BERLİN —
Almanya'da 8'i Türk 10 kişiyi öldüren NSU sanıklarının yargılanacağı dava öncesinde Türk basınına da sabit yer verilmemesi üzerine Anayasa Mahkemesi nezdinde dava açan Sabah gazetesi haklı bulundu.
'Yabancı basın kuruluşlarının temsilcilerine davayı izleyebilmeleri için mahkeme salonunda yeterli sayıda yer verilmelidir' hükmüne varan Anayasa Mahkemesi yeni yer tahsisinin nasıl yapılacağı konusu ise Münih Yüksek Eyalet Mahkemesine bıraktı.
Eyalet Mahkemesinin en az üç kişilik ek kontenjan tanıması bekleniyor. NSU tarafından katledilen son Türk kurban olan Halit Yozgat’ın ailesinin avukatı ise, mahkemenin ikinci bir salon tahsis etmesini talep eden bir dilekçe verdi.
NSU davasını görecek olan Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nin, başvuru sırasına göre sadece 50 basın mensubuna kontenjan ayırması ve bunların arasında hiçbir Türk gazetecinin yer almaması büyük tepki çekmişti.
Dava 17 Nisan Çarşamba günü Münih'te başlayacak. Seri cinayette yakınları kaybedenler için bu tarih özel olduğu kadar acılarının yeniden tazeleneceği bir gün olacak. NSU terör hücresinin cinayetlerin ilk kurbanı, 9 Eylül 2000 günü Nürnberg’te 11 kurşunla vurularak katledilen Ispartalı Enver Şimşek'in kızı Semiya Şimsek dava kapsamında hiç kuşkusuz öne çıkan isimlerden biri. Bundan kısa bir süre önce piyasaya çıkan ve babasının öldürüldüğü ve daha sonraki günleri ‘Acı Vatan’ adlı kitabında dile getiren Semiya Şimşek, davada 13 yıldır karşılıksız kalan sorulara cevap bulabilmeyi umduğunu belirtiyor.
Bugün 26 yaşında olan Semiya Şimşek davayı izleyecek olmasının kendisini korkutmadığını, tersine NSU’nun lider kadrosundan hayatta kalan tek üyesi Beate Zschäpe’nin ifadelerini merakla beklediğini söylüyor.
NSU örgütü ortaya çıkarılmadan medyada ‘Dönerci cinayetleri’ olarak tanımlanan ve Türk mafyası içinde hesaplaşma olarak aktarılan cinayetlerde çiçekçi dükkanı sahibi babasının da haksız yere uyuşturucu kaçakçılarına kuryelik yapmakla suçladığını ifade eden Semiya Şimşek, o dönemde Türk yetkililerin de kendisine ve diğer NSU kurbanlarına sahip çıkmadığını anlatıyor.
Semiya Şimşek Almanya’da büyük yankı bulan ‘Acı Vatan’ adlı kitabını Alman toplumundaki aşırı sağcılık sorununu gündeme getirmek ve göçmenlere karşı önyargıları yıkmak amacıyla yazdığını, aynı zamanda babasını da anmayı hedeflediğini aktarıyor.
Cinayeti öğrendikleri ilk günden bu yana babasınınki gibi tüm cinayetlerin aydınlatılmasını ümit ettiğini sözlerine ekleyen Semiya Şimşek, yaşadığı tüm acı ve drama rağmen Almanya’yı vatanı olarak gördüğünü de ekliyor.
'Yabancı basın kuruluşlarının temsilcilerine davayı izleyebilmeleri için mahkeme salonunda yeterli sayıda yer verilmelidir' hükmüne varan Anayasa Mahkemesi yeni yer tahsisinin nasıl yapılacağı konusu ise Münih Yüksek Eyalet Mahkemesine bıraktı.
Eyalet Mahkemesinin en az üç kişilik ek kontenjan tanıması bekleniyor. NSU tarafından katledilen son Türk kurban olan Halit Yozgat’ın ailesinin avukatı ise, mahkemenin ikinci bir salon tahsis etmesini talep eden bir dilekçe verdi.
NSU davasını görecek olan Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nin, başvuru sırasına göre sadece 50 basın mensubuna kontenjan ayırması ve bunların arasında hiçbir Türk gazetecinin yer almaması büyük tepki çekmişti.
Dava 17 Nisan Çarşamba günü Münih'te başlayacak. Seri cinayette yakınları kaybedenler için bu tarih özel olduğu kadar acılarının yeniden tazeleneceği bir gün olacak. NSU terör hücresinin cinayetlerin ilk kurbanı, 9 Eylül 2000 günü Nürnberg’te 11 kurşunla vurularak katledilen Ispartalı Enver Şimşek'in kızı Semiya Şimsek dava kapsamında hiç kuşkusuz öne çıkan isimlerden biri. Bundan kısa bir süre önce piyasaya çıkan ve babasının öldürüldüğü ve daha sonraki günleri ‘Acı Vatan’ adlı kitabında dile getiren Semiya Şimşek, davada 13 yıldır karşılıksız kalan sorulara cevap bulabilmeyi umduğunu belirtiyor.
Bugün 26 yaşında olan Semiya Şimşek davayı izleyecek olmasının kendisini korkutmadığını, tersine NSU’nun lider kadrosundan hayatta kalan tek üyesi Beate Zschäpe’nin ifadelerini merakla beklediğini söylüyor.
NSU örgütü ortaya çıkarılmadan medyada ‘Dönerci cinayetleri’ olarak tanımlanan ve Türk mafyası içinde hesaplaşma olarak aktarılan cinayetlerde çiçekçi dükkanı sahibi babasının da haksız yere uyuşturucu kaçakçılarına kuryelik yapmakla suçladığını ifade eden Semiya Şimşek, o dönemde Türk yetkililerin de kendisine ve diğer NSU kurbanlarına sahip çıkmadığını anlatıyor.
Semiya Şimşek Almanya’da büyük yankı bulan ‘Acı Vatan’ adlı kitabını Alman toplumundaki aşırı sağcılık sorununu gündeme getirmek ve göçmenlere karşı önyargıları yıkmak amacıyla yazdığını, aynı zamanda babasını da anmayı hedeflediğini aktarıyor.
Cinayeti öğrendikleri ilk günden bu yana babasınınki gibi tüm cinayetlerin aydınlatılmasını ümit ettiğini sözlerine ekleyen Semiya Şimşek, yaşadığı tüm acı ve drama rağmen Almanya’yı vatanı olarak gördüğünü de ekliyor.
