Erişilebilirlik

22 Ocak Amerikan Basınından Özetler


22 Ocak Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:16 0:00

Amerikan basını, Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti arasında göçmenlik ve bütçe üzerinde uzlaşıya varılamaması sonucu hükümetin kapanışının üçüncü gününe girmesiyle ilgili haber ve tartışmaları aktarmaya devam ediyor.

Washington Post, bir grup ılımlı senatörün hafta sonunda göçmenlik ve hükümet harcamaları üzerinde uzlaşıya varmak için yürüttüğü çabaların sonuç vermediğini yazıyor. Bugün öğlen saatlerinde Senato’da bir kez daha oylama yapılacağını hatırlatan gazete, hükümetin kapanmasının etkilerinin hafta sonunda çok da fazla hissedilmediğini bildiriyor. Ancak habere göre hafta başından itibaren bu etkiler, binlerce kamu çalışanının zorunlu izne ayrılması, sözleşmeli çalışan hükümet görevlilerinin maaşlarının gecikmesi ve vergi toplama dönemine hazırlanan Gelir Vergisi Dairesi’nin çalışmalarını yavaşlatmasıyla daha çok hissedilmeye başlanacak. Öte yandan gazete, kamuoyunun, hükümetin kapanmasından hem Beyaz Saray hem de Kongre’ye egemen olan Cumhuriyetçi Parti’yi mi, yoksa göçmenlik sorununun çözülmesinde direten Demokrat Parti’yi mi sorumlu tutacağının belirsiz olduğu görüşünde. Washington Post ayrıca Beyaz Saray danışmanı Stephen Miller’ın hükümetin kapanmasıyla sonuçlanan harcama ve göçmenlik tartışmalarının odağında yer aldığını bildiriyor. Habere göre göçmenlik konusunda son derece sert bir tutuma sahip olan Miller, bu meselenin ayrıntılarını anlamayan ya da anlamaya çalışmak istemeyen Trump’ın görüşlerini yakından etkiliyor. Hatta Senato’nun etkili Cumhuriyetçi liderlerinden Lindsey Graham, göçmenlik müzakerelerinden Miller sorumlu olduğu sürece hiçbir ilerleme kaydedilemeyeceği, ne zaman bir uzlaşı önerisi getirilse Miller ve etrafındakilerin devreye girmesiyle umutların tükendiğini söyledi.

Washington Post bugün ayrıca Başkan Trump’ın “Önce Amerika” politikasının Amerika’nın küresel siyasi arenadaki yerini nasıl değiştirdiğine ilişkin bir değerlendirme yayınlamış. Değerlendirmeye göre Trump destekçileri, IŞİD’in askeri mağlubiyete uğratılmasının, Amerika’nın müttefiklerinin savunmaya daha fazla harcama yapmaya zorlanmasının ve NAFTA gibi uluslararası ticaret anlaşmalarının şartlarını değiştirme girişimlerinin olumlu gelişmeler olduğunu savunuyor. Ancak Trump’ın “Önce Amerika” politikası, birçok olumsuzluğu da beraberinde getiriyor. Çin ve Rusya gibi başka ülkelerin ekonomik ve askeri açıdan nüfuz alanlarını genişletmesi ve dünyada başka bölgelerde etkin olma emellerini pekiştirmesi, Amerika’nın etkisini azaltıyor. Gazeteye göre Amerika, dünyaya şekil vermeye çalışan bir küresel lider konumunu bırakıyor ve uluslararası rolünü daha dar bir kapsamda tanımlayan, içine dönük bir ülke haline dönüşüyor. Trump Yönetimi, önceliği, uluslararası kalkınma, insan hakları ve demokrasiyi savunup yaymaktan çok terörle mücadeleye ve Amerika’nın ekonomik çıkarlarına veriyor. Öte yandan Gallup’un 134 ülkede yaptığı bir ankete göre Amerika’nın dünya lideri konumuna yönelik küresel destek büyük ölçüde azalmış görünüyor. Gallup’a göre eski Başkan Obama döneminde bu ülkelerin yarısı Amerika’nın liderliğine onay verirken bugün sadece üçte biri Amerika’yı küresel kapsamda destekliyor.

New York Times ise federal hükümetin kapalı kalmaya devam etmesiyle ilgili haberlerin yanı sıra Katar’ın Ortadoğu’daki yeriyle ilgili bir değerlendirmeye yer veriyor. Değerlendirmeye göre çocukken Alman tenis yıldızı Boris Becker’den özel tenis dersleri alan, Fransız futbol takımı Paris Saint-Germain’in sahibi olan ve Dünya Kupası’nı 2022’de Katar’a getirmek için 200 milyar dolar harcayan 37 yaşındaki Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad el Sani, ilk kez paranın çözemeyeceği bir meseleyle karşı karşıya. Dünyanın en küçük ve zengin ülkelerinden 300 bin nüfuslu Katar, Haziran ayından bu yana teröre finansman sağladığı, İran’la yakınlaştığı ve kaçak muhaliflere kucak açtığı gerekçesiyle komşuları Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin sınırları kapaması nedeniyle gerek hava gerekse denizden de ablukaya alınmış durumda. Habere göre Suudi Arabistan, topraklarında otlayan Katar’a ait 12 bin deveyi bile sınırdan zorla çıkardı. Komşularının yönelttiği suçlamaları reddeden Emir Tamim, bu ülkelerin Katar’ın bağımsız olmasından hoşlanmadığını ve bunu bir tehdit olarak algıladığını kaydediyor. 1971 yılında doğalgaz rezervlerinin keşfedilmesiyle birkaç on yıl içinde dünyanın en zengin ülkelerinden biri haline gelen Katar, komşuları tarafından bir yandan barış, eğitim ve kadın haklarını yüceltirken diğer yandan Suriye’deki İslamcı militanları desteklemek ve Ortadoğu’daki en büyük Amerikan üssünü kurmakla suçlanıyor. 2011’de patlak veren Arap Baharı ise gazeteye göre Katar’ı komşularından ayıran etken oldu. Bunun nedeni Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Müslüman Kardeşler gibi siyasi İslamcılar’ın giderek artan gücünden kaygılanması karşısında Katar’ın İslamcılar’ı desteklemesi.

XS
SM
MD
LG