Washington Post, dün Rusya'da birçok kentte cumhurbaşkanlığı seçimlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan protestocuların sokağa döküldüğünü bildiriyor. Gazete, muhalefet lideri Aleksey Navalny destekçilerinin Rusya genelinde 115 farklı gösteri düzenlediklerini ancak bu gösterilerin geçen yıl Haziran ayındakilere kıyasla daha küçük çaplı olduğunun gözlendiğini yazıyor. Habere göre 18 Mart'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerini Vladimir Putin'in kazanacağı, Putin'in böylelikle dördüncü kez bu koltuğa oturacağı öngörülüyor. Ancak Rusya'nın en ücra kentlerinde bile Navalny yanlısı protestolar düzenlenmesi, kimilerinin hapse girmeyi göze alarak Putin'e karşı koymaktan vazgeçmediğinin bir göstergesi. Öte yandan kimi Putin karşıtlarının adı 18 Mart seçimlerindeki oy pusulasında yer alırken Navalny adı, pusulada yer almayacak. Navalny, adaylığının reddedilmesi üzerine seçimlerin boykot edilmesi çağrısı yapmıştı. Gazete, Navalny'nin boykot talebiyle ülke genelindeki destekçi tabanını genişletmeyi amaçladığı, ancak Putin'le mücadele etmek için gereken altyapıyı oluşturmasının yıllar alacağı yorumunda bulunuyor.
New York Times ise yükselen petrol fiyatlarının küresel enerji piyasasında Amerika için bir avantaj anlamına geldiğini bildiriyor. Gazete, petrol fiyatlarında son aylarda yaşanan artışın Amerika'daki petrol üretimini teşvik ettiğini ve Amerika'nın, Suudi Arabistan'ın petrol üretimindeki egemenliği üzerinde baskı kurmasını sağlayacağını yazıyor. Habere göre Suudi Arabistan'ın Amerika'nın kaya petrolü çıkarmasının önüne bazı engeller koymaya çalışması, geri tepti. Çok sayıda sektör çalışanının işini kaybetmesinin ve birçok şirketin iflas etmesinin ardından kaya petrolünün bu kez daha sağlam finansmana sahip firmaların da desteğiyle yükselişe geçtiği gözleniyor. Ham petrolün varil başına fiyatının son üç yılın en yüksek seviyesine erişerek 65 doları aşması, gazeteye göre Amerika'nın ciddi bir petrol üreticisi haline geldiğinin göstergesi. Amerika böylelikle hem Çin ve Hindistan gibi enerji açlığı çeken ülkelere petrol arzında bulunacak hem de Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan ithal ettiği petrol miktarını kesmeye başlayacak. Amerika'nın bu yıl günde on milyon varil ham petrol üretimine erişerek Suudi Arabistan'ı geçmesi ve enerji üretiminin dünya lideri Rusya'ya rakip olması bekleniyor.
New York Times bugün ayrıca Amerika'da cinsel taciz ve tecavüze karşı dalga dalga büyüyen MeToo hareketinin şimdi de sanat dünyasını etkisi altına aldığını yazıyor. Gazete, cinsel tacizle suçlanan ünlü ressam ve fotoğrafçı Chuck Close'un Washington'daki Ulusal Portre Galerisi'nde açılması planlanan sergisinin iptal edilmesinin, MeToo hareketinin müzeleri de tartışmanın içine çektiğini bildiriyor. Habere göre taciz suçlamalarıyla birlikte müze küratörleri de ikileme düşmeye başladı. Küratörler artık bir sergi açarken ”sanat eserleri, yaratıcılarının kişisel hayatlarındaki meselelerle bağdaştırılmalı mı, yoksa sanatsal yaratıcılık kişisel davranışlardan soyutlanmalı mı?” sorusuna yanıt aramak zorunda bırakılıyor. Gazeteye göre bu sorunun yanıtını bulmak çok zor. Çünkü eğer her müze sergilediği eserlerin sanatçılarının kişisel hatalarını ön plana çıkarmaya başlarsa, bu, örneğin Pablo Picasso gibi kadınları ”acı çekme makinaları” olarak tanımlayan bir sanatçının eserlerinin müzelerden topluca kaldırılmasına kadar gidebilir. Gazete birçok küratör ve müze yöneticisinin sanatçıların kişiliklerine göre sanatsal kararlar almasının tehlikeli bir yol izlemek anlamına geldiğine inandığını yazıyor. Portre ressamlık ve fotoğrafçılığının en önde gelen isimlerinden Chuck Close'un eserleri, Washington'daki Smithsonian müzelerinden Londra'daki Tate Modern Sanat Müzesi'ne kadar dünyanın birçok ünlü müzesinde sergileniyor. Sanat uzmanlarının çoğu, Chuck Close'un çalışmalarının müzelerde yer almaya değer olduğu konusunda fikir birliği içinde. Ancak gazete, Close'un Ulusal Portre Galerisi'ndeki sergisinin iptal edilmesi kararının, galerinin 164 milyon dolarlık yıllık bütçesinin yüzde 72'sinin Amerikan hükümeti tarafından karşılanmasına ve bu nedenle müzenin tartışmalardan uzak durmak istemesine bağlı olduğu yorumu yapıyor. Uzmanlara göre Close'un Ulusal Portre Galerisi'ndeki sergisinin iptal edilmesi, Oscar ödülü alan bir aktörün ödülünün geri alınmasına eşdeğer nitelikte.