Erişilebilirlik

Almanya Seçimlerinde Kilit Konu Sığınmacılar


Almanya 24 Eylül’de yapılacak genel seçimlere doğru hızla giderken, seçim öncesinde en çok konuşulan konulardan biri sığınmacılar olacağa benziyor. Bunun nedenlerinden biri, son haftalarda Afrika’dan İtalya’ya geçmeyi başaran mültecilerin sayısında yaşanan aşırı yükselme ve Avrupa’nın, 2015 yılındaki gibi bir sığınmacı krizini yeniden yaşayacağı korkusu.

Öte yandan yapılan tüm anketlerde Başbakan Angela Merkel ve Birlik Partileri CDU/CSU’nun oy oranının çok altında kalan sosyal demokrat SPD’li aday Martin Schulz’un konuyu gündeminin birinci maddesi yapması da, gözleri yeniden sığınmacı tartışmalarına çevirdi.

Başbakan Angela Merkel, İtalya’nın Güney Tirol bölgesinde yaz tatilini sürdürürken, yoğun bir tempoyla seçim çalışmalarını yürüten SPD adayı Schulz her fırsatta, 2015 yılında Avrupa Birliği üyesi ülkelere danışmadan sığınmacılara kapıları açan Merkel'in politikasının Avrupa'yı zor durumda bıraktığını, bunun da Almanya-AB ilişkilerine zarar verdiğini, Alman toplumunu da böldüğünü ifade ediyor.

Schulz, “2015’te bir milyonu aşkın sığınmacı, kontrolsüz biçimde Almanya’ya geldi. O zaman Merkel, iyi niyetle ama Avrupalı müttefiklerimizle konuşmadan kapıları açtı. Eğer şimdiden önlem almazsak, aynı durumla yine karşı karşıya kalacağız” şeklinde görüş belirtiyor. Almanya 2015’te resmi kaynaklara göre 890 bin mülteci almıştı. 2016’da Almanya’ya 280 bin mülteci gelirken, bu yılın ilk altı ayında 90 bin mülteci başvurdu. İtalyan limanlarına günde ortalama beş bin sığınmacının ulaştığını öne süren Schulz, sığınmacı sorunun geri döndüğünü ve Merkel’in gelişmeleri görmezden geldiğini iddia ederek, açık şekilde konuyu seçim kampanyası yapacağını vurguluyor. SPD adayının tutumu partisinde de eleştiriliyor ve seçim kampanyasını yürüten kurmaylarıyla görüşmeden bu kararı aldığı belirtiliyor. Berlin’de yapılan analizlerde Schulz’un taktiğinin SPD’den daha fazla mülteci karşıtı ve İslam düşmanı Almanya için Alternatif AfD partisine yarar sağlayacağı da dile getiriliyor. Mülteci krizi döneminde anketlerde yüzde 16’yla üçüncü parti görünen AfD’nin oyları mülteci sayısının azalmasıyla yüzde 8’e düşmüş durumda. AfD’li siyasetçiler, Schulz’un söylemlerinin kendilerinin ne kadar haklı olduğunu gösterdiğini belirterek, “Kötü kopya yerine baştan bu yana sığınmacıların ne kadar tehlikeli olduğunu söyleyen bizi seçin” diye SPD’li adayın açıklamalarını üstleniyor. Martin Schulz, SPD’nin Ocak ayındaki seçim kongresinde oyların yüzde 100’ünü alarak başbakan adayı seçilmiş, ancak partisinin geçen aylarda yapılan tüm eyalet seçimlerini kaybetmesi ile birlikte kendisine olan destek de inişe geçmişti. Schulz’un seçim tarihine kadar Merkel’in önüne geçmesi olasılıklar arasında pek görünmüyor. Yapılan son kamuoyu anketlerine göre, Hıristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) sandıktan yüzde 38 oyla birinci çıkacak. SPD yüzde 23 oy alacak. Yüzde 10’la Sol Parti üçüncü olacak. AfD’nin ve Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’nin oy oranı yüzde 8 görünüyor.

Bu arada kamuoyunda ve siyasette sonu gelmeyen sığınmacı tartışmaları aşırı sağcıların saldırılarının artmasına da neden oluyor. Almanya'ya gelen sığınmacılar hemen her gün Neo-Naziler’in tehdidine maruz kalıyor. İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre, ülkede bu yılın ilk altı ayında sığınmacılara 642 saldırı yapıldı, saldırılarda 123 kişi yaralandı.

STÜDYO VOA

Biden Yönetimi ve İsrail arasında ilişkiler geriliyor mu? – 9 Mayıs
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG