Amerika’da Çevresel Bütünlük Projesi (Environmental Integrity Project) kapsamında biraraya gelen uzmanlar, insanların ve çevrenin kömür santralleri atıklarından korunabilmesi için yeni uygulamalar getirilmesi çağrısında bulundu. Grubun yayınladığı raporda, kömür külündeki civa, arsenik ve kadmiyum başta olmak üzere birçok kirletici maddenin yeraltı su yataklarına sızma riskine vurgu yapıldı.
Kömür külündeki zararlı maddeler ve bu maddelerin hem su hem de havaya karışma riskine ABD Çevre Koruma Kurumu (EPA) da dikkat çekiyor. EPA’ın uygulamaya koyduğu kurallara göre enerji santralleri firmalarının düzenli olarak rapor sunması gerekiyor.
EPA’ın yayınladığı resmi verilere dikkat çeken Çevresel Bütünlük Projesi uzmanları, Amerika’daki enerji santrallerinin yüzde 91’inin alt yüzeyindeki su yataklarında zehirli kirletici maddelerin EPA standartlarının üstünde olduğunun altını çiziyor.
‘Firmalar yeteri kadar şeffaf değil’
Rapordaki sonuçları Pazartesi günü açıklayan çevreci uzmanlar EPA’in devreye soktuğu mevcut önlem ve kuralların daha da sıkılaştırılması çağrısında bulundu. Uzmanlar aktif kül depolarının yanısıra pasif depoların da düzenli olarak kontrol edilmesi gerektiğini savunuyor. Raporda ayrıca ilgili firma sahiplerinin de bilgi ve veri paylaşımında daha şeffaf olması gerektiğine dikkat çekildi.
Raporun hazırlanmasında öncülük görevi alan avukat Abel Russ, Trump yönetimi altındaki EPA yöneticisinin kömür kullanımını destekleyen eski bir lobici olduğunu hatırlatarak, “Artık bir kömür savunucusu tarafından yönetilen, Trump yönetimi altındaki EPA kömür külüyle ilgili varolan federal uygulamaları esnetmeye çalışıyor. Halbuki yeni veriler, insan sağlığını ve çevreyi korumak adına tam tersi hareket etmemiz gerektiğini gösteriyor ”
EPA 2015 yılında Tennessee ve Kuzey Carolina’daki santrallerde yaşanan sızıntının ardından kömür külü imha etme standartlarını yükseltmişti. Ancak bu kurallar bazı firmalardan gelen şikayetler üzerine geçen yıl yeniden düzenlenerek esneklik getirildi. Değişikliğin yapıldığı dönemde EPA başkanlığını vekaleten yürüten, şimdiyse aslen başkan olan Andrew Wheeler kurallardaki esnekliği memnuniyetle karşılamış, bunun aynı zamanda teftiş maliyetinde tasarruf sağlayacağını savunmuştu.
Çevresel Bütünlük Projesi raporunda teftiş kurallarıyla ilgili bu yeni uygulamalara da dikkat çekiliyor. Uzmanlar raporda şu ifadelere yer verdi: “Kömür Külü Kuralı yeraltı sularındaki teftişin sadece deponun olduğu bölgede olmasını zorunlu kılıyor. Ancak kömür külü atıklarındaki zehirli maddeler bölgeden kilometrelerce uzağa kadar akabilir ve içme suyu kuyularının güvenliğini tehdit edebilir.”
Uzmanlar bu bağlamda kömür külü atıklarının bulunduğu bölgelerde içme suyu kaynaklarının da düzenli olarak kontrol edilmesi gerektiği görüşünde.
