Amerikan basınında bugün en çok öne çıkan konu, Adalet Bakanı Yardımcısı Rod Rosenstein’ın Trump Yönetimi’ndeki isimlerin Rusya’yla olan bağlantılarına ilişkin soruşturmanın başına eski FBI Başkanı Robert Mueller’ı ataması.
Washington Post, 2001-2013 yılları arasında FBI Başkanı olan Robert Mueller’ın Rusya soruşturmasını yürütmek üzere görevlendirilmesini “doğru yolda atılmış bir adım” olarak değerlendiriyor. Gazete, Mueller’ın soruşturacağı ilk meselenin Rus hükümetinin 2016 başkanlık seçimlerinin sonucunu etkileme girişiminde bulunup bulunmadığı, ikinci meseleninse Trump kampanyası içinden kişilerin bu girişime gizlice katılıp katılmadığı olacağını yazıyor. Mueller’ın açıklığa kavuşturmaya çalışacağı üçüncü mesele ise Trump’ın ya da Trump’ın çevresindeki başka isimlerin soruşturmayı engellemeye çalışıp çalışmadığı olacak. Gazetede yayınlanan Jennifer Rubin imzalı makalede Mueller’ın soruşturmanın başına getirilmesiyle Trump yönetiminin önünde paniğe kapılmak için artık birçok neden olduğu belirtiliyor. Rubin, makalesine şöyle devam ediyor: “Mueller’dan daha iyi bir seçim olamazdı. Mueller, eski FBI Başkanı olarak ne araması gerektiğini çok iyi biliyor. Mueller’ı kimse korkutamaz, ilerlediği yoldan saptıramaz. Başkan ve yardımcısı dahil Beyaz Saray’da görev yapan herkes sorguya çekilmeye, kendilerine zararı dokunacak belgelerin açığa çıkmasına ve kocaman avukat faturalarına hazır olsun.”
Washington Post’un ana sayfasında yer alan bir başka gelişme ise Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk lideri Kevin McCarthy’nin, Donald Trump’ın Cumhuriyetçi Parti başkan adaylığını almadan bir ay önce Kongre’de diğer Cumhuriyetçi Partili liderlerle arasında geçen özel konuşmayla ilgili. Habere göre Kevin McCarthy, Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan’ın da olduğu konuşma sırasında “Putin’in para ödediği iki kişi olduğunu sanıyorum, biri Temsilciler Meclisi üyesi Dana Rohrabacher, diğeri Trump” sözlerini sarfetti. Muhabbet ortamında bulunan birkaç Cumhuriyeçti siyasetçinin gülüşmesi üzerine McCarthy, “Yemin ederim” dedi. Paul Ryan bunun üzerine konuşmayı hemen kesti ve “Aman bir sızıntı olmasın. Hepimiz burada aileyiz” dedi. Bu konuşma, bir yıl gizli kaldı. Washington Post’un konuşmaların kayıtlarına eriştiğini açıklaması üzerine Paul Ryan’ın sözcüsü Brendan Buck, yaptığı açıklamada, “Bu bir şakalaşmaydı. Temsilciler Meclisi Çoğunluk Lideri’nin Rusya’nın Trump’ı maaşa bağladığına dair ciddi iddiası olduğuna zaten kimse inanmazdı” dedi. Cumhuriyetçi Parti’nin California Milletvekili Dana Rohrabacher hem sıkı bir Trump, hem de Putin destekçisi olarak biliniyor. Bu konuşmalardan bir gün önce Washington Post, Rusya’nın Demokrat Parti’nin bilgisayar sistemlerine girdiği haberini yayınlamıştı.
Washington Post’un iç sayfalarındaysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumalarının da karıştığı kavganın ayrıntılarıyla ilgili haber yer alıyor. Gazete, Büyükelçilik rezidansı önündeki Sheridan Parkı’nda meydana gelen ve Erdoğan’ın silahlı korumalarının da içinde bulunduğu kavganın Dışişleri Bakanlığı, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu, Adalet Bakanlığı, Washington Belediye Başkanı ve Senato’nun en etkin simalarından Senatör John McCain gibi isimler tarafından şiddetle kınandığını yazıyor. Washington Post, meseleyle ilgili olarak “Hayır Bay Erdoğan, Bu Olay Burada Kabul Edilemez” başlıklı bir de başyazı yayınlamış. Başyazı, Erdoğan’ın kendisini memleketinde zannedip barışçı protestocuları haydutlarına dövdürmenin sorun olmayacağını sandığını belirtiyor. Başyazı şöyle devam ediyor: “Erdoğan’ın Türkiye’deki muhalefeti bastırmada başarılı olması, bu ülkeye gelip en temel ve en kutsal özgürlüklerden birine saldırmasına geçit vereceği anlamına gelmez. Bu tür davranışların burada kabul edilmeyeceği ve müsamaha gösterilmeyeceği çok açık bir şekilde belirtilmelidir. Erdoğan’ın korumalarına özellikle dikkat etmek gerekiyor. Bu, Erdoğan’ın Amerika’ya gelip kendi gaddar rejimine karşı çıkanlara karşı kabadayılık yaptığı ilk vaka değil. Bu davranışların bir bedeli olmalı. Bu şiddet eylemini kışkırtan Türk görevlilerin kimlikleri belirlenmeli, mümkünse cezalandırılmalı, diplomatik dokunulmazlıkla korunuyorlarsa Amerika’sa istenmeyen kişi olarak belirlenmeli.”
New York Times Rusya soruşturmasının en öne çıkan isimlerinden eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’in, 4 Ocak’ta Trump ekibine, Türkiye adına gizli lobicilik faaliyetlerinde bulunduğu gerekçesiyle federal soruşturma altında olduğunu bildirdiği haberini ana sayfadan veriyor. Gazete, Trump’ın bu uyarısına rağmen Flynn’i ulusal güvenlik danışmanlığı görevine getirdiğini yazıyor. Habere göre Flynn’in yurtdışındaki lobicilik faaliyetlerine ilişkin soruşturma, son haftalarda hız kazandı. Savcılık makamı, Flynn’le çalışan şirketlere, mahkemede ifade vermeye çağıran celp kağıtlarını göndermeye başladı. Belgeler, Flynn’le bağlantısı olan tüm kayıtların, sözleşmelerin, banka işlemlerinin ve iletişimin savcılığa teslim edilmesini talep ediyor. Bu belgelerden biri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığıyla tanınan, Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanı Ekim Alptekin’le ilgili. Flynn’in, Ekim Alptekin’in sahibi olduğu Hollanda şirketi Inovo BV’yle 9 Ağustos’ta imzaladığı ve Fethullah Gülen’i gözden düşürmeye yönelik olan yapılacak lobicilik faaliyeti için 600 bin dolarlık sözleşme de soruşturma kapsamında.