Amerikan basını, dün aralarında eski başkanlar Bill Clinton ve Barack Obama'nın da bulunduğu Demokrat Parti'nin önde gelen bazı isimlerine ve CNN Televizyonu'nun New York'taki merkezine bombalı paket gönderilmesiyle ilgili gelişmelere geniş yer ayırıyor.
New York Times, Kongre ara seçimlerine iki haftadan az süre kala Trump karşıtı bazı kişi ve kuruluşlara bombalı paket gönderilmesinin, uzun süredir zaten diken üzerinde olan ülkeyi sarstığını ve siyasi söylemin sertlik dozunun fazlasıyla aşılıp aşılmadığı tartışmasını başlattığını yazıyor. Adreslerine bomba gönderilen Hillary Clinton, Barack Obama, George Soros ve CNN Televizyonu, uzun süredir sağcı siyasi saldırıların hedefindeydi. Patlayıcı içerikli paket gönderilenler arasında Demokrat Parti destekçisi milyarder George Soros, Californialı Demokrat Partili Temsilciler Meclisi üyesi Maxine Waters, aktör Robert De Niro, eski Adalet Bakanı Eric Holder ve eski CIA Başkanı John Brennan gibi, Başkan Trump'a sert eleştiriler yönelten kişiler bulunuyor. Patlayıcılar, incelenmek üzere Federal Soruşturma Dairesi FBI'ın Virginia'daki laboratuarına gönderildi. CNN Televizyonu Başkanı Jeff Zucker ise yaptığı açıklamada Başkan Trump'ın, özellikle de Beyaz Saray Basın Sözcüsü'nün, kullandıkları kelimelerin önemli olduğunu anlamaları gerektiğini belirtti. Zucker, Beyaz Saray'ın basına yönelik saldırıların ne kadar ciddi sonuçlar doğurabileceği konusunda hiçbir fikri olmadığını da kaydetti. Öte yandan Başkan Trump, tüm Amerika'nın birlik olması gerektiği çağrısında bulundu. Demokrat Parti liderleri Nancy Pelosi ve Chuck Schumer ise yaptıkları ortak açıklamada, ”Şiddet eylemlerini onaylayan açıklamalarını geri çekmediği sürece Başkan Trump'ın sözlerinin hiçbir anlamı yoktur,” dedi.
New York Times bugün ayrıca Başkan Trump'ın uyarılara rağmen kişisel akıllı telefonlarını kullanmaya devam ettiğini, bu telefonlardan yakın arkadaşlarıyla yaptığı konuşmalarının Çin ve Rus istihbaratı tarafından dinlendiğini bildiriyor. Habere göre danışmanları, Trump'a, görüşmelerini güvenli Beyaz Saray sabit hat telefonlarıyla yapması konusunda sürekli baskı uyguluyor. Ancak Başkan, kişisel akıllı telefonlarını bırakmamakta ısrar ediyor. Gazetenin adını açıklamadığı kaynaklardan edindiği bilgiye göre Beyaz Saray yetkililerinin, kendi telefonlarını kullanırken Trump'ın gizli ve hassas bilgileri konuştuklarına söylememesini ummaktan başka çaresi yok. Kaynaklar, Çin'in Trump'ın konuşmalarını dinleyerek edindiği bilgileri özellikle ticaret savaşlarının daha da tırmanmasını engellemek için kullanma yoluna gideceği yönünde veriler olduğunu da söylüyor. Çinli istihbarat yetkilileri, Trump'ın sık sık telefonda konuştuğu isimleri kullanarak Başkan'a özellikle bu kişiler aracılığıyla ticaret anlaşmaları konusunda baskı yapmayı düşünüyor. İşadamları ve akademisyenlerin siyasetçilere baskı yapma aracı olarak kullanılması, yeni bir istihbarat taktiği değil. Ancak gazete, Çin'in bundan farklı olarak doğrudan dinlediği konuşmalardan Trump üzerinde en çok kimlerin etkili olduğunu, hangi yaklaşımların Trump üzerinde baskı kurmak için işe yarayacağını çok iyi bildiğini kaydediyor.
Wall Street Journal ise Dow Jones ve Nasdaq endekslerindeki sert düşüşle ilgili haberinde özellikle teknoloji şirketlerinin hisselerinde ciddi değer kayıpları yaşandığını bildiriyor. Gazete, ağırlıklı olarak teknoloji şirketlerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksinin dün yüzde 4,4 oranında değer kaybederek 2011 Ağustos'undan bu yana en kötü gününü yaşadığını yazıyor. Habere göre Dow Jones ise son düşüşle birlikte bir yılda edinilen kazanımların tümünü kaybetti. Netflix dün yüzde 9,4 oranında değer kaybederken Amazon, Alphabet, Facebook ve Microsoft'un hisseleri en az yüzde 5 oranında düştü. Tüm bu firmaların hisseleri 2018 boyunca ciddi oranda değerlenmişti, ancak Ekim boyunca verdikleri toplam kayıp oranları iki haneli rakamlara erişti. Borsalarda dün yaşanan kayıplar, yatırımcıların küresel ekonominin sağlığını ve dokuz yıldır elde edilen kazanımların sonuna gelinip gelinmediğini sorgulamasına yol açtı. Yakın gelecekte ekonomik durgunluk dönemine girileceğine dair öngörüler, şu anda az sayıda yatırımcı tarafından dile getiriliyor. Ancak kimileri, faiz oranlarının yükselmesi, küresel ekonomik büyüme tahminlerinin yumuşaması, Amerika ve Çin arasında ticarette yaşanan gerginlikle ve siyasi çalkantıların yol açtığı baskılar nedeniyle piyasalarda geri çekilme yaşanacağını düşünüyor. Öte yandan emlak ve otomotiv sektörlerinde kaydedilen gevşeme ise ekonomik yavaşlama sürecine girilebileceği korkularını tetikliyor.