Washington Post bugün yeni Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın bakanlık çalışanlarıyla tanıştığı ilk gününü ana sayfasına taşımış. Habere göre Tillerson, yeni işyerindeki ilk gününde karşılıklı saygı ve dürüstlüğün Amerika’nın dış politikasını şekillendireceğini söyledi. Dışişleri Bakanlığı personelinin ve diplomatların çalışmalarına her zaman değer verdiğini ve desteklediğini belirten Tillerson, farklı bakış açılarına ve zıt fikirleri dinlemeye de her zaman açık olduğunu kaydetti. Gazeteye göre Tillerson’ın eşi Renda’yla birlikte bakanlık binasından içeri girdiğinde kopan alkış, John Kerry ve Hillary Clinton’ın bakanlığa ilk adım attıkları ana kıyasla daha sönüktü.
Washington Post’ta dikkat çeken bir başka haberse Başkan Trump’ın, kiliseler dahil vergi muafiyeti olan, kar amacı gütmeyen kurumların siyasi adayları desteklemesini yasaklayan 60 yıllık yasayı ortadan kaldırma vaadiyle ilgili. Habere göre yasanın kendi fikirlerini özgürce savunmalarını engellediğine inanan muhafazakar Hıristiyan liderler, Trump’ı bu konuda destekliyor. Ancak uzmanlara göre hangi siyasi eğilime sahip olursa olsun kiliselerin mali kaynaklarını seçim kampanyalarına yöneltmesi, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olması ilkesini ihlal eder.
Bugün Los Angeles Times ise Başkan Trump’ın Anayasa Mahkemesi yargıçlığına aday gösterdiği Neil Gorsuch’ın Senato’daki onay sürecinin zorlu geçeceğine dair ”Yüksek Mahkeme Savaşı Şekilleniyor” başlıklı habere yer veriyor. Gazeteye göre liberaller ve Senato’daki Demokrat Partililer, Gorsuch’un muhafazakar olmasının kadın hakları, eşcinsellerin evliliği, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gibi kilit meselelerde tehdit unsuru haline geleceği temeli üzerine kurulu bir kampanya başlatacak. Başkan Obama’nın adayı Merrick Garland’la görüşmeyi bile kabul etmeyen Cumhuriyetçi Parti’ye diş bileyen Demokratlar, Gorsuch’a ellerinden gelen her türlü zorluğu çıkarmada kararlı görünüyor.
Wall Street Journal ise Amerika’da çalışma olanağı sağlayan H1-B vizesi almayı amaçlayan çok sayıda yabancıyı ilgilendiren bir habere yer veriyor. Habere göre Trump Yönetimi, özellikle teknoloji şirketlerinin yurtdışından kalifiye yazılım mühendisi getirmek için kullandığı çalışma vizesini yeniden masaya yatırıyor. H1-B çalışma vizesi, tartışmalı göçmenlik meselesinin, sınır güvenliği, sınırdışı uygulaması ve mülteci başvurularından sonra dördüncü ayağı. Trump Yönetimi, Amerikalılar’a öncelik vermek için çalışma vizesi uygulamasını yeniden gözden geçirecek. Teknoloji dünyasının önde gelenleri ise Amerika’nın dünyanın en büyük yeteneklerini bünyesinde toplamasını engelleyeceği ve Amerika’nın rekabet gücünü azaltacağı için çalışma vizesine kısıtlama gelmesine karşı çıkıyor. Amerika şu anda her yıl 85 bin seçkin yabancı çalışana H1-B çalışma vizesi veriyor. Amerika’nın şu anki bilgisayar mühendisi açısının yarım milyon olması ise son derece dikkat çekici.
Bugün New York Times’da ise Beyaz Saray’da tehlikeli bir İslam anlayışının şekillenmeye başladığıyla ilgili bir değerlendirme dikkat çekiyor. Gazeteye göre Trump Yönetimi’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn ve baş stratejist Steve Bannon önderliğindeki İslam yorumu, Samuel Huntington’ın Medeniyetler Çatışması tezine dayanıyor. Yeni yönetim, İslam’a şüpheyle bakıyor, şeriatın Amerikan hükümetine sızması tehdidi gibi komplo teorileri üretiyor, Müslüman Kardeşler’le IŞİD’i aynı kefeye koyuyor. Başkanlar George W Bush ve Barack Obama, İslamla ilgili bu karanlık ve karamsar görüşleri hiçbir zaman kabul etmese de bu ideoloji, özellikle aşırı sağcı Steve Bannon’la birlikte şu anda güvenlikle ilgili karar alma mekanizmasının tam merkezine yerleşmiş durumda.