Amerikan basınının bugünkü ana gündem maddesi, Pazar gecesi Las Vegas’ta düzenlenen bir country müziği festivalini kana bulayan silahlı saldırı.
Washington Post, Las Vegas Bulvarı üzerindeki Mandalay Bay Oteli’nin 32’inci katındaki odasından konser kalabalığının üzerine ateş açan ve 59 kişinin ölümüne, 527 kişininse yaralanmasına neden olan 64 yaşındaki Stephen Paddock’la ilgili ayrıntılara yer veriyor. Habere göre Paddock, tek oturuşta on binlerce dolarlık kumar oynayan, dört eyalette evi olmasına rağmen kumarhaneli büyük otellerde, bazen haftalarca kalmayı tercih eden biriydi. Banka soyguncusu olan ve hayatı boyunca kanundan kaçan bir babanın oğlu olan Paddock’un sabıka kaydı ise bulunmuyor. Habere göre saldırganın babası, bir zamanlar Federal Soruşturma Dairesi FBI’ın “en çok aranan on adam” listesinde yer alıyordu. 1969 yılında hapisten kaçan ve 1978’e kadar yakalanamayan baba Paddock, FBI’a göre intihara yatkındı ve psikopat bir kişilik sergiliyordu. Paddock’un Mandalay Bay Oteli’ndeki odasında 23 adet, Nevada eyaletinin Mesquite kasabasındaki evindeyse 19 adet ateşli silah ele geçirildi. Akrabalarına göre Paddock, emlak yatırımlarından ve sattığı şirketinden elde ettiği 2 milyon dolarlık bir servetin sahibiydi. İki adet tek motorlu uçağı olan ve pilotluk lisansı bulunan Paddock’ın, Alaska eyaletinden de balık avcılığı lisansı vardı. Sık sık seyahat eden Paddock, yakınlarına göre şimdiye kadar seyahatlerinden milyonlarca mil toplamış.
Washington Post bugün ayrıca Las Vegas’taki silahlı saldırının bilançosunun neden bu kadar ağır olduğuna dair bir incelemeye de yer veriyor. Makaleye göre Las Vegas saldırısı, otomatik silahla yapılan ilk toplu saldırı olma özelliği taşıyor. Saldırının bu kadar çok kişinin ölümüne neden olmasının iki nedeni var: Saldırganın Mandalay Bay Oteli’ndeki odasına soktuğu silah ve cephanenin miktarı ve kalabalığın üzerine yer seviyesinden değil, yüksek bir noktadan ateş açması. Yetkililere göre Paddock, Kalaşnikof tipi bir tüfek ve tüfeği sabitlemek için ayak kullandı. Paddock’un kullandığı silahlardan en az biri, tam otomatik silahtı. Kongre’nin 1986 yılında çıkardığı yasa uyarınca otomatik silahların üretim ve satışı büyük ölçüde kısıtlandı. Ancak 1986’dan önce üretilen otomatik silahlara, çok sıkı güvenlik taramasından geçtikten ve silahı kayıt altına aldıktan sonra yasal olarak sahip olmak mümkün. Gazeteye göre uzmanlar ayrıca kalabalığın içine girmek ya da aynı seviyeden ancak uzak bir noktadan ateş etmek yerine saldırganın yüksek bir noktadan ve yaklaşık yarım kilometre uzaklıktan kalabalığın üzerine ateş açması karşısında da şaşkın. Kriminoloji uzmanları, toplu saldırı düzenleyen katillerin üst noktalardan ateş açmasının taktiksel avantaj sağladığını söylüyor. Bunun nedeni, aşağıda saldırıya uğrayanların tamamen savunmasız kalması. FBI kayıtlarına göre silahlı saldırıların çoğu, beş dakika içinde, saldırganın polis ya da saldırıya maruz kalanlarca etkisiz hale getirilmesi ya da saldırganın intihar etmesiyle sona eriyor. Ancak yukarı noktadan kalabalığın üzerine ateş açan Paddock, zaman avantajını lehine kullandı. Uzmanlar, saldırganın, polis kapısına dayanmadan önce şarjör değiştirmek, ısınan ya da tutukluk yapan bir silahı bırakıp diğerine geçmek için yeterince zamanı olduğunu kaydediyor.
New York Times ise Las Vegas saldırısıyla beraber yeniden gündeme gelen silah sahibi olma meselesiyle ilgili bir makaleye yer veriyor. Temsilciler Meclisi eski üyelerinden Demokrat Partili Steve Israel imzalı makale, “Las Vegas saldırısından sonra hiçbir şey değişmeyecek” başlığını taşıyor. Israel’e göre Amerika’daki her toplu silahlı katliamdan sonra herkes “Bir şey değişecek mi?” sorusunu soruyor. Bu sorunun yanıtı, “hayır, silah sahibi olma hakkıyla ilgili yasalarda hiçbir değişiklik yapılmayacak.” Makale şöyle devam ediyor: “Amerika’da siyaset, yerel bazda yapılıyor. Örneğin av sezonunun açıldığı gün bazı eyaletlerde okullar kapanıyor. Bu nedenle ülkenin farklı kesimleri arasında siyasi köprü kurmak imkânsız. Sandy Hook İlkokulu’na düzenlenen ve çocukların vurularak öldürüldüğü saldırıdan sonra, ‘Tamam, artık mutlaka bir adım atılacak, silah sahibi olmak isteyenler daha sıkı taramadan geçirilecek, akli dengesi bozuk insanların silah sahibi olması engellenecek’ dedim. Ama yine hüsrana uğradım çünkü Kongre, tartışmanın odağını çocukların yaşama hakkına değil, silah sahibi olma hakkına yöneltti. Kongre’deki meslektaşlarım bir sonraki seçimlerde oy kaybına uğrama korkusu nedeniyle ses çıkarmaktan korktu. Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi’nin silahlı şiddet eylemleri ve kamu sağlığı arasındaki bağı araştırmasını engelleyen Dickey Yasası’nı kaldırmayı bile beceremedik. Hükümetin silahlı şiddeti araştırması yasak, ama tavşanlara İsveç usulü masaj yapılmasının etkilerinin araştırılması için 400 bin dolarlık ödeneği kabul etmesi serbest. Neyse, en azından tavşanlar kendini güvende hissedecek.”