Erişilebilirlik

20 Aralık Amerikan Basınından Özetler


20 Aralık Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:04 0:00

Amerikan basını, dün Amerikan Senatosu’ndan geçen vergi reformu tasarısının ayrıntılarına geniş yer ayırıyor.

New York Times, Kongre’de hiçbir Demokrat Partili üyenin desteğini almadan, sadece Cumhuriyetçi Partililer’in “evet” oylarıyla geçen ve bir buçuk trilyon dolarlık vergi kesintisi öngören tasarının en çok Trump gibi yılda yüzmilyonlarca dolarlık kazanç elde eden zenginlerin işine yarayacağını yazıyor. Gazete, “Vergi Yasası Trump ve Cumhuriyetçiler’in Ceplerini Dolduracak” başlıklı başyazısında, tasarıya eklenen bir maddenin özellikle emlak işi yapanların avantajına olduğunu kaydediyor. Times, kanser tedavisi gören Arizona Senatörü John McCain’in Senato’daki oylamaya katılamaması nedeniyle tasarıya ilişkin çekinceleri olan Tennessee Senatörü Bob Corker’ın oyunun ayrı bir önem kazandığını vurguluyor ve tıpkı Trump gibi Corker’ın da emlak sektörüyle bağlantıları olduğunun altını çiziyor. Başyazı şöyle devam ediyor: “Yeni vergi yasasında emlak sektöründe bazı durumlarda uygulanacak yüzde 20’lik vergi indirimi, on yıl içinde hükümete 414 buçuk milyar dolara mal olacak. Bu miktar, hükümetin her yıl düşük gelirli ailelere mensup toplam 9 milyon çocuğun yararlandığı sağlık hizmetleri programının maliyetinin 29 katı. Oysa Kongre, çocuk sağlığı programının fonlarının Eylül ayında tükenmesinden sonra bir adım atacak gibi görünmüyor. Vergi yasası, emlak devlerine cömert davranırken düşük ve orta gelirli kesime karşı çok cimri. Şu birkaç yıl içinde bir miktar vergi indirimi alacak sıradan vatandaş, 2025 yılı geldiğinde yasanın kendileri için hiçbir anlam ifade etmediğini görecek.”

New York Times bugün ayrıca haftalardır Amerika’nın gündeminin baş sıralarında yer alan cinsel taciz meselesinin farklı bir boyutunu yansıtan bir habere yer veriyor. Gazete, otomotiv devi Ford’un Chicago’daki iki fabrikasında 20 yıl önce gündeme gelen cinsel taciz vakalarının üzerine gitmek için harekete geçtiğini, ancak bugün durumun hala değişmediğini yazıyor. Habere göre işyerinde ayrımcılıkla mücadele eden Federal Eşit İstihdam Fırsatı Komisyonu, Ağustos ayında, şirketin Chicago’daki iki fabrikasında kadın elemanların açtığı dava sonucu Ford’la 10 milyon dolarlık anlaşmaya vardı. Ford, 1990’lı yıllarda açılan benzer bir davada da 22 milyon dolarlık anlaşmaya varmak zorunda kalmıştı. Gazete, medya şirketlerinden teknoloji sektörüne, eğlence dünyasından Kongre’ye birçok çevreyi etkisi altına alan taciz karşıtı hareketin karşılık bulduğunu, yüksek mevkilerdeki erkeklerin işlerinden olduğunu, ancak mavi yakalı kadınlar için aynısını söylemenin mümkün olmadığını bildiriyor. Uluslararası bir şirket olan Ford’un fabrikalarında çalışan kadın işçiler için durum, 20 yıl önce federal yargının desteğini almalarına, profesyonel insan kaynakları hizmetlerinin artmasına, Amerika’nın en güçlü işçi sendikalarına mensup olmalarına ve bağımsız denetçilerin fabrikalardaki incelemelerine rağmen değişmedi. Gazetenin yüzden fazla Ford çalışanı ve sektör uzmanıyla yaptığı görüşmeler ve hukuki belgelere dayandırdığı haberine göre şirket, cinsel tacizle suçlananların işine son verme konusunda ayak sürüyor. Kadın işçiler, şikayetlerinin dikkate alınmadığını, cinsel tacizle mücadele için sunulan eğitim programlarında gecikmeler yaşandığını söylüyor.

Washington Post da vergi yasasıyla ilgili haber ve yorumlara geniş yer ayırıyor. Gazete, Cumhuriyetçi Parti’nin vergi reformu yasasını Kongre’den geçirmesinin aslında işin kolay tarafı olduğunu, asıl zorluklarınsa bundan sonra baş göstereceğini öngörüyor. Habere göre Amerikan nüfusunun yüzde 80’inin daha az vergi ödemesini sağlayacak yasanın getireceği bu kısa vadeli kazanımların ağır bir bedeli olacak. Ulusal borcun hızla artması nedeniyle önümüzdeki yıllarda işbaşına gelecek Kongre üyeleri, vergi artırımına gitme ve hükümet harcamalarını kesme meseleleri üzerinde çok zor kararlar almaya mecbur kalacak. Önümüzdeki dönemde yanıtlanması gereken sorularsa şunlar: Yaşlılara nasıl bir mali güvence sağlanacak? Yoksullara ne gibi hizmetler verilecek? Hükümet, ekonomik eşitsizliği azaltmak için hangi önlemleri alacak? Cumhuriyetçi Parti’nin gelir ve gider dengesi sağlamadan vergi indirimine gitmesi, bu sorulara yanıt vermeyi zorlaştıracak. Amerika’nın demografik yapısında yaşanan bazı büyük değişikliklerse ulusal borcun daha da artmasına yol açacak. Bunun nedeni, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, 1946-1964 yılları arasında doğan ve Baby Boomer olarak anılan neslin emekli olmaya başlamasıyla sağlık hizmetleri ve sosyal güvenlik sigortasının yükünün katlanarak artacak olması. Kongre Bütçe Dairesi’ne göre ulusal borç, önümüzdeki on yıl içinde 25 trilyon doları aşacak.

Boston Globe ise 19 yıl boyunca Boston Başpiskoposluğu görevini yürüten ve 2002 yılında Katolik Kilisesi’ndeki cinsel taciz ve tecavüz skandallarının patlak vermesinden sonra hem kilisedeki görevinden istifa eden hem de Amerika’dan ayrılan Kardinal Bernard Law’un 86 yaşında Roma’da öldüğü haberini ana sayfadan aktarıyor. Kardinal Law’la ilgili en büyük sorun, Boston’da başpiskopos olarak görev yaptığı süre içinde çocukları taciz eden din adamlarını görevden uzaklaştırmadığının ortaya çıkması. Gazete, din adamlarının 2002 yılına kadar kilisedeki çocuk tacizi vakalarını yetkili mercilere bildirme zorunluluğu olmadığını hatırlatıyor. Yani bu açıdan bakıldığında Kardinal Bernard Law, suç işlemiş sayılmıyor. Ancak çok sayıda Bostonlu Katolik, çocukları korumak için gereken adımları atmayı reddettiği gerekçesiyle Law’u sorumlu tutuyor. Gazete, Harvard Üniversitesi mezunu olan ve bir zamanlar Amerika’dan çıkabilecek en güçlü Papa adayı gözüyle bakılan Bernard Law’un Papa 2’inci Jean Paul ve Papa 16’ncı Benedikt’in de gözdesi olduğunu hatırlatıyor.

XS
SM
MD
LG