LONDRA —
Almanya-Fransa ilişkileri uzun süredir Avrupa Birliği’nin önemli konularından biri. Bu yılın Mayıs ayına kadar iki ülkenin muhafazakar liderleri Angela Merkel ve Nicolas Sarkozy, Avrupa Birliği’ni sarsan ekonomik krizle ilgili kararlar için el ele çalışıyordu. Ancak yıl ortasında Sosyalist François Hollande’ın Fransa’da cumhurbaşkanı seçilmesi iki ülke ilişkilerinin geleceği hakkında kuşkulara neden oldu. Bu gelişme, 2013’te Avrupa’yı nasıl etkiler? Amerika’nın Sesi Londra muhabiri Selah Hennessy’nin haberi.
Aralık başında Avrupa Birliği Nobel Barış Ödülü aldığında, törende yan yana oturan Angela Merkel ve François Hollande sanki birbirlerine verdikleri desteğin resmini çiziyorlardı. Uzman Philip Whyte, Avrupa’nın en güçlü iki lideri arasında arasında Euro bölgesinin geleceği hakkında ciddi görüş ayrılıkları olduğunu söylüyor: “Hollande, solcu bir lider. Angela Merkel ise sağcı. Hollande Euro bölgesinin geleceği hakkında çok farklı görüşlere sahip. Son altı ay içinde Fransa-Almanya ilişkilerinde tansiyon bu yüzden yükseldi.”
Almanya Avrupa’nın en güçlü ekonomisine sahip. Başbakan Merkel Avrupa’da mali disiplin ve kemerleri sıkma politikalarını savunuyor.
Ancak kemer sıkmayla ilgili kararlar, Avrupa ülkelerinde giderek artan hoşnutsuzluğa ve gösterilere yol açtı.
Üye ülkelerin birçoğunda işsizlik oranı yüksek ve ekonomilerde daralma yaşanıyor.
Giderek daha fazla siyasetçi ve ekonomist ekonomik teşvikler olmadan yalnızca kemer sıkma politikalarının yanlış olduğunu dile getirmeye başladı.
François Hollande seçim kampanyasında önceliği ekonomik teşviklere vereceğini söylemişti.
Almanya ve Fransa liderleri, ayrıca Avrupa bankalar birliği gibi kurumsal değişikler üzerinde de uzlaşamıyor. Avrupa Reform Merkezi uzmanı Philip Whyte bu anlaşmazlıkların sorun olmaya devam edeceğini söylüyor: “Sanırım ilişkilerde iniş çıkışlar devam edecek. François Hollande, Angela Merkel’in istediği mikro-ekonomik reformlara sıcak bakmıyor. Bankalar birliği gibi değişiklikler konusundaysa Almanya’dan daha hevesli. Yani işler yürüyor gibi görünse de zorluklar olacak.”
Bazı uzmanlar Almanya ve Fransa arasındaki görüş ayrılıklarının Euro bölgesinin gelişimine zarar vermesinden kaygı duyuyor. Bunlardan biri de, Londra Kings College Üniversitesi uzmanı Leila Talani, “Avrupa’nın bütünleşmesi konusunda atılacak her adımın arkasında Almanya ve Fransa var. Yani bu durumun krizin çözümlenmesine birçok etkisi olacak,” diyor.
Talani görüş ayrılıklarının ortadan kalkabileceğini düşünüyor.
2013’te Almanya’da genel seçimler yapılacak. Sosyal Demokratlar şu anda geride görünse de kazanma şansları var.
Partinin adayı Peer Steinbruck, kemer sıkma politikalarının yumuşatılmasını ve ülke borçlarının bir havuzda toplanmasını destekliyor.
Talani’ye göre Steinbruck seçilirse iki ülke lideri AB politikalarında değişikliğe gidebilir: “Eğer amaçları aynıysa bunların Avrupa ülkeleri tarafından gerçekleştirilmesi kolaylaşabilir. Bu aynı zamanda pazarlara da güven verecektir.”
Almanya ve Fransa’nın pazarları rahatlatmaları şart. Çünkü pazarların durumu, politikalar üzerindeki en büyük etken olabilir.
Aralık başında Avrupa Birliği Nobel Barış Ödülü aldığında, törende yan yana oturan Angela Merkel ve François Hollande sanki birbirlerine verdikleri desteğin resmini çiziyorlardı. Uzman Philip Whyte, Avrupa’nın en güçlü iki lideri arasında arasında Euro bölgesinin geleceği hakkında ciddi görüş ayrılıkları olduğunu söylüyor: “Hollande, solcu bir lider. Angela Merkel ise sağcı. Hollande Euro bölgesinin geleceği hakkında çok farklı görüşlere sahip. Son altı ay içinde Fransa-Almanya ilişkilerinde tansiyon bu yüzden yükseldi.”
Almanya Avrupa’nın en güçlü ekonomisine sahip. Başbakan Merkel Avrupa’da mali disiplin ve kemerleri sıkma politikalarını savunuyor.
Ancak kemer sıkmayla ilgili kararlar, Avrupa ülkelerinde giderek artan hoşnutsuzluğa ve gösterilere yol açtı.
Üye ülkelerin birçoğunda işsizlik oranı yüksek ve ekonomilerde daralma yaşanıyor.
Giderek daha fazla siyasetçi ve ekonomist ekonomik teşvikler olmadan yalnızca kemer sıkma politikalarının yanlış olduğunu dile getirmeye başladı.
François Hollande seçim kampanyasında önceliği ekonomik teşviklere vereceğini söylemişti.
Almanya ve Fransa liderleri, ayrıca Avrupa bankalar birliği gibi kurumsal değişikler üzerinde de uzlaşamıyor. Avrupa Reform Merkezi uzmanı Philip Whyte bu anlaşmazlıkların sorun olmaya devam edeceğini söylüyor: “Sanırım ilişkilerde iniş çıkışlar devam edecek. François Hollande, Angela Merkel’in istediği mikro-ekonomik reformlara sıcak bakmıyor. Bankalar birliği gibi değişiklikler konusundaysa Almanya’dan daha hevesli. Yani işler yürüyor gibi görünse de zorluklar olacak.”
Bazı uzmanlar Almanya ve Fransa arasındaki görüş ayrılıklarının Euro bölgesinin gelişimine zarar vermesinden kaygı duyuyor. Bunlardan biri de, Londra Kings College Üniversitesi uzmanı Leila Talani, “Avrupa’nın bütünleşmesi konusunda atılacak her adımın arkasında Almanya ve Fransa var. Yani bu durumun krizin çözümlenmesine birçok etkisi olacak,” diyor.
Talani görüş ayrılıklarının ortadan kalkabileceğini düşünüyor.
2013’te Almanya’da genel seçimler yapılacak. Sosyal Demokratlar şu anda geride görünse de kazanma şansları var.
Partinin adayı Peer Steinbruck, kemer sıkma politikalarının yumuşatılmasını ve ülke borçlarının bir havuzda toplanmasını destekliyor.
Talani’ye göre Steinbruck seçilirse iki ülke lideri AB politikalarında değişikliğe gidebilir: “Eğer amaçları aynıysa bunların Avrupa ülkeleri tarafından gerçekleştirilmesi kolaylaşabilir. Bu aynı zamanda pazarlara da güven verecektir.”
Almanya ve Fransa’nın pazarları rahatlatmaları şart. Çünkü pazarların durumu, politikalar üzerindeki en büyük etken olabilir.
