Almanya’da 2000-2007 yılları arasında sekizi Türkiye kökenli toplam on kişinin katledilmesinden sorumlu Nasyonal Sosyalist Yeraltı NSU terör hücresi davasının 100. duruşması yapıldı.
Almanya’nın yakın tarihinin en önemli yargılamalarından biri olarak nitelendirilen NSU davası, geçen yıl Mayıs ayında başlamıştı. Dava kapsamında, 2’si tutuklu olmak üzere, toplam 5 sanığın yargılanmasına devam edilirken, duruşmalarda bugüne kadar cinayetlerin aydınlığa kavuşturabilmesi ve arkasındaki karanlık bağlantıların ortaya çıkarılması konusunda pek ilerleme olmadı.
Bunun en önemli nedeni NSU hücresinin sağ kalan ve bilinen tek üyesi ‘1 numaralı sanık’ Beate Zchaepe’nin geride kalan 100 duruşmada ‘susma hakkını’ kullanarak, sessizliğini koruması.
Müdahil avukatları ve davayı başından beri izleyen gazetecilerin ortak kanısı, cinayetlerin arka planını ve hücrenin yapısını aydınlatılabilecek tek kişi olan Beate Zchaepe’nin bundan sonra da sessizliğini sürdüreceği ve Almanya’daki Türk toplumunu derinden sarsan seri cinayetlerin ayrıntılarının ortaya çıkmayacağı şeklinde.
Zchaepe’nin yanısıra teröristlerin gizlenmeleri, ev bulmaları, silah, kimlik hatta tren pasosu temini gibi konularda yardım yaptığı anlaşılan diğer sanık ve tanıkların da sanki ağız birliği yapmışçasına susmaları davanın dikkat çeken bir başka gerçeği. Cinayetlerin aşırı sağ terörle bağlantısının istihbarat örgütleri tarafından nasıl olup da 13 yıl ortaya çıkarılamadığı, buna paralel bazı istihbarat görevlilerlinin NSU ile bağlantısı olduğu konusundaki iddialar davaya paralel en çok tartışılan noktalardan biri oldu.
Alman güvenlik birimlerinin cinayetlerin yaşandığı yıllarda Neonazilerin izini sürmek yerine Türk kurbanların yakınlarını şüpheli olarak değerlendirmesi ve istihbaratçıların bilerek ya da bilmeyerek NSU'lu teröristleri görmezden gelmesi sonrasında, Almanya’daki Türkiye kökenlilerin sadece yüzde 20’si cinayetlerin tam şekliyle aydınlatılacağına inanıyor.
Sarsılan güveni mahkemenin yeniden onarması gerektiğini belirten Yeşiller Partisi’nden Federal Parlamento milletvekili Ekin Deligöz, Alman siyasetçilerin bir bölümünün yaşananlardan gerekli dersleri çıkarmamasını eleştiriyor.
Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında, 88 duruşma daha yapılması planlanıyor. Kararın ise 2015 yılının ilk aylarında açıklanması öngörülüyor.
Almanya’nın yakın tarihinin en önemli yargılamalarından biri olarak nitelendirilen NSU davası, geçen yıl Mayıs ayında başlamıştı. Dava kapsamında, 2’si tutuklu olmak üzere, toplam 5 sanığın yargılanmasına devam edilirken, duruşmalarda bugüne kadar cinayetlerin aydınlığa kavuşturabilmesi ve arkasındaki karanlık bağlantıların ortaya çıkarılması konusunda pek ilerleme olmadı.
Bunun en önemli nedeni NSU hücresinin sağ kalan ve bilinen tek üyesi ‘1 numaralı sanık’ Beate Zchaepe’nin geride kalan 100 duruşmada ‘susma hakkını’ kullanarak, sessizliğini koruması.
Müdahil avukatları ve davayı başından beri izleyen gazetecilerin ortak kanısı, cinayetlerin arka planını ve hücrenin yapısını aydınlatılabilecek tek kişi olan Beate Zchaepe’nin bundan sonra da sessizliğini sürdüreceği ve Almanya’daki Türk toplumunu derinden sarsan seri cinayetlerin ayrıntılarının ortaya çıkmayacağı şeklinde.
Zchaepe’nin yanısıra teröristlerin gizlenmeleri, ev bulmaları, silah, kimlik hatta tren pasosu temini gibi konularda yardım yaptığı anlaşılan diğer sanık ve tanıkların da sanki ağız birliği yapmışçasına susmaları davanın dikkat çeken bir başka gerçeği. Cinayetlerin aşırı sağ terörle bağlantısının istihbarat örgütleri tarafından nasıl olup da 13 yıl ortaya çıkarılamadığı, buna paralel bazı istihbarat görevlilerlinin NSU ile bağlantısı olduğu konusundaki iddialar davaya paralel en çok tartışılan noktalardan biri oldu.
Alman güvenlik birimlerinin cinayetlerin yaşandığı yıllarda Neonazilerin izini sürmek yerine Türk kurbanların yakınlarını şüpheli olarak değerlendirmesi ve istihbaratçıların bilerek ya da bilmeyerek NSU'lu teröristleri görmezden gelmesi sonrasında, Almanya’daki Türkiye kökenlilerin sadece yüzde 20’si cinayetlerin tam şekliyle aydınlatılacağına inanıyor.
Sarsılan güveni mahkemenin yeniden onarması gerektiğini belirten Yeşiller Partisi’nden Federal Parlamento milletvekili Ekin Deligöz, Alman siyasetçilerin bir bölümünün yaşananlardan gerekli dersleri çıkarmamasını eleştiriyor.
Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında, 88 duruşma daha yapılması planlanıyor. Kararın ise 2015 yılının ilk aylarında açıklanması öngörülüyor.
