Amerikan gazeteleri, eski Adalet Bakanı Vekili Sally Yates’in Senato Adalet Komisyonu’nda dün Başkan Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’in Rusya’yla ilişkileri konusunda yaptığı açıklamalara geniş yer ayırıyor.
New York Times, Senato’daki oturumda ”Flynn’in Rusya’nın şantajına uğrayabileceği konusunda Beyaz Saray’ı uyardım” şeklinde konuşan Yates’in, Beyaz Saray Hukuk Danışmanı Don McGahn ile bu konuda yaptığı görüşmelerin ayrıntılarına yer veriyor. Habere göre McGahn, Ocak ayındaki uyarıları üzerine Yates’e ”Bir Beyaz Saray yetkilisinin diğerine yalan söylemiş olması Adalet Bakanlığı’nı neden bu kadar ilgilendiriyor?” diye bir soru yöneltti. Yates, oturumda, bu meselenin sadece siyasi olmadığını, yabancı istihbarat örgütlerinin sürekli başkalarının açığını yakalayıp koz ele geçirmeye çalıştığını ve Rusya’nın bu klasik taktiklerinin Sovyetler Birliği döneminden kalma olduğunu söyledi. New York Times, Beyaz Saray’ın Michael Flynn’in Rusya’yla kurduğu ilişkiler konusunda yalan söylediğini çok önceden bildiğini, ancak Flynn’i Ulusal Güvenlik Danışmanlığı gibi son derece kritik bir görevden uzaklaştırmakta geciktiğini yazıyor.
New York Times bugün ayrıca Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un kazandığı zaferin Fransa’nın Avrupa Birliği’nde oynadığı rolü güçlendireceğini bildiriyor. Gazete, AB’nin son bir yıldır Avrupalı siyasetçiler için adeta ‘radyoaktif bir madde’ gibi olduğunu, yani bu konunun yanına kimsenin yaklaşmak istemediğini, ancak Macron’un bunun tam tersine AB’yi kucakladığını yazıyor. 39 yaşındaki Macron’a göre AB, Fransa’nın geleceği açısından hayati önem taşıyor. Birçok uzmana göre Macron’un zaferi, çözülmenin eşiğine gelen AB’nin kurtarıcısı oldu. Ancak bu yine de AB’nin birçok ülkede istenmediği gerçeğini değiştirmiyor. Marine Le Pen yenilgiye uğramış olsa da milliyetçi ve popülist akım Avrupa’da hala kendini hissettiriyor. Örneğin Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunda seçmenlerin yüzde 40‘ından fazlası AB karşıtı popülist partilere oy verdi. Marine Le Pen ise cumhurbaşkanlığını kaybetmiş olsa da önümüzdeki ay yapılacak parlamento seçimlerine hazırlanmak için hummalı bir çalışma yürütüyor. Uzmanlara göre Macron, popülist ‘tsunamiyi’ durdurmayı başarırsa Avrupa tarafından ödüllendirilecek. Çünkü Macron’un başarılı olmasına herkesin ihtiyacı var.
Washington Post ise Başkan Trump’ın Taliban’la mücadelede üstünlük elde etmek için Afganistan politikasında ciddi bir değişikliğe gideceğini bildiriyor. Gazete, Savunma Bakanlığı’nın bundan böyle taktiksel konularda daha geniş yetkiye sahip olabileceğini yazıyor. Örneğin Afganistan’da kaç Amerikan askerinin görev yapacağına Beyaz Saray değil, Savunma Bakanlığı karar verebilir. Ordunun, son dönemlerde giderek güçlenen Taliban militanlarına yönelik hava saldırılarına ilişkin yetkisinin kapsamı artabilir. Eski Başkan Obama’nın, Amerikan ordusu danışmanlarının sahadaki hareketlerini kısıtlayan kararnamesi geri çevrilebilir. Habere göre bu değişiklikler, Amerika’yı Taliban’la yeniden birebir savaşmak durumunda bırakabilir. Gazete, tüm bu hamlelerin, Amerika’nın Afganistan’daki askeri varlığını azaltmaya çalışan Obama’nın çabalarını geri çevireceği anlamına geleceğini kaydediyor.