Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff üç yıl önce aldığı bir özel kredi konusunda meclise yanlış bilgi vermekle suçlanıyor, Berlin’deki siyasi gözlemciler Wullf’un kendine yönelik suçlamalar nedeniyle istifa etmek zorunda bile kalabileceğini savunuyor.
2008 yılında Aşağı Saksonya eyaleti başbakanı olduğu dönemde ev almak için yatırımcı bir arkadaşının karısından 500 bin Euro kredi aldığı ortaya çıkan Wulff’u daha da zor duruma düşüren cumhurbaşkanı olmadan dört ay önce 2010 yılında eyalet meclisinde konuyla ilgili bir soruya verdiği cevapta, Egon Geerkens adlı yatırımcı ile arkadaş olduğunu, ancak ticari ilişkisi bulunmadığını ve eşinden de kredi almadığını söylemiş olması.
Muhalefet partileri Wulff’u ‘yanlış ve eksik’ bilgi vermekle suçlarken, basındaki bazı yorumlar bir adım daha ileriye gidiyor ve Wulff’u yalancılık ve makamını kötüye kullanmakla suçluyor. İddialara göre Wulff’a verilen kredi yüzde 4 ile faizlendirilirken, Almanya’da ev kredisi faizlerinin en az yüzde 5 civarında olması da Alman Cumhurbaşkanının başını ağratacak bir ayrıntı. Aynı şekilde Wulff’un 2003-2010 yılları arasındaki eyalet başbakanlığı döneminde tatillerinin bir bölümünü de çeşitli yatırımcıların davetlisi olarak onların evlerinde geçirdiği tespit edildi. Kendisine yönelik suçlamalarla ilgili dün bir açıklama yapan Wulff, kredi borcunu ödediğini, aldığı kredinin arkasında olduğunu ve ne yaptığını da çok iyi bildiğini söyledi.
Kredi hakkında yanlış bilgi verdiği şeklindeki intiba nedeniyle üzgün olduğunu belirten Wulff, ilgili tüm bilgi ve ayrıntıları avukatına teslim ettiğini ve saklayacak bir şeyi olmadığını duyurdu. Başbakan Angela Merkel, Wulff’a güveninin tam olduğunu, yapılan tartışmaların cumhurbaşkanlığı makamına zarar verdiğini ve sona erdirilmesi gerektiğini açıkladı. Ancak siyasi kulislerde Merkel’in liderliğindeki Birlik Partileri’nde Wulff’un istifa etmek zorunda kalması durumunda oluşacak senaryo konuşuluyor.
Buna göre Wulff sonrası dönem için Federal Maliye Bakanı Wolfgang Schauble’nin adı geçiyor, ancak koalisyon ortağı liberal FDP’nin içinde bulunduğu kriz ve partisinin kamuoyu yoklamalarında düşen oy oranı nedeniyle tedirgen olan Merkel, Wulff’un tüm suçlamalara rağmen koltuğunda kalması konusunda israr ediyor. Ana muhalefet partisi sosyal demokrat SPD’nin Wulff’a istifa baskısı yapmaktan kaçınması da dikkati çekiyor.
Hiristiyan Demokrat Birlik Partisi CDU üyesi ancak partinin liberal kanadından olan Christian Wulff’a karşı muhafazakar kesimin tepkili olduğu biliniyor. Wulff cumhurbaşkanlığı görevine geldikten sonra ilk resmi yurtdışı gezisini Türkiye’ye gerçekleştirdi, ayrıca Almanya’nın milli bayramı olan 3 Ekim 2010’da yaptığı konuşmada İslam’ın Almanya’nın bir parçası olduğunu söyledi.
Almanya'daki Müslümanlar, bu konuşmayı övgüyle karşılarken muhafazakar kesimden ise çok sert eleştiri geldi. Türkiye’nin AB üyeliği konusuna da sıcak baktığı bilinen Wulff son olarak ırkçı Neonazilerin öldürdüğü Türklerin ailelerini Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na kabul etti ve bu olaylardan dolayı büyük utanç duyduğunu dile getirdi. Wulff’un kredi konusunun gündeme geldiği sürece dikkati çeken bazı yorumcular Alman Cumhurbaşkanı’nın olası istifasının göçmen politikaları ve İslam konusundaki ılımlı yaklaşımları red eden muhafazakar çevreleri sevindireceği konusunda birleşiyor.
