BERLİN —
Güney Kıbrıs Rum Meclisi'nin Euro Grubu’nun Güney Kıbrıs’taki bankalarda bulunan mevduatlardan kesinti yapılması talebini içeren yasa tasarısını red etmesine yankılar sürüyor.
İflasın eşiğinde bulunan ve AB'den 10 milyar Euroluk yardım alabilmek için katı koşulları kabul eden Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Anastasiadis hükümetinin yasa tasarısının red edilmesinden sonra izleyeceği çizgi merakla beklenirken, konu Avrupa'nın en büyük ekonomisi ve dinamosu olan Almanya'da da gündemi belirliyor.
Yapılan yorumlarda Rum Parlamentosu'nun AB'nin kredi koşullarını reddetmesi Alman Başbakanı Merkel açısından da büyük bir yenilgi olarak değerlendirildi. Siyasi yorumcular, Güney Kıbrıs bankalarındaki tasarruf hesaplarından zorunlu vergi kesilmesi fikrini Merkel ve Federal Maliye Bakanı Schaueble'nin ortaya attıklarını, ekonomik krizden sorumlu olarak vatandaşları da içine alan bir anlayışla hareket eden bu iki politikacının Kıbrıs'a vermek istediği bir nevi ibret dersinin geriye teptiğini vurguluyor.
Maliye Bakanı Schauble, oylama öncesinde yaptığı son açıklamada, Kıbrıs Rum tarafının ekonomisini iflas etmiş bir model olarak niteledi ve mevduat sahiplerinin kurtarma paketi için bedel ödememesinin Alman vergi mükelleflerine yük anlamına geleceğini söyledi.
Güney Kıbrıs’a yapılması planlanan mali yardım, kara para aklayan Ruslara geniş imkanlar sağlanması nedeniyle Almanya'da büyük tepki topluyor.
Öte yandan Kıbrıs Rum tarafında son günlerde yapılan protesto gösterilerinde ise Almanya karşıtı sloganlar atıldığı, göstericilerin Başbakan Merkel'i Hitler'e benzeten resimler taşıdıkları, bazı protestocuların Lefkoşe'deki Alman Büyükelçiliği'ne saldırma teşebbüsünde bulundukları haber veriliyor. Rumların Almanya'yı kendi ekonomik krizlerinin 'baş sorumlusu' ilan ettiklerini belirten Sosyal Demokrat Parti SPD'nin Kıbrıs politikaları danışmanı eski AP milletvekili Ozan Ceyhun, Güney Kıbrıs'ın Rusya ile olan sıkı ilişkilerinin Berlin tarafından çok iyi bilindiğini ve Lefkoşe'deki gelişmelerin Yunanistan'daki krizden soyutlanamayacağını savunuyor.
Bu arada Güney Kıbrıs ve Yunanistan başta olmak üzere Avrupa'nın güneyinde büyüyen ekonomik krizin etkileri siyaseti de her geçen gün biraz daha belirsizliğe sürüklüyor.
Nitekim şimdiye dek krizden en az hasar görerek AB'yi ayakta tutmaya çalışan Almanya'da kamuoyu birliğin varlığını ve özellikle ortak para birimi Euro'yu çok ciddi şekilde sorgulamaya başladı. AB karşıtlığının arttığı ve örneğin halkın yüzde 70'e yakının Güney Kıbrıs'a yardıma karşı olduğu ülkede son olarak ekonomi çevrelerinden birçok akil adam 'Almanya İçin Alternatif' adlı partiyi kurdu.
Almanya'nın, Avrupa Birliği'nden ve Euro'dan çıkmasını hedefleyen partide Deutsche Bank'ın bazı eski yöneticilerinin yanısıra, çok sayıda gazeteci, akademisyen ve ekonomi uzmanı yer alıyor. Parti Alman markına dönülmesini ya da Finlandiya, Hollanda ve Avusturya’yla yeni ortak para biriminin oluşturulmasını talep ediyor.
Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, Almanların yüzde 25'i bu politikaları savunan bir partiyi seçebileceklerini ifade ediyor. 'Almanya İçin Alternatif' partisinin 2013 Eylül ayında yapılacak federal genel seçimlere katılması bekleniyor.
İflasın eşiğinde bulunan ve AB'den 10 milyar Euroluk yardım alabilmek için katı koşulları kabul eden Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Anastasiadis hükümetinin yasa tasarısının red edilmesinden sonra izleyeceği çizgi merakla beklenirken, konu Avrupa'nın en büyük ekonomisi ve dinamosu olan Almanya'da da gündemi belirliyor.
Yapılan yorumlarda Rum Parlamentosu'nun AB'nin kredi koşullarını reddetmesi Alman Başbakanı Merkel açısından da büyük bir yenilgi olarak değerlendirildi. Siyasi yorumcular, Güney Kıbrıs bankalarındaki tasarruf hesaplarından zorunlu vergi kesilmesi fikrini Merkel ve Federal Maliye Bakanı Schaueble'nin ortaya attıklarını, ekonomik krizden sorumlu olarak vatandaşları da içine alan bir anlayışla hareket eden bu iki politikacının Kıbrıs'a vermek istediği bir nevi ibret dersinin geriye teptiğini vurguluyor.
Maliye Bakanı Schauble, oylama öncesinde yaptığı son açıklamada, Kıbrıs Rum tarafının ekonomisini iflas etmiş bir model olarak niteledi ve mevduat sahiplerinin kurtarma paketi için bedel ödememesinin Alman vergi mükelleflerine yük anlamına geleceğini söyledi.
Güney Kıbrıs’a yapılması planlanan mali yardım, kara para aklayan Ruslara geniş imkanlar sağlanması nedeniyle Almanya'da büyük tepki topluyor.
Öte yandan Kıbrıs Rum tarafında son günlerde yapılan protesto gösterilerinde ise Almanya karşıtı sloganlar atıldığı, göstericilerin Başbakan Merkel'i Hitler'e benzeten resimler taşıdıkları, bazı protestocuların Lefkoşe'deki Alman Büyükelçiliği'ne saldırma teşebbüsünde bulundukları haber veriliyor. Rumların Almanya'yı kendi ekonomik krizlerinin 'baş sorumlusu' ilan ettiklerini belirten Sosyal Demokrat Parti SPD'nin Kıbrıs politikaları danışmanı eski AP milletvekili Ozan Ceyhun, Güney Kıbrıs'ın Rusya ile olan sıkı ilişkilerinin Berlin tarafından çok iyi bilindiğini ve Lefkoşe'deki gelişmelerin Yunanistan'daki krizden soyutlanamayacağını savunuyor.
Bu arada Güney Kıbrıs ve Yunanistan başta olmak üzere Avrupa'nın güneyinde büyüyen ekonomik krizin etkileri siyaseti de her geçen gün biraz daha belirsizliğe sürüklüyor.
Nitekim şimdiye dek krizden en az hasar görerek AB'yi ayakta tutmaya çalışan Almanya'da kamuoyu birliğin varlığını ve özellikle ortak para birimi Euro'yu çok ciddi şekilde sorgulamaya başladı. AB karşıtlığının arttığı ve örneğin halkın yüzde 70'e yakının Güney Kıbrıs'a yardıma karşı olduğu ülkede son olarak ekonomi çevrelerinden birçok akil adam 'Almanya İçin Alternatif' adlı partiyi kurdu.
Almanya'nın, Avrupa Birliği'nden ve Euro'dan çıkmasını hedefleyen partide Deutsche Bank'ın bazı eski yöneticilerinin yanısıra, çok sayıda gazeteci, akademisyen ve ekonomi uzmanı yer alıyor. Parti Alman markına dönülmesini ya da Finlandiya, Hollanda ve Avusturya’yla yeni ortak para biriminin oluşturulmasını talep ediyor.
Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, Almanların yüzde 25'i bu politikaları savunan bir partiyi seçebileceklerini ifade ediyor. 'Almanya İçin Alternatif' partisinin 2013 Eylül ayında yapılacak federal genel seçimlere katılması bekleniyor.
