BERLİN —
Ekonomik krizin etkilerinin iyiden iyiye hissedilmeye başlandığı son birkaç yılda Avrupa’da ırkçılık ve yabancı düşmanlığı giderek büyüyen bir sorun. Son olarak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağ partilerin ciddi şekilde yükselişe geçmesi bu gelişmenin siyasal tabloya da yansıması olarak yorumlandı.
Yabancı düşmanlığı Almanya’da da bazı kesimlerin bir türlü içinden atamadığı, her zaman varlığını koruyan tehlikeli bir sosyal olgu. Nitekim ülke son yıllarda Neonazi örgütlerin işlediği cinayetlerle sarsıldı.
2000-2007 yıllarında 8’i Türk 10 kişiyi öldüren Neonazi terör hücresi Nasyonal Sosyalist Yeraltı NSU’nun yıllarca gizli olarak faaliyetlerini sürdürebilmesi ise göçmenlerin istihbarat kurumlarına olan güvenini sarstı.
Anayasa Koruma Teşkilatı ve Federal İçişleri Bakanı tarafından yıllık olarak açıklanan istihbarat raporu alınan önlemlere rağmen şiddet yanlısı aşırı sağ tehlikenin sürdüğünü, hatta kısmen artığını gösteriyor.
Buna göre gerçi aşırı sağcı sayısında gerileme kaydedildi, 2013'te 21 bin 700 kişinin kendini aşırı sağcı olarak tanımladığı saptandı. Ancak bunlar arasında şiddet yanlılarının sayısında büyük bir artış kaydedildi.
Yetkililer hemen her iki aşırı sağcıdan birinin şiddet yanlısı ve şiddet kullanan aşırı sağcı örgütlere yakın olduğundan yola çıkıyor. Şiddete hazır aşırı sağcıların sayısı 9 bin 600 olarak kaydedildi. Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, yabancı düşmanlığı suçlarının 2013'te 2012 yılına göre yüzde 20 oranında arttığına da dikkati çekti.
İstihbarat yetkilileri aşırı sağcıların eskiden daha çok Türk göçmenlere yönelik eylemler yaptığını, şimdi ise taktik değiştirerek mültecilere karşı mücadele başlattıklarını vurguluyor.
Berlin Eyalet Parlementosu’nda Yeşiller Partisi milletvekili olan Turgut Altuğ, yetkili mercilerin aşırı sağa karşı etkili önlemler almadığını ve sorunun demokratik toplumu tehdit eden bir boyut kazandığını belirtiyor.
Öte yandan iç istihbarat raporunda Almanya’da Selefiler gibi radikal dini gruplara katılan veya Suriye’ye giderek IŞİD gibi terörist gruplarda eğitim alan Müslüman gençlerin sayısında da önemli artış olduğuna dikkat çekildi.
Alman istihbaratı, Suriye’de çatışmalar başladığından beri Almanya’dan bu ülkeye giden ve IŞİD ile diğer radikal gruplara katılan militanların sayısının 320’den fazla olduğundan yola çıkıyor.
Federal İçişleri Bakanı de Maiziere Irak ve Suriye’de çeşitli terörist faaliyetlere katılan militanların Almanya’ya geri dönmeleri durumunda güvenliği tehdit eden en önemli unsur olacaklarını söyledi ve radikal İslamistleri Almanya için ‘ölümcül tehlike’ olarak tanımladı.
Bu arada Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in önümüzdeki Cuma günü, Ankara’ya giderek meslektaşı Ahmet Davutoğlu ile bir araya geleceği açıklandı. İki bakanın başta IŞİD terör örgütü, Suriye ve Irak’taki gelişmeler olmak üzere iki ülke ilişkilerini konuşacakları ifade edildi.
Yabancı düşmanlığı Almanya’da da bazı kesimlerin bir türlü içinden atamadığı, her zaman varlığını koruyan tehlikeli bir sosyal olgu. Nitekim ülke son yıllarda Neonazi örgütlerin işlediği cinayetlerle sarsıldı.
2000-2007 yıllarında 8’i Türk 10 kişiyi öldüren Neonazi terör hücresi Nasyonal Sosyalist Yeraltı NSU’nun yıllarca gizli olarak faaliyetlerini sürdürebilmesi ise göçmenlerin istihbarat kurumlarına olan güvenini sarstı.
Anayasa Koruma Teşkilatı ve Federal İçişleri Bakanı tarafından yıllık olarak açıklanan istihbarat raporu alınan önlemlere rağmen şiddet yanlısı aşırı sağ tehlikenin sürdüğünü, hatta kısmen artığını gösteriyor.
Buna göre gerçi aşırı sağcı sayısında gerileme kaydedildi, 2013'te 21 bin 700 kişinin kendini aşırı sağcı olarak tanımladığı saptandı. Ancak bunlar arasında şiddet yanlılarının sayısında büyük bir artış kaydedildi.
Yetkililer hemen her iki aşırı sağcıdan birinin şiddet yanlısı ve şiddet kullanan aşırı sağcı örgütlere yakın olduğundan yola çıkıyor. Şiddete hazır aşırı sağcıların sayısı 9 bin 600 olarak kaydedildi. Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, yabancı düşmanlığı suçlarının 2013'te 2012 yılına göre yüzde 20 oranında arttığına da dikkati çekti.
İstihbarat yetkilileri aşırı sağcıların eskiden daha çok Türk göçmenlere yönelik eylemler yaptığını, şimdi ise taktik değiştirerek mültecilere karşı mücadele başlattıklarını vurguluyor.
Berlin Eyalet Parlementosu’nda Yeşiller Partisi milletvekili olan Turgut Altuğ, yetkili mercilerin aşırı sağa karşı etkili önlemler almadığını ve sorunun demokratik toplumu tehdit eden bir boyut kazandığını belirtiyor.
Öte yandan iç istihbarat raporunda Almanya’da Selefiler gibi radikal dini gruplara katılan veya Suriye’ye giderek IŞİD gibi terörist gruplarda eğitim alan Müslüman gençlerin sayısında da önemli artış olduğuna dikkat çekildi.
Alman istihbaratı, Suriye’de çatışmalar başladığından beri Almanya’dan bu ülkeye giden ve IŞİD ile diğer radikal gruplara katılan militanların sayısının 320’den fazla olduğundan yola çıkıyor.
Federal İçişleri Bakanı de Maiziere Irak ve Suriye’de çeşitli terörist faaliyetlere katılan militanların Almanya’ya geri dönmeleri durumunda güvenliği tehdit eden en önemli unsur olacaklarını söyledi ve radikal İslamistleri Almanya için ‘ölümcül tehlike’ olarak tanımladı.
Bu arada Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in önümüzdeki Cuma günü, Ankara’ya giderek meslektaşı Ahmet Davutoğlu ile bir araya geleceği açıklandı. İki bakanın başta IŞİD terör örgütü, Suriye ve Irak’taki gelişmeler olmak üzere iki ülke ilişkilerini konuşacakları ifade edildi.
