel Operasyon gücüyle başlayan Afganistan savaşının, aradan neredeyse 17 yıl geçmesine rağmen hala bitmediğini yazıyor. Gazete, başkanların son 17 yıldır yaptıkları her Birliğin Durumu konuşmasında Afganistan'da zafere bir adım daha yaklaştıklarını söylediklerini, ancak gerçeğin çok farklı olduğunu bildiriyor. Bunun nedeni, köylere, askeri konvoylara, otellere ve hükümet binalarına yönelik saldırıların hala devam ediyor olması. Son iki hafta içinde çoğu Kabil'deki siviller olmak üzere 128 kişinin hayatını kaybettiği saldırılar, bunun en açık örneği. Habere göre Trump, bu akşam yapacağı Birliğin Durumu konuşmasında büyük olasılıkla Afganistan'a yönelik yeni savaş stratejisinden de bahsedecek. Yeni strateji kapsamında Afganistan'daki Amerikan askerlerinin sayısı 15 bine çıkarılmıştı. Trump, Pazartesi günü yaptığı açıklamada kendisinden önce gelen başkanların Afganistan'daki savaşı bitirmeyi başaramadığını, ancak yönetiminin bunu başaracağını kaydetti. Ancak eski başkanlar Bush ve Obama da aynı vaatlerde bulunmuş, Taleban'ın gücünün tükendiğini, zaferin yakın olduğunu vurgulamış, ancak örgüt her defasında bir öncekinden daha güçlü bir şekilde geri dönmeyi başarmıştı.
New York Times bugün ayrıca Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun kaleme aldığı bir makaleye yer veriyor. Çavuşoğlu, ”Amerika Yanlış Ortağı Seçti” başlıklı makalesinde, Türkiye'nin IŞİD'le mücadeleye katkılarından söz ediyor, ancak IŞİD'e karşı verilen savaşın, Türkiye'yi ve Türk vatandaşlarının güvenliğini tehdit eden diğer terör örgütleriyle mücadele edilmeyeceği anlamına gelmemesi gerektiğinin altını çiziyor. Makale şöyle devam ediyor: ”IŞİD'le mücadelede kendine seçtiği yerel ortak, Amerika'yla aramızda bir kördüğüm oluşmasına neden oldu. Bu ortak, Amerikan Hükümeti'nin de terör örgütü olarak tanımladığı ve yasadışı ilan ettiği PKK'nın bir başka isimle ortaya çıktığı YPG. Bu örgütler farklı adlar alarak karmaşık yapılar geliştiriyor ancak bu, gerçeği gizlemiyor. Aynı kadrolar tarafından yönetiliyorlar, aynı kamplarda eğitim görüyorlar, aynı yönetimsel ve askeri yapıları paylaşıyorlar, aynı propaganda araçlarını ve mali kaynakları kullanıyorlar. PKK YPG'yi yönetiyor, PKK'nin intihar bombacılarıysa Suriye'deki YPG kamplarında eğitiliyor. YPG-PKK teröristleri Irak ve Suriye'de Amerika tarafından sağlanan silahları kullanıyor. Bir NATO müttefikinin silahlandırdığı bir terör örgütünün bir başka NATO müttefikine saldırması, NATO'nun savunduğu tüm ilkelerin ihlali anlamına gelir. Bu anormalliğin giderilmesi gerekiyor. Amerika'nın NATO'nun güvenilirliğine zarar veren bu politikasının farkına varacağından ve uzun vadeli çıkarlarına ve müttefiklerine öncelik vererek bu yanlışı düzelteceğinden kuşkumuz yok. Amerika'nın Türkiye gibi zaten yeterli beceri ve kapasiteye sahip bir ortağı varken YPG'ye güvenmesi, kendi yaptığı bir hatadır. Ancak Türkiye bu hataların düzeltilmesini beklemeyi göze alamaz. Türkiye'nin güvenlik kaygılarını anlıyormuş gibi yapmak, tehdit ve tehlikeleri ortadan kaldırmaz. Harekete geçmek zorundaydık, bu nedenle Afrin'deki teröristlere yönelik Zeytin Dalı Operasyonu'nu başlattık. Operasyonun açık bir amacı var: sınırlarımızın güvenliğini sağlamak ve Afrin'deki teröristleri etkisiz hale getirmek. Meşru müdafaa hakkımızla uyumlu olan bu operasyon, uluslararası hukuk çerçevesine oturuyor. Hedeflerimiz teröristler ve bu teröristlerin barınakları, silahları ve altyapılarıdır. Türk Ordusu, sivillere zarar vermemek için her türlü önlemi alarak hareket ediyor. Teröristler temizlenene kadar bu misyonu sürdüreceğiz. Türkiye bu önemli mücadelede Amerika'nın saygı ve desteğini hakediyor.”
Wall Street Journal ise uzun süredir Cumhuriyetçi Parti ve Başkan Trump'ın eleştiri oklarının hedefi haline gelen Federal Soruşturma Dairesi FBI'ın Başkan Yardımcısı 49 yaşındaki Andrew McCabe'in Mart ayında emekli olmayı beklemeden istifa ettiğini bildiriyor. McCabe, uzun süredir, FBI Başkan Yardımcısı olmadan önce eşinin Demokrat Parti'den Virginia Eyalet Senatosu seçimlerinde aday olduğu ve bu nedenle çıkar çatışması içine girdiği suçlamasıyla karşı karşıyaydı. McCabe'in, Rusya soruşturmasını yürüten FBI'ın ve Adalet Bakanlığı'nın kendilerine karşı önyargılı davrandığını iddia eden Trump ve bazı Cumhuriyetçiler, FBI'ın iki numaralı adamı McCabe'i bir süredir hedef tahtasına oturtmuştu. Habere göre Demokrat Parti ise Trump ve Cumhuriyetçiler'i, McCabe'i kullanarak dikkatleri Rusya soruşturmasından uzaklaştırmaya çalışmakla suçluyor. Gazete, McCabe'in istifasının FBI ve Adalet Bakanlığı içinde büyük şaşkınlık yarattığını bildiriyor. McCabe'in istifası, bir yandan Başkan Trump'ı soruşturan diğer yandan ise Başkan için görev yapan FBI'ın Trump Yönetimi'yle arasındaki olağandışı ilişki kapsamında yaşanan son gelişme.
Boston Globe ise Başkan Trump'ın bu akşam yapacağı ilk Birliğin Durumu konuşmasıyla ilgili habere yer ayırıyor. Gazete, şimdiye kadar kendisini Beyaz Saray'a taşıyan beyaz muhafazakarların başkanı olmakla suçlanan Trump'ın bu akşamki konuşmasını dostları kadar düşmanlarının da olduğu bir kalabalığa hitaben yapacağını yazıyor. Habere göre Kongre bu akşam destekçileri kadar Trump'ın Twitter'da saldırdığı Kongre üyeleriyle, görevden alınması çağrısı yapan Demokratlarla, cinsel taciz ve tecavüzle mücadele için başlatılan harekete destek vermek için siyah giyecek olan kadınlarla dolu olacak. Çok sayıda Demokrat Kongre üyesi, konuk olarak yanlarında başkan Trump'ın güttüğü tartışmalı politikalardan olumsuz etkilenen kişileri getiriyor. Göçmenler, cinsel taciz mağdurları, internet tarafsızlığı yasasının kaldırılmasına karşı çıkan teknoloji şirketi yöneticileri ve bir trans asker, konuklardan bazıları. Trump'ın konuşmasında kaçak ve yasal göçmenliğe değinmesine ve borsanın son zamanlarda kaydettiği yükselişi vergi indirimi yasasıyla bağdaştırmasınaysa kesin gözüyle bakılıyor.