Washington Post, Donald Trump’ın aile fertleri ve yakın çevresindeki arkadaşlarının 2016 başkanlık seçimine uzanan dönemde yürüttüğü 18 aylık seçim kampanyası boyunca Rus vatandaşlarıyla birçok kez görüşmelerde bulunduğuyla ilgili habere yer ayırıyor. Gazete, kamuya açık kayıtlar ve yapılan bazı söyleşilere göre Ruslar’ın Trump’a yakın en az 14 kişiyle görüşmeler yaptığını yazıyor. Eski başkan Barack Obama döneminde Amerika’nın Rusya Büyükelçisi olan Michael McFaul, bu durumu, gerek yapılan görüşmelerin sayısı gerekse yapılış şekli açısından “son derece tuhaf” olarak niteliyor. Habere göre 2017 Mayıs’ında Rusya soruşturmasının başına atanan özel yetkili savcı Robert Mueller, Trump’ın eksenindeki kişilerle Ruslar arasında yapılan görüşmelerin Trump’ın seçim kampanyası ve Rusya arasında işbirliğiyle sonuçlandığına işaret eden verileri henüz açığa çıkarmadı. Ancak gazete, görüşmelerin, Mueller’a bağlı savcıların geçen hafta yazdıkları dava dosyasında, “Rus hükümetinin Amerikan başkanlık seçimlerine müdahale etmek için yürüttüğü ısrarlı çabalar,” şeklinde tanımladı ortamda gerçekleştiğini yazıyor. Gazetenin görüşlerine başvurduğu geçmiş başkan adaylarının danışmanları da düşman sayılabilecek bir ülke temsilcileriyle yapılan bu görüşmelerin doğasının “son derece garip” olduğu konusunda hemfikir. Örneğin 2008’de Senatör John McCain’in başkanlık kampanyasının avukatlığını yürüten Trevor Potter, Senato üyesi olarak McCain’in de çok kez yurtdışında temaslarda bulunduğunu, ancak yabancı hükümet yetkilileriyle yaptığı görüşmelerin seçim kampanyasına destek gibi kişisel amaç taşımadığını ve hep Dışişleri Bakanlığı’yla yapılan danışmalar çerçevesinde yürütüldüğünü söylüyor.
New York Times ise akıllı telefon uygulamalarının konum hizmetlerini kullanan şirketlerle ilgili özel habere yer veriyor. Gazetenin yaptığı araştırmaya göre en az 75 şirket, Amerika’da kullanımda olan 200 milyon mobil cihazın konum bilgilerini reklamcılara, perakendecilere, hatta tüketici davranışları hakkında veri edinmeyi amaçlayan hedge fonlarına satıyor ya da kendi kullanımları için analiz ediyor. Konum bilgilerine dayalı reklamcılığın bu yıl 21 milyar dolarlık bir sektör haline geldiği gözleniyor. Enformasyon teknolojisi devi IBM’in Amerikan meteoroloji kanalı Weather Channel’ın mobil uygulamasını satın alması ve sosyal ağ Foursquare’in bir konum pazarlama şirketine dönüşmesi, sektörün genişlediğine dair birer örnek. Konum verilerini kullanan şirketler, kullanıcıların kimlikleriyle ilgilenmediklerini iddia ediyor. Ancak gazete, ham konum verilerinin de kullanıcıların bilgisi haricinde kimlik tespitiyle sonuçlanabileceğini yazıyor. Bu da mobil uygulamaların ve reklamların kullanıcı tercihlerine göre, kişiye özel şekilde tasarlanması amacıyla oluşturulan konum verisi sektörünün veri toplama ve analiz makinasına dönüştüğünün en açık göstergesi.
Los Angeles Times ise Trump Yönetimi’nin Afganistan’da Taleban’la resmi barış görüşmelerine başlama konusundaki ısrarıyla ilgili habere yer veriyor. Gazete, Trump Yönetimi’nin 17 yıldır süren savaşa ve Taleban’ın son zamanlarda dozunu yükselttiği saldırılarına son verilmesi amacıyla görüşmelere başlanması için baskıları arttırdığını bildiriyor. Ancak habere göre uzun vadeli siyasi bir anlaşmaya varma konusunda iyimser olmak zor. Amerika’nın Afganistan’dan çekilmesiyle ülkenin yeniden terör yatağı haline gelme olasılığı, Başkan Trump açısından siyasi riskler taşıyor. Trump da kendisinden önce gelen başkanların yaşadığı aynı çelişkiyle karşı karşıya: Afganistan’da bulunan 14 bin Amerikan askerini geri çekmek, meydanı Taleban’a bırakmak anlamına geliyor. Diğer seçenekse herkesin savaşı “kazanması imkansız” olarak tanımlamasına rağmen Amerikan askerlerinin Afganistan’da kalmasına devam edilmesi yönündeki politika. Gazete, Trump’ın barış girişimini yürütmesi için Eylül ayında atadığı Amerika’nın eski Afganistan Büyükelçisi Zalmay Halilzad’ın barış görüşmelerine ivme kazandırmaya çalıştığını bildiriyor. Halilzad, bu doğrultuda, Amerika’nın barış girişimine istekli yaklaşmayan Afgan Hükümeti’ni, uzun vadeli olarak Amerikan desteğine güvenemeyecekleri konusunda uyarıyor.
Los Angeles Times’ın bir başka ana sayfa haberiyse Çin teknoloji devi Huawei’nin geçtiğimiz hafta Kanada’da gözaltına alınan mali işler sorumlusu Meng Wanzhou’yla ilgili. Gazete, Wanzhou’nun gözaltına alınmasının Çin’in küresel arenada teknoloji konusunda lider olarak yükselmesi sürecini hızlandıracağı yorumunda bulunuyor. Habere göre Çin, gözaltı kararını, teknoloji alanında kaydettiği ilerlemelerin önünü kesmek amacıyla yapılmış bir plan olarak algılıyor. Uzmanlar, Çin’in buna karşılık teknoloji firmalarına verdiği sübvansiyonları arttırabileceğini öngörüyor. Trump Yönetimi, Çin’in teknolojinin bazı kilit alanlarında gösterdiği gelişmeleri Amerika’ya yönelik ciddi bir tehdit olarak algılıyor. Ticaret savaşlarının amaçlarından biri, Çin’in Amerikan firmalarının geliştirdiği yüksek teknolojiye erişimini engellemek. Çin ise çip ve üstün iletken teknolojisinde Amerikan yapımı ürünlere bağımlı olan firmalarının savunmasız hale geldiğini fark ediyor. Bu da Çin’in Amerikan yapımı ürünlere olan bağımlılığı bir an önce sona erdirmek için kendi teknolojisini geliştirmek zorunda olduğunu anlaması demek. Ancak uzmanlar, bunun yıllar alacağı yorumunda bulunuyor.