Erişilebilirlik

Amerikan Basını Donald Trump'ın Hedefinde


Amerikan Basını Donald Trump'ın Hedefinde
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:19 0:00

Amerika’da başkanlık seçimlerine sayılı günler kaldı. Ancak bu yılki seçim kampanyasını takip eden muhabirler ve medya kuruluşları alışılagelmişin dışında zorluklarla karşılaştı. Bu durumun başlıca nedenlerinden biri, tartışmalı sözleriyle gündemden düşmeyen Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump... Dengeli habercilik, Amerika’da gazeteciliğin en önemli temel taşlarından birisi olarak kabul edilir. Ancak başta Trump olmak üzere Cumhuriyetçi Parti’nin, medyayı 2016 seçim döneminde Demokrat başkan adayı Hillary Clinton’ı kayırmakla suçlaması, siyasi haberciliği seçim yarışının bir oyuncusu haline getirdi.

Medya, 2016 başkanlık yarışının bir kahramanı haline geldi. Amerika Basın Enstitüsü’nden Tom Rosenstiel’e göre, buna daha çok Donald Trump sebep oldu: “Başta Donald Trump olmak üzere, Cumhuriyetçi Parti, yetersiz bulduğu basını halkın gözünde, şimdiye kadar görmeye alışkın olmadığımız ölçüde suçladı ve basını seçim kampanyasının oyuncularından biri yaptı.”

Trump’ın destekçileri, medyanın önyargılı olduğunu iddia ederken, Clinton’ın destekçileri de, iki adayı dürüstlük konusunda aynı kefede değerlendiren medyanın yanlış yaptığını iddia ediyor: “Eğer benim işim, Hillary Clinton’ın söylediklerini inceleyip, doğruluğunu teyit etmekse, bunu sonuna kadar yapmak zorundayım. ‘Clinton’ın asılsız iddiaları, Donald Trump’ın asılsız sözleri kadar ciddi değil, o yüzden ben Clinton’ı Trump’tan daha az eleştireyim’ diyemem.”

İspanya Radyo ve Televizyon kanalı RTVE’nin Washington muhabiri Dori Toribio, gazetecilerin önyargılı olduğunu düşünmüyor: “Medya Trump’ı, söyledikleri ve yaptıkları yüzünden eleştiriyor. İdeolojik veya siyasi bir önyargıdan dolayı değil.”

Göçmen bir kadın muhabir olarak, göçmenleri ve kadınları aşağılayan Trump’ın haberini yapmanın çok zor olduğunu söyleyen Toribio, tarafsız gazetecilik yapmak için çabalıyor.

Ulusal Basın Kulübü’nden Thomas Burr, gazetecinin görevinin gerçeği kurgudan ayırmak olduğunu söylüyor: “Demokrasilerde, bir gazetecinin en hayati rolü, bir adayın söylediklerini, ister doğru ister yanlış olsun, halka ve seçmene anlatmaktır.”

Rosenstiel ise, gazetecilerin hakemlik yapmasının ağır sonuçları olacağını söylüyor: "Gazetecilerimizin, vatandaşlar adına gözlem yapmaya, yaşananlar ve söylenenler hakkında gerçeğe ulaşmaya bağlı olmalarına ihtiyacımız var. Ancak, gazetecilerin aktardığı bilgilerin nihai değerlendirmesini yapmak vatandaşın görevidir.”

Seçimleri kim kazanırsa kazansın ve Ocak ayında Beyaz Saray’a kim yerleşirse yerleşsin, bu yılki olağan dışı başkanlık yarışının, sadece adaylar için değil gazeteciler için de unutulmaz olacağı kesin.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG