Almanya’da Anayasa Mahkemesi, dini inancı gereği yüzme derslerine girmek istemeyen Müslüman genç kızın talebini reddetti. Yüksek Mahkeme, üç yıl önce aynı konuyla ilgili karar veren Federal İdare Mahkemesi'nin kararını onadı.
İdare Mahkemesi dini gerekçelerle yüzme dersine girmemesi için kız öğrencinin ailesinin başvurusu üzerine açılan davayı reddederken, Alman yasalarına göre sadece istisnai durumlarda öğrencilerin dini nedenlerden ötürü bir dersten muaf tutulabileceğine hükmetmiş ve dava konusu kız öğrencinin durumunun bu şartı yerine getirmediğini belirtmişti. İlgili okul idaresi ise, öğrencinin diğer bazı Müslüman kızlar gibi vücudunun tamamını kapatan haşema ile yüzme dersine girmesini talep etmiş, buna rağmen kız öğrenci yüzme dersine katılmadığı için beden eğitimi dersinden en düşük not olan 6 almıştı.
14 yaşındaki kız öğrencinin Faslı ailesi haşema ıslandığında vücudunun hatlarını göstererek, İslam dininin kıyafet kurallarını ihlâl ettiğini savunarak, kızlarının beden eğitimi dersinden muaf tutulması için en yüksek mahkeme olan Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
“Öğretim ve eğitim inanç özgürlüğünün üstündedir” şeklinde karar veren Anayasa Mahkemesi, İdare Mahkemesi’nin kararını onadı ve ailenin itirazını reddetti. Anayasa Mahkemesi 1990’lı yıllarda da gündeme gelen konuyla ilgili ilk kararında, 12 yaşından büyük Müslüman kız öğrencilerin, kız ve erkeklere ayrı havuz imkanı sağlanamıyorsa derslere girmesinin mecburi tutulamayacağına karar vermiş, ancak ardından, haşemanın yaygınlaşmasıyla bu kararın güncelliğini kaybettiğini duyurmuştu.
Hukukçular ülke çapında bağlayıcı niteliği olan Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardından sorun yaşanmaması ve Müslüman kızların taleplerini karşılama konusunda okul yöneticilerinin aile temsilcileri ile ortak hareket etmesini öneriyor. Müslüman kızların tek kişilik kapalı kabinlerde üstlerini değiştirmelerinin ve haşema gibi uzun kapalı mayolar giymelerinin bir uzlaşma imkanı olabileceğini ifade eden uzmanlar, Almanya’da erkek ve kız öğrencilerin spor ve yüzme derslerine ayrı ayrı girmelerinin veya Müslüman kız öğrencilerin derslere katılmamasının alınan kararla imkansız hale dönüştüğünü vurguluyorlar.
Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin kurultayında konuşan Başbakan Angela Merkel, paralel toplumların oluşmasını istemediklerini, bunun oluştuğu yerlere müdahale edilmesi gerektiğini belirterek, "Yasal olarak mümkün olan her yerde kadınların tamamen örtülmesi yasaklanmalı" demiş ve burka yasağı çağrısında bulunmuştu. Merkel, "Vücudunun tümüyle kapatılması toplumumuzda uygun ve hukuki açıdan da mümkün değil" şeklinde görüş belirtmişti.
