İslam ve göçmen karşıtı ‘Pegida’ adlı oluşumun her hafta pazartesi akşamları düzenlediği gösterilere katılanların sayısı ürkütücü bir boyut almaya başladı.
Nitekim bu hafta Pazartesi Dresden kent merkezinde kısaca ‘Pegida’ olarak anılan ‘Batının İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar’ oluşumunun düzenlediği gösteriye polisin verdiği sayıya göre en az 15 bin kişi katıldı, geçen hafta düzenlenen eylemde yaklaşık 10 bin kişi yer almıştı.
Gösteri boyunca ‘Biz halkız’, ‘Almanya’yı sevmeyen, Almanya’yı terk etsin’ ve ‘Radikal İslamcılar sınırdışı edilsin’ sloganları atıldı, üzerinde göçmen ve sığınmacı karşıtı yazılar bulunan dövizler taşındı. Dresden'i örnek alan çok sayıda başka Alman kentlerinde de benzer eylemler düzenleniyor.
Gösterilere ilk başta sadece yüzlerce kişi katılmıştı, bu arada gösterilere katılanlar gösterilerine ‘Pazartesi gezintileri’ de diyorlar. Arka planda aşırı sağcı ve sağ popülist grupların öncülük ettiği ve ırkçıların organize ettiği gösterilerden farklı olarak ılımlı ve barışçı görünmeye çalışan ‘Pazartesi gezintileri’ ağırlıklı olarak toplumun orta kesimlerinden yandaş buluyor.
Özellikle Dresden gibi çok az Müslümanın ve az mültecinin yaşadığı şehirlerde düzenlenen yürüyüş ve mitinglere katılımın sürekli artması siyasetçileri kaygılandırıyor. Nitekim Başbakan Angela Merkel, ‘Almanya'da gösteri özgürlüğü vardır ancak başka ülkelerden bize gelen insanlara nefret ve hakarete burada yer yok. O nedenle herkes bu işi başlatanlara karşı dikkatli olsun’ şeklinde bir açıklama yaptı.
Göstericiler arasında ‘boş sloganlara aldanıp yürüyenlerin yanında açıkça yabancı düşmanı göstericilerin’ de bulunduğunu söyleyen Adalet Bakanı Heiko Maas ise, gösterileri ‘Almanya için utanç verici bir durum’ olarak tanımladı.
Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maizière ise, göstericilerin hepsini aşırı sağcı olarak tanımlamanın yanlış olacağını ve sorunu çözmeyeceğini, gösterilere katılanların endişe ve korkularını ciddiye almak gerektiğini söyledi.
Uzmanlar, İslam düşmanlığını gündeme taşıyan oluşumun bir kitlesel harekete dönüşebileceği uyarısında bulunuyor. Yapılan yorumlarda göstericilerin büyük bölümünün Müslüman ve mülteci tanımadıkları, hatta onlarla günlük hayatta hiç karşılaşmadıkları belirtiliyor ve medyada yer alan olumsuz haberlerden etkilenerek karşı tavır aldıkları belirtiliyor.
Medya uzmanı Bülent Ulay da Almanya’daki bu tehlikeli oluşumun hem siyasi hem de psikolojik açıklamaları olduğunu, ancak özellikle medyada İslam ve göçmen konuların işleniş şeklinin de sorgulanması gerektiği görüşünde.
