Amerikan basını bugün de Donald Trump’ın başkanlığının ilk haftasındaki icraatlarıyla ilgili haberlere yer vermeye devam ediyor.
New York Times, Başkan Trump’ın, selefi Barack Obama’nın uygulamalarını geri çevirmeye devam ettiğini ve bunun bir parçasının da iki petrol boru hattı inşaatına yeniden yeşil ışık yakmak olduğunu bildiriyor. Gazeteye göre Başkan Trump, Obama döneminin çevreci politikalarının iptali için düğmeye bastı. Bunun bir nedeni de Trump’ın, başka inşaat projelerinin önünü tıkayan ya da bu projeleri yavaşlatan regülasyonları gevşeteceği sözü vermesi. Gazete, projelerin ilerleyebilmesi için gereken tüm ruhsatların verileceğini bildiren Trump’ın ”Aslında ben de büyük ölçüde çevreci bir insanım” şeklindeki sözlerine de yer veriyor. Habere göre Keystone ve Dakota Access petrol boru hattı projeleri, siyasi yelpazenin her iki tarafı için büyük simgesel önem taşıyor. Keystone projesini 2015’te reddeden Obama’nın gerekçesi, Amerika’nın, fosil yakıtlarına olan bağımlılığı azaltma çabalarına lider olmasını engellemesiydi. Ancak Trump, Obama’nın çevre politikalarının Amerikan ekonomisine sekte vurduğunu düşünüyor.
New York Times bugün ayrıca Başkan Trump’ın kaçak göçün önüne geçmek ve sınır güvenliğini sağlamak için atacağı adımları da ana sayfadan haber veriyor. Gazeteye göre Trump, Meksika sınırına duvar örme planının hayata geçirilmesi için bugün talimat verecek. Trump ayrıca Amerika’ya yerleştirilecek Suriyeli mülteci sayısını da azaltacak ve ‘teröre meyilli ülke’ olarak tanımlanan Suriye, İran, Irak, Libya, Somali, Sudan ve Yemen vatandaşlarının Amerika’ya girişini bir süreliğine durduracak. Özellikle göçmen hakları savunucularına göre bu uygulama, Trump’ın başkanlık kampanyası sırasında dile getirdiği Müslümanlar’a Amerika’ya giriş yasağı önerisinin bir başka şekli. New York Times, yeni uygulamaların, Amerika’nın ‘güvenlik’ adına yurtiçi ve yurtdışında takınacağı tavrı tartışmalı bir biçimde değiştireceğini, birçok ülkenin artık kabul etmediği bazı uygulamaların geri gelebileceğini öngörüyor.
Los Angeles Times ise dün açıklanan Oscar adaylarını ana sayfasına taşımış. Gazete, son birkaç yıldır beyaz sanatçıların hak ettiklerinden fazla adaylık aldıkları ve siyahların dışlandığı eleştirilerine maruz kalan Oscar Ödülleri’ni dağıtan Sinema Sanat ve Bilimleri Akademisi’nin bu yıl farklı bir yaklaşım sergilediğini yazıyor. Gazetenin yorumuna göre Fences, Moonlight ve Hidden Figures gibi siyah karakterleri ve siyahlarla ilgili temaları işleyen filmler, bu yıl Oscar’da öne çıkıyor. Ancak gazeteye göre şimdi de bazı çevrelerde, Akademi’nin Latin ve Uzakdoğu kökenli sanatçıları dışarıda bıraktığı tartışmaları patlak vermeye başladı.
Los Angeles Times, La La Land’in 14 dalda adaylıkla Titanic ve All About Eve adlı yapımların rekorunu egale etmesini ise yönetmenliğini genç yetenek Damien Chazelle’in yaptığı filmin aslında Hollywood’un en sevdiği şey olan bir ‘öz kutlama’ olmasına bağlıyor. Ancak gazeteye göre La La Land aynı zamanda bir zamanların baş tacı olan, ancak son yıllarda popülaritesini yitiren müzikal türüne yeni bir soluk getirdiği için bu kadar çok adaylık aldı. Kimilerine göre La La Land’in başarısının bir sırrı da siyasi karmaşanın hakim olduğu bir zamanda izleyiciye, kendini mutlu ve neşeli hissedebileceği bir ortam sunması.