Birçokları için Demokrat Clinton ve Cumhuriyetçi Trump arasındaki seçim, Amerika’da yıllardır devam eden siyasi kutuplaşmanın bir simgesi haline geldi. Birçok uzman, seçimin galibi kim olursa olsun bu siyasi bölünmenin devam edeceği uyarısında bulunuyor.
Clinton ve Trump, seçim gününe saatler kalan oy toplamak için son dakika hamlelerini yaptı, destekçilerinden sandık başına gitme sözü aldı.
Trump, yarışın başabaş gittiği Florida’da destek arayışını sürdürdü.
Trump, ”İktidarı kemikleşmiş, köhne siyasi kadroların elinden alıp ailelerimize, toplumumuza, sizlere verecek tarihi bir değişimin eşiğindeyiz” dedi.
Clinton ise Cumhuriyetçi eğilimli Arizona eyaletindeydi.
Clinton, ”Çocuklarınız ve torunlarınız 2016’da kime oy verdiğinizi sorduğunda daha iyi, daha güçlü ve daha adil bir Amerika için oy verdim diyebilmenizi istiyorum” dedi.
Her iki aday da seçmen tabanlarını harekete geçirmeye çalışıyor. Cumhuriyetçi uzman John Feehery’ye göre Clinton, Barack Obama’yı iki kez seçen koalisyonu canlandırmayı amaçlıyor.
Feehery, ”Bu koalisyon liberallerden, ilericilerden, farklı etnik kökenlilerden oluşuyor. Cumhuriyetçi Parti ise muhafazakar beyaz seçmenlerin oluşturduğu bir koalisyon” diyor.
Seçim uzmanı Jennifer Lawless’a göre güçlü partizan eğilimleri nedeniyle seçmenlerin parti değiştirmesini sağlamak hiç kolay değil.
Lawless, ”Partilerine sıkı sıkıya bağlı olan seçmenlerin parti değiştirecekleri noktayı çoktan geride bıraktık. Adaylardan birinin kadın olması bazı seçmenlere itici gelebiliyor” diyor.
Tarihçi Allan Lichtman, seçim sonucu ne olursa olsun, partizan bölünmenin sona ermeyeceği görüşünde.
Lichtman, ”Kim kazanırsa kazansın, siyasi kutuplaşma daha da derinleşmeye devam edecek” dedi.
Lichtman’a göre birçok Demokrat seçmen, Trump’ın zafer kazanmasını içine sindiremez.
Uzman Scott Faulkner’a göre Clinton’ın zaferi, Trump destekçilerini öfkelendirecek.
Faulkner, ”Clinton, büyük bir partinin başkan adaylığını almış, şimdiye kadarki en samimiyetsiz ve yoz kişilerden biri” diyor.
Tarihçi Lee Edwards’a göreyse esas yanıt bulması gereken soru, seçimin galibinin ülkeye birlik beraberlik getirip getiremeyeceği.
Edwards, ”Yeni başkanın uçurumlar arasında köprü kurması ve farklı düşünenleri biraraya getirmesi gerekiyor. Bu sorumluluğu üstlenmek zorundalar çünkü ikisinden biri başkan olacak” dedi.
Amerika’da yıllar boyunca süregelen keskin ayrımlar göz önünde bulundurulduğunda kutuplaştırıcı bir kampanya sürecinden sonra ülkeye birlik ve beraberlik getirmenin gerek Clinton gerekse Trump için çok zor olacağına şüphe yok.
