Erişilebilirlik

Almanya Gerçekten Bir 'Göçmen Ülkesi' Oldu mu?


Almanya geçen yıl sonbahar aylarında Suriye ve Irak’tan kaçan yüzbinlerce sığınmacıya kapılarını açarak, yabancı ve göçmen dostu bir resim ortaya koydu. Geçmişte Almanya’nın en belirgin özelliği, başta Türkiye kökenliler olmak üzere göçmenler ve onların topluma uyumuyla ilgili politikalarına bakıldığında ‘gönülsüz göçmen ülkesi’ olmasıydı.

Almanya'da göç konusunda olduğu kadar hiçbir konuda aynı uzunlukta ve yoğunlukta tartışılmadığı biliniyor. Ülkedeki nüfus gelişiminden yola çıkarak, Sosyal Demokrat SPD ve Yeşiller’in neredeyse 30 yıldır söylediği ‘Almanya bir göç ülkesidir’ sözünü, Başbakan Merkel ilk kez geçen yıl tümüyle kabullenerek ‘Almanya bir göçmen ülkesi oldu’ dedi.

Almanya’nın nüfusu 80 milyon, ülkedeki yabancı pasaportluların sayısı ise 6 milyon. Alman vatandaşlığına geçmiş olanlar ve çocukları da hesabakatınca, göçmen kökenlilerin toplam sayısı ise 15 milyon. Başka bir deyişle, Almanya'da yaşayan neredeyse her beş kişiden biri yabancı kökenli. Göçmen kökenlilerin arasında Türkiye'den gelenler 3 milyonla başı çekiyor. Onları 1,5 milyonla Polonya’dan göç edenler, 1,2 milyon ile Rusya'dan gelenler takip ediyor.

Bir süre önce federal hükümetin yayıladığı bir sosyal rapor ise, ülkedeki göçmenlerin yaşam koşullarının Almanlar’a kıyasla daha kötü olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle Türkler toplumda dışlandıklarını ve sevilmediklerini düşünüyor.

Göçmenler arasında genel olarak dışlandığını düşünenler yüzde 8 düzeyindeyken, bu oran Türkler arasında yüzde 18. Türk kökenlilerin yüzde 29’u yabancı düşmanlığından endişe duyduklarını belirtirken, yüzde 34’ü ırkçılığın artması durumunda Almanya’dan gitmeyi düşündüğünü belirtiyor.

Avrupa Birliği’nin en büyük ekonomisi Almanya’da yoksulluk yayılmaya devam ediyor. Federal İstatistik Dairesi, geçen yıl nüfusun yüzde 20'sinin, yani 16 milyon kişinin yoksulluk veya sosyal tecrit tehdidiyle karşı karşıya kaldığını açıklamıştı.

Sosyal rapora göre Türklerin üçte biri 917 Euro olan yoksulluk sınırında ya da bu sınırın altında yaşıyor. Büyük çoğunluğu kalifiye eleman olmadıkları için zamanında düşük ücretle çalışan Türkler, emekli olduktan sonra da Almanlara kıyasla daha az maaş alıyor.

Yoksulluk sınırında olan Alman emeklilerin oranı yüzde 12,5 iken, bu sayı Türk emeklilerde yüzde 40'lara kadar çıkıyor.

Türkiye kökenliler arasında toplamda meslek eğitimi yapmamış olanların toplam oranı yüzde 65. Bu sorun yeni kuşaklara da yansıyor ve genç Türk kökenli göçmenlerin eğitim ve meslekte kalifikasyon sorunları sürüyor.

Türk gençlerinin yaklaşık yüzde 40’ı meslek eğitimi yaparken, bu oran Almanlarda yüzde 76 civarında.

Uzmanlar Almanya’nın son senelerde ekonomisinin hızlı bir şekilde güçlenmesi ve istihdam oranı bu sene rekor olan 43 milyona ulaşmasına rağmen, eğitim ve dil yetersizliğinin Türk göçmenlerin iş piyasasında şansını azalttığını belirterek, gençlerin eğitim sorunlarını ‘endişe verici boyutta’ şeklinde tanımlanıyor.

Türk ailelerdeki kadınlar da, erkeklere göre daha sık istihdam dışında kalıyor ve daha yüksek oranlarda işsizlik yaşıyor.

Bu olumsuz verilere rağmen, göçmen kökenliler Almanlara kıyasla geleceğe daha umutla bakıyor. Sosyal rapora göre göçmenler, Almanya’daki dışlanmışlık duygusu ve şans eşitsizliğine rağmen yaşamlarını geldikleri ülkelerdeki yaşam kalitesi ve kazanç olanakları ile karşılaştırıyor ve bu karşılaştırmada genelde kendi yaşamlarının daha iyi olduğu sonucuna varıyor.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG