Erişilebilirlik

Almanya'da 4. Dalga ve Aşı Karşıtlarıyla Mücadele


Almanya, Corona virüsü salgınında ülkeyi çok sert vuran dördüncü dalgadan çıkış yollarını arıyor. Bu esnada aşı karşıtlarının gösterilerinde yaşanan şiddet olayları ve aşırı sağcıların etkisiyle, aşırılara karşı olanların giderek radikalleşmesi, siyaseti tedirgin ediyor.

Almanya'da 4. Dalga ve Aşı Karşıtlarıyla Mücadele
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:42 0:00

Sevindirici gelişmeyse, ülke çapındaki vaka ve haftalık insidans yani yüz bin kişideki hasta sayısı değerlerinin az da olsa düşüş göstermesi. Verilere göre, son 24 saatte, 51 bin 301 yeni vaka tespit edildi, ölü sayısı da 453 olarak kayıtlara geçti. Bir haftada 100 bin kişide tespit edilen insidans oranıysa 353’e geriledi. İnsidans oranı, geçen hafta başında rekor kırarak 450’ye ulaşmış, vaka sayısı da 70 binlere çıkmıştı.

Uzmanlar, iki hafta önce özellikle aşı olmayanlara yönelik olarak getirilen ek kısıtlamaların sayıların gerilemesine neden olduğu görüşünde. Almanya’da temel ihtiyaçların satılmadığı mağazalara girişlerde "2G" kuralı (aşılı veya hastalığı atlatmış olma zorunluluğu) uygulamaya alınmış, kapalı mekanlardaki etkinliklere de aynı kural getirilmişti. Ayrıca Noel pazarları, bar ve diskotekler de kapatılmıştı.

Federal hükümet, önümüzdeki Mart ayından itibaren geçerli olmak üzere hastane ve bakım evlerinde çalışan personele aşı zorunluluğu getirirken Federal Sağlık Bakanı Karl Lauterbach, Corona virüs salgınıyla mücadelede tek çarenin tüm toplumun aşılanması olduğunu söyledi. Nüfusun yüzde 90’ının tam olarak aşılanması durumunda bile özellikle Omicron varyantlı virüsle başa çıkılamayacağını belirten Lauterbach, bu yüzden aşıların zorunlu olması gerektiğini öne sürdü.

Çocuklara aşı yapılmaya başlandı

Öte yandan Almanya’da Daimi Aşı Komisyonu’nun (STIKO) yeşil ışık yakmasının ardından 5-11 yaş arasındaki çocuklara da BioNTech aşısı yapılmasına bugünden itibaren başlandı. Yetişkin aşılarının üçte bir oranında etken madde içerdiği belirtilen çocuk aşılarından 2,4 milyon dozun hazır olduğu ve aşıların doktor muayenehaneleri ve aşı merkezlerinin yanısıra okullarda da yapılacağı açıklandı.

Protestolar artıyor

Aşı zorunluluğu tartışmalarına paralel, çocukların aşılanmasını ve genel olarak salgın kısıtlamalarını kabul etmeyenlerin sayısı ve düzenledikleri gösteriler giderek artıyor. Geçen hafta sonunda sadece Hamburg’da 10 bin kişi protesto amacıyla sokaklara dökülürken, ülkenin çeşitli kentlerinde hemen her gün gösteriler yapılıyor. Almanya’nın doğusundaki kentlerde kısmen izin verilmemesine rağmen yapılan bazı protesto eylemlerinde, polislere ve gazetecilere saldırılar oldu. Bunun ardından siyasetçiler, salgın uygulamalarına karşı yapılan eylemlerin gittikçe radikalleşmesine nasıl engel olunabileceğini tartışıyor. Güvenlik birimleri, göstericiler arasındaki şiddet eğiliminin artmasına ve eyaletler arasında bir tür "eylem turizmi" yaşandığına, protestoları aşırı sağcı grupların düzenlediğine dikkat çekiyor. Salgın konusunda aşı yanlısı siyasetçi ve uzmanlara yönelik ölüm tehditleri de güvenlik birimleri tarafından ciddiye alınıyor.

Önlem karşıtlarının sosyal medyada bir mesajlaşma grubu kurarak katı kısıtlamaları hayata geçiren Saksonya Eyalet Başbakanı Michael Kretschmer’i öldürme planları yaptığının ortaya çıkması sonrasında Başbakan Olaf Scholz, böyle tehditlerin politik sorumluluk taşıyanları kararlarından vazgeçiremeyeceğinin altını çizdi. Başbakan, başta aşırı sağcılar olmak üzere ülke genelinde aşırılara karşı kararlı bir şekilde mücadele vereceklerini açıkladı. Saksonya eyaletinde dün gece düzenlenen bir polis operasyonunda, söz konusu mesajlaşma grubunun beş üyesinin evinde arama yapıldı, zanlılar hakkında soruşturma başlatıldı.

Bu arada son zamanlarda radikal grupların en çok rağbet ettiği mesajlaşma platformu olan Telegram'a yönelik sert önlemler talep ediliyor. Corona uygulamaları ve aşı karşıtı gösterilerin Telegram aracılığıyla örgütlendiğinin netleşmesi sonrasında, Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) hükümetten Telegram'a karşı önlemlerin arttırılmasını, gerekirse uygulamanın engellenmesini talep etti. Thüringen Eyaleti İçişleri Bakanı Georg Maier de, uygulamanın sahibi olan şirketin, nefret söylemleri ve kışkırtmaların internet ortamında yayılmasına izin verdiğini belirterek, "Eğer bunu değiştirmezse cezalandırılmalı" diye konuştu. 2013 yılında uygulamaya giren Telegram'ın dünya genelinde 200 milyon kullanıcısı var.

Merkezi Birleşik Arap Emirlikleri'nde bulunan şirketin Rus sahibi Pavel Durov, internetin "özgürlük ve özgürce fikir belirtme alanı" olduğunu savunurak yazılanlara karışmayacağını, ayrıca kimin ve hangi grupların mesaj sistemini kullandığını saptamanın "teknik olarak mümkün olmadığını" iddia ediyor. İstihbarat birimleri, başta IŞİD olmak üzere cihatçı grupların da meşajlaşmalarını Telegram üzerinden yapmaya başladığını saptamıştı.

STÜDYO VOA

ABD’nin inşa ettiği geçici liman üzerinden Gazze’ye yardım sevkiyatı başladı - 17 Mayıs
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG