2014'ün son günlerinde Almanya'nın gündemindeki en önemli konu her geçen gün genişleyen yeni aşırı sağcı hareket Pegida oldu. Zira bu hareket her pazartesi sayıca artarak ülke çapında yayılırken, harekete karşı ne yapılması konusunda da her kesimden tepki ve öneriler gelmeye devam ediyor.
Yeni yılın ilk günlerine de bu tartışmaların damga vurması beklenirken, Başbakan Merkel’in yeni yıl mesajında Almanya'nın, göçmenlere ihtiyacı olduğuna işaret ederek, ‘Almanya'ya göçmen olarak gelenler, hepimiz için bir kazançtır’ şeklinde tavır koymasına paralel, Pegida'ya karşı başka bir tepki Federal Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble'den geldi.
Schäuble Almanya'nın yaşlanan nüfusu nedeniyle gelecekte hep göçmene ihtiyacı olduğunu vurguladı ve siyasetçileri göçün anlamına ve önemini halka daha iyi şekilde açıklamaya çağırdı.
Öte yandan Almanya’nın en önemli ekonomi araştırma enstitüsü IFO’nun başkanı Hans Werner Sinn’in, göçmenlerin ülkeye bir getirisinin olmadığı, tersine ödedikleri vergi ve sosyal ödentilerden daha fazlasını devletten aldıkları şeklindeki açıklaması ülkedeki göçmenlerin Almanya’ya yük olup olmadığı konusu tartışmaya açtı.
Göçmenlerin katkı ve harcamalarını gelir ve gider kalemleri olarak hesaplayan ekonomist Sinn, göçmenlerin Almanya’ya katkı sağladığı bulgusunun doğru olmadığını, tersine her bir göçmenin Almanya'ya yıllık yükünün 1800 Euro olduğunu savundu.
Bundan kısa bir süre önce açıklanan başka bir araştırma ülkedeki 6,6 milyon Alman vatandaşı olmayan göçmenin devletten aldığından çok vergi ve sosyal güvenlik primi ödediğini, bunun da bütçeye kişi başına yıllık 3300 Euro olarak katkı şeklinde hesaplanması gerektiği sonucuna varmıştı.
Sinn’in hesabına tepki gösteren birçok başka ekonomist, göçmen ve mültecinin kalifiye eleman eksikliği açısından önemine vurgu yaparken, Almanya’nın bundan sonra da dışarıdan gelecek kalifiye işçilere muhtaç olduğunu belirtiyor.
Araştırmalar Almanya’nın demografik gelişimi nedeniyle 2025 yılında 5 ila 6 milyon kalifiye eleman açığı olacağını gösteriyor. Özellikle sağlık, elektro, metal, makine ve otomotiv gibi bazı sektörlerde kalifiye eleman açığı endişe verici boyutlarda.
Uzmanlar İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde de yabancı işgücüne olan ihtiyacın benzerlik gösterdiğine dikkati çekerken, Almanya’ya gelmesi beklenen pek çok kalifiye elemanın kapılarını daha erken açan bazı AB ülkelerine göç ettiğini hatırlatıyor.
Serbest dolaşım kısıtlamasının kaldırılmasıyla birlikte, iş arayan bütün Doğu Avrupalıların Almanya’ya akın edeceğini ileri süren tahminler doğru çıkmamıştı. Resmi kaynaklar Estonya, Letonya, Bulgaristan gibi ülkelerden her yıl ortalama 150 bin kalifiye çalışanın Almanya’ya geleceğini tahmin etmişti. Ancak bu beklentilerin hiçbiri gerçekleşmedi ve şu ana kadar gelenlerin sayısı ortalama 50 bine ulaştı.
Sosyal danışman Hilmi Turan, Almanya’nın ekonomik durumunun iyi olduğunu, ancak son zamanlarda artan göçmen karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı nedeniyle imajının kötü olduğunu, buna paralel yabancı kalifiye eleman açığının giderilmesinin her geçen gün zorlaşacağını belirtiyor.
