Amerikan basını bugün en çok Başkan Trump’ın dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitaben yaptığı konuşma ve Meksika’daki depremle ilgili haberlere yer veriyor.
New York Times, Başkan Trump’ın Amerika içinde kullandığı çatışmacı üslubunu en büyük küresel arena olan Birleşmiş Milletler’e de taşıdığını yazıyor. Gazete, Trump’ın, Amerika için tehlike yaratması durumunda Kuzey Kore’yi yerle bir edeceği tehdidinde bulunduğunu, İran’la yapılan nükleer anlaşmayı ise ”Amerika için utanç verici” olarak niteleyip anlaşmadan çekilebileceğinin sinyallerini verdiğini bildiriyor. Habere göre Trump’ın ülke içinde büyük kalabalıkları çeken ve bol alkış alan saldırgan tavrı, Birleşmiş Milletler’de soğuk bir sessizlikle karşılandı. Trump, daha önce hiçbir liderin kullanmadığı sözcüklerle dinleyicileri şaşkınlığa uğrattı. Kuzey Kore liderini ”roket adam” olarak tanımlayan Trump, dünyadaki bazı bölgelerin cehenneme gittiğini söyledi ve teröristleri ezeceği sözü verdi. Gazeteye göre ”Önce Amerika” politikasını savunan Trump, 42 dakika süren konuşmasıyla, Amerika’nın Birleşmiş Milletler’de ortaklık söylemi oluşturmak için on yıllar boyunca harcadığı çabaları altüst etti. Gazete, Trump’ın, selefi Obama zamanında İran ve beş dünya gücüyle imzalanan nükleer anlaşmayı da hedef aldığını yazıyor. Habere göre İran’ın anlaşmanın şartlarına uyduğunu onaylaması için Trump’ın 15 Ekim’e kadar zamanı var. Başkanlık koltuğuna oturduğundan bu yana bu imzayı iki kez atan Trump, artık üçüncü kez onay vermek istemiyor ve anlaşmayı sonlandırabileceğinin işaretini veriyor.
New York Times bugün ayrıca Trump’ın Birleşmiş Milletler’deki konuşmasıyla ilgili bir de başyazı yayınlamış. Başyazı, Birleşmiş Milletler’in savaş çığırtkanlığı yapılacak bir yer olmadığını, ancak Trump’ın Birleşmiş Milletler’deki ilk konuşmasında tam da bunu yaptığını kaydediyor. Yazı şöyle devam ediyor: ”Trump, ana amacı küresel sorunlara barışçı çözümler bulmak olan bir kuruluşta yaptığı konuşmada farklı taraflarla müzakere edeceğine ve uzlaşmacı bir yaklaşım sergileyeceğine dair hiçbir ipucu sunmadı. Obama dahil birçok başkan, Amerika’nın düşmanlarına sert mesajlar vermek ve uluslararası toplumu daha çok çaba sarfetmeye çağırmak için şimdiye kadar birçok kez Birlemiş Milletler sahnesini kullandı. Ancak Trump’ın karamsar ve tehditkar tavrı, daha önceki başkanların tarzından son derece farklı.” Başyazı ayrıca Trump’ın İran’la yapılan nükleer anlaşma hakkındaki görüşlerine de değinmiş. Yazı şöyle devam ediyor: ”Eğer Amerika İran nükleer anlaşmasından çekilirse bu, anlaşmaya imza atan Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya ve Çin’i çok öfkelendirir ve İran’a, nükleer faaliyetlerine tam kapasite geri dönme fırsatı verir. Kuzey Kore meselesi tüm zamanını alırken Trump bir de neden İran’la sorun çıkartır, tam bir muamma.”
Los Angeles Times ise dün Meksika’da meydana gelen 7,1 şiddetindeki depremi ana sayfasına taşımış. Gazete, daha iki hafta önce bir başka şiddetli depremle sarsılan Meksika’da şimdilik ölü sayısının 200'ü aştığını yazıyor. Gazete ayrıca Meksika’nın tam 32 yıl önce aynı gün 8 şiddetinde bir deprem yaşadığını ve bu felakette binlerce kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatıyor. Habere göre hükümet, birçok binanın yıkıldığı ya da ağır hasar gördüğü başkent Mexico City’de acil durum ilan etti ve depremden etkilenen bölgelere civar eyaletlerden 3 bin 500 asker sevketti. Deprem meydana geldiğinde çok sayıda Meksikalı iş yerlerinde ve okuldaydı. Gazete, 1985’te 8 şiddetinde vuran depremden sonra Meksika çapında inşaat kodlarının ve yapı standartlarının sıkılaştırıldığını, ancak Mexico City’deki eski binaların bu son depremde büyük zarar gördüğünü bildiriyor. Meksika, dünyada sismik faaliyetlerin en yoğun olduğu bölgelerden birinde bulunuyor. Başkent Mexico City ise eski bir göl yatağına kurulduğu ve zemini sağlam olmadığı için sarsıntının etkisini çok daha fazla hissediyor. Öte yandan bazı uzmanlar, dünkü sarsıntının, ülkede iki hafta önce meydana gelen 8,1 şiddetindeki depremin bir artçısı olabileceği yorumunda bulunuyor. Amerikan Jeoloji Dairesi’ne göre aradan iki hafta geçmiş olsa bile 8,1 gibi son derece şiddetli bir depremin böylesi artçı sarsıntıları tetiklemiş olması, şaşırtıcı değil.