Washington Post, Adalet Bakanı Jeff Sessions’ın geçen yıl Rusya’nın Washington Büyükelçisi’yle iki kez görüşme yaptığı haberine ana sayfasında yer veriyor. Habere göre Sessions’ın, Kongre’deki onay oturumu sırasında Trump kampanyasının Rus yetkililerle iletişim içinde olup olmadığı sorusuna verdiği yanıt, ortaya çıkan bu son gelişmelerle çelişiyor. Sessions’ın Rusya Büyükelçisi Sergey Kislyak’la yaptığı görüşmelerden ilki Temmuz’da, ikincisiyse Eylül ayında, Senatör’ün ofisinde ikili özel görüşme şeklinde gerçekleşti. Sessions, Rus büyükelçiyle görüştüğü sırada, Senato Silahlı Hizmetler Komisyonu’nun üyesi ve başkan adayı Trump’a en yakın dış politika danışmanlarından biriydi. Gazete, Kongre’deki oturum sırasında, “2016 seçimleriyle ilgili olarak seçim gününden önce ya da sonra Rus hükümetinden herhangi biriyle görüşmeniz oldu mu?” sorusuna “hayır” yanıtı veren Sessions’a yönelik bağımsız soruşturma açılması gerektiğini dile getirenlerin sayısının arttığını bildiriyor.
Washington Post bugün ayrıca Başkan Trump’ın bütçe taslağının, Amerika’nın yabancı ülkelere yaptığı yardımlarda kesintiye gitmeyi öngördüğünü bildiriyor. Habere göre Afrika ve Ortadoğu’da dört ülkede kıtlık baş gösterdi. 20 milyon insan ise açlık sınırına yaklaştı. Çok uzun bir aradan sonra ilk kez birkaç büyük çaplı açlık krizinin aynı anda ortaya çıktığını bildiren Birleşmiş Milletler, Mart ayına kadar 4 milyar 400 milyonluk yardım talebinde bulundu, ancak bu talebin henüz çok küçük bir bölümü karşılandı. 2016’da Somali, Güney Sudan, Nijerya ve Yemen’e yapılan Birleşmiş Milletler yardımlarının yüzde 28’i, Amerika tarafından karşılanmıştı. Amerika’nın bütçesinde yabancı ülkelere yapılan yardımlara ayrılan oran, yalnızca yüzde 1. Ancak bu miktar bile, başka ülkelerin yardım taahhütleriyle karşılaştırıldığında son derece yüksek olduğu için hayati önem taşıyor.
Washington Post’ta yer alan bir makaleyse kısa süre önce ünlü boksör Muhammed Ali’nin oğlunun, Avustralyalı çocuk kitapları yazarı Mom Fox’ın ve Fransız akademisyen Henry Rousso’nun Amerika’da havalimanlarında saatlerce sorguya çekilmeleriyle ilgili. Makaleye göre hem yabancılar, hem de birçok Amerikalı, Amerika’nın artık eskisi gibi olmadığını düşünüyor. Saatler süren gözaltılar, bireylerin dini inançlarıyla ilgili sorgulamalar, Trump yönetimiyle beraber gelen göçmenlere yönelik katı tavırların bir uzantısı. Makaleye göre havaalanı ve sınır kapılarındaki polisler, Trump’ın söylemlerinden cesaret alıyor ve daha sert tavır takınmakta serbest olduklarını düşünüyor.
New York Times ise Musul’un batısında yaşayan ve IŞİD’den kaçmaya çalışan Iraklılar’ın dramına ana sayfasında yer vermiş. Haberde, yanlarında köpekleriyle birlikte kaçan bir ailenin serüveninin ayrıntılarını anlatıyor. Gazetenin ana sayfasında yer alan bir başka haberse, Obama yönetiminin görevdeki son günlerinde Rusya’nın Amerikan başkanlık seçimlerine siber müdahalesiyle ilgili istihbarat izinin korunması için sarf ettiği olağanüstü çabayla ilgili. Habere göre Obama yönetiminin iki amacı vardı: Benzer siber müdahalelerin Avrupa ve Amerika’da gelecekte yapılacak seçimlerde de yaşanmamasını sağlamak ve Trump’ın yakınında yer alan simaların, Rusya’yla ilişkileri konusunda gelecekte yürütülecek soruşturmalar için gerekecek açık ve net istihbarat izini bırakmak.