Erişilebilirlik

28 Eylül Amerikan Basınından Özetler


28 Eylül Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:01 0:00

Washington Post, Alabama eyaletinde yapılan Senato ön seçiminde Başkan Donald Trump’ın desteklediği adayın yenilgiye uğramasının, son günlerde partisini ve Amerikan gündemini meşgul eden meseleler karşısında Trump’ı zayıflattığını yazıyor. Gazete, Cumhuriyetçi Parti’nin Trump’ın Alabama eyaletinde desteklediği adaya milyonlarca dolarlık bağış yapmasına rağmen mağlubiyete uğramasının önümüzdeki yıl yapılacak Kongre ara seçimlerinden önce kaygı yarattığını bildiriyor. Habere göre Trump’ın Maria Kasırgası’ndan sonra Porto Riko’ya yapılması gereken yardımları ağırdan alması da gerek Cumhuriyetçi gerekse Demokrat partililerin ciddi tepkisiyle karşılaştı. Porto Riko’nun Washington’dan adeta yardım dilenir hale getirilmesi, kamuoyundan da tepki topluyor. Gazete bir yandan vergi reformuna el atan Trump’ın bu alanda da eleştiri oklarının hedefi haline geldiğini bildiriyor. Demokrat kanat, yeni vergi sisteminin zenginlerin çıkarlarını ön planda tuttuğunu savunurken kimi muhafazakarlar, vergi oranlarının yeterince düşürülmediği eleştirisinde bulunuyor. Gazetenin Trump’ın yakın çevresindeki kaynaklarına dayandırdığı habere göre memnuniyetsizliği yüzünden okunan Başkan, kendini yalnız hissetmeye başladı. Kongre’deki Cumhuriyetçiler ise Kongre ara seçimlerine neredeyse bir yıl kala giderek daha çok kaygılanıyor. Gazeteye göre Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, Kongre’nin ileri gelen simalarından Tennessee eyaleti senatörü Bob Corker’ın 2018 ara seçimlerine girmeyeceğini açıklaması üzerine parti içinde giderek şiddetlenen fırtınayı nasıl atlatacaklarını kara kara düşünüyor.

Washington Post bugün ayrıca Amerika’da azınlıkların ve üniversite diploması olmayanların ekonomik durumuna ilişkin bir araştırmanın sonuçlarına yer veriyor. Merkez Bankası’nın her üç yılda bir yaptırdığı Tüketici Finansmanı Araştırması’na göre Amerikan ekonomisi, 2008 mali krizinden sonra toparlanmaya başlasa da siyah, Latin kökenli ve üniversite derecesi olmayan bireylerin bu iyileşmeden pay alamadığı gözleniyordu. Ancak siyahlar, Latin kökenliler ve yüksek öğrenim diploması olmayanların gelir düzeyi, 2013’ten bu yana yükselişe geçti. Örneğin siyah ailelerin ortalama net varlık değeri 2013 yılında ortalama 13 bin 600 dolarken bu rakam, 2016’da 16 bin 600 dolara çıktı. Bu müjdeli habere rağmen beyazların elde ettiği kazanımlar, azınlıklara oranla hala çok daha yüksek. Ekonomik gelişmeler tüm gelir düzeyleri üzerinde olumlu etki sağlasa da en zenginler ve en iyi eğitimliler hala avantajı ellerinde tutuyor. Örneğin Amerikan toplumunun gelir seviyesi olarak ek üstteki yüzde 1’lik kesimi, toplam gelirin yüzde 24’ünü paylaşıyor. Rapor ayrıca son üç yıl içinde maaşlar dışında konut ve hisse senedi değerlerinin de arttığını kaydediyor.

Miami Herald gazetesi ise Başkan Trump’ın Maria Kasırgası’ndan sonra hayat damarları adeta kopan Porto Riko’ya yardım etmek için harekete geçme süresinin artık neredeyse dolduğunu yazıyor. Gazeteye göre artık hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar, Porto Riko’daki durumun bir insanlık krizi haline geldiğini kabul ediyor. Gelişmeleri yerinde izlemek için Porto Riko’ya giden Florida Senatörü Marco Rubio gibi kongre üyeleri, üç milyondan fazla Amerikan vatandaşının yaşadığı adaya yardım için Trump yönetiminin çok daha fazlasını yapması gerektiğini kaydediyor. Miami’den bin 600 kilometre uzaklıkta olan Porto Riko, Amerikan ana karasına Dominik Cumhuriyeti ve Jamaika’dan daha uzak. Bu nedenle Miami’den kalkan bir yardım gemisinin Porto Riko’ya ulaşması beş gün alıyor. Trump’ın Jones Yasası olarak bilinen ve Amerikan limanları arasında sadece Amerikan gemilerinin sefer yapmasına izin veren yasayı Harvey Kasırgası’ndan sonra Texas’ta derhal askıya almasına rağmen aynısını Porto Riko için yapmaması ise büyük tepki topladı. Oysa yasanın askıya alınması, adaya özellikle yakıt sevkiyatı yapılması için önemli. Gazete, internet sitesinde ise son dakika haberi olarak Trump’ın yasayı geçici süreliğine kaldırma kararı aldığını bildiriyor.

Chicago Tribune ise Playboy dergisinin yayıncısı olan ve kurduğu medya imparatorluğunun temellerini, doğum yeri olan Chicago’da atan Hugh Hefner’ın 91 yaşında öldüğü haberini ana sayfadan veriyor. Gazeteye göre Hefner, kimilerinin takdir, kimilerinin nefret ettiği, her zaman tartışma yaratan, ancak Amerikan medyası üzerindeki etkinliği tartışılamayacak kadar baskın olan bir yayıncıydı. Playboy’u 1953 yılında yayınlamaya başlayan Hefner, özellikle kentsel nüfusa ”hayatın tadına varın” mesajı vermek için yola çıkmıştı. 1960 ve 70’li yıllarda altın çağını yaşayan Playboy, kadın cinselliğine dair öğeler dışında yayınladığı ilginç söyleşiler ve makalelerle de çok ses getiren bir dergiydi. Gazete, dijital çağla birlikte Playboy’un da etkinliğini yitirdiğini ancak Hugh Hefner’ın her zaman tartışma konusu bir kişilik olmayı sürdürdüğünü kaydediyor.

XS
SM
MD
LG