Erişilebilirlik

Akıncı Üssü Davası’nda Savunma: İnkar


Sincan Cezaevi girişi
Sincan Cezaevi girişi

Türkiye’de geçen yılki darbe girişiminde askeri koordinasyon merkezini ve buradaki Fethullah Gülen Cemaati ilişkilerini konu alan Akıncı Üssü Davası’nın bugünkü duruşmasına, sanık Kemal Batmaz’ın ifadesinde kamera görüntüsünü inkar etmesi damgasını vurdu.

Darbe girişimiyle ilgili ana dava olarak nitelenen ve iddianamesi itibariyle 486 sanık hakkında yargılama yapılan Akıncı Üssü Davası’nın bugün ikinci duruşma gününde savunmalara geçildi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava kapsamında firari sanık statüsündeki 1 numaralı sanık Fethullah Gülen ve 2 numaralı sanık Adil Öksüz’ün yokluğu nedeniyle ilk önce 3 numaralı sanık Kemal Batmaz’ın savunması alındı.

Türkiye’de terör örgütü olarak tanımlanan “FETÖ/PDY” (Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması) analizine ve dava iddianamesine göre, Fethullah Gülen Cemaati yapılanmasında cemaat üyesi askerlerden sorumlu şekilde ‘sivil imam’ denilen şahıslar söz konusu. Kemal Batmaz da FETÖ/PDY yapılanmasında ‘Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan sorumlu sivil imam’ olarak tanımlanıyor. Batmaz, ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nden sorumlu sivil imam’ olduğu kaydedilen Adil Öksüz ile birlikte Ankara’daki Akıncı Askeri Üssü’nde geçen yıl 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin askeri koordinasyonu yürütmekle suçlanıyor.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Selfet Giray ve üyeleri, bugünkü duruşmada sanık Kemal Batmaz’dan öncelikle sivil bir şahıs olarak Akıncı Askeri Üssü’nde darbe girişimi gecesi ne yaptığını açıklaması istedi. Hakim Giray, duruşma salonunda Akıncı Askeri Üssü’nde o gece yaşananları sergileyen kamera görüntüleri izletildikten sonra Batmaz’a, Adil Öksüz ile birlikte Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait askeri bir üs bölgesinde sivil şahıs olarak neden bulunduğunu sordu. Ancak Batmaz, darbe girişimi gecesi Akıncı Askeri Üssü’nde kayıtlara geçmiş ve Bilirkişi Heyeti tarafından Kemal Batmaz olduğu yüzde 100 örtüştüğü raporlanan görüntüdeki kişinin kendisi olmadığını öne sürdü.

Duruşmada, İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki MOBESE kayıtlarında Batmaz’ın ABD’ye yaptığı seyahatlere ilişkin görüntüler izletildi. Bunun üzerine Batmaz, İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki MOBESE kayıtlarındaki görüntülerdeki kişi olduğunu kabul etti ancak Ankara Akıncı Askeri Üssü’ndeki görüntülerini inkar etti. Batmaz, Akıncı Askeri Üssü’ndeki görüntülerde o dönemde 4'üncü Ana Jet Üs eski Komutanı Tuğgeneral olan Hakan Evrim'in kendisine neden asker selamı verdiği sorulması üzerine de ısrarla görüntülerdeki kişi olmadığını yineledi.

Batmaz, sadece Hakim Giray değil, müdahil kurum veya şahıslar adına söz alan avukatlar tarafından kamera görüntüleriyle ilgili soruları yanıtlarken de Akıncı’da bulunduğunu reddetti. Görüntülere bakıldığında o dönemde Tuğgeneral olan Hakan Evrim’in neden sivil bir şahsı asker selamıyla karşıladığı sorulması üzerine Batmaz, askerliğini bedelli yapmış sivil bir kişi olarak askeri talimatlar verecek birisi olmadığını iddia ederek, darbe girişimi gecesi Akıncı Askeri Üssü’ndeki şahsın ne yaptığını da bilemeyeceğini savundu. Batmaz, kendisine salondaki askeri sanıklardan tanıdığı olup olmadığı sorusuna ise, “Hiç kimse yok, tanımıyorum” dedi.

Bu arada müdahil avukat sorusu üzerine Hakan Evrim’e de “O görüntülerdeki kişi Kemal Batmaz değil mi?” diye soruldu. Ancak Evrim de, Batmaz gibi inkar yoluna giderek, “Ben Kemal Batmaz’ı ne gördüm, ne tanırım” yanıtını verdi.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray’ın “Bu görüntülerdeki siz misiniz, değil misiniz?” sorusunu yinelemesi üzerine Batmaz, o görüntülerdeki kişi olmadığını dile getirdi. Giray'ın, “Bilirkişi tarafından tüm görüntü ve sizin savcılık makamında çekilen fotoğraflarınız incelenmiş. Fotoğraf ve görüntülerde eşleştirme yapılmış. 7 derecede yapılan değerlendirme sonucunda her iki görüntülerinden size ait olduğunu kesin tanımlama olarak belirlemiş. Şimdi ne diyeceksiniz” demesi üzerine Batmaz, “El hak benim ama Akıncı Üssü'ndeki ben değilim” diye yanıtladı. Batmaz, Hakim Giray’ın şahsın kendisine benzeyip benzemediği yönündeki soruyu yinelemesine karşılık “Benzemiyor, ben değilim” yanıtını verdi.

Batmaz, özetle, “Hiç kimseye emir ve talimat vermemiş olmam, Ankara’da yapıldığı iddia edilen toplantılar sırasında yurt dışında olmam, darbenin ne planlayıcısı ne de yöneticisi olmadığımın delilidir. Ben hiçbir zaman bu girişimin bir parçası olmadım. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum” diyerek iddianamede kendisine yöneltilen bütün suçlamaları reddetti. Batmaz’ın saatlerce süren savunması boyunca sakinliğini koruduğu ve müdahil avukatlarınca sıklıkla sorulan soruları yanıtlarken ‘sivil imam’ olduğunu, askerleri darbe gecesi yönlendirdiğini kesinlikle kabul etmedi.

Ankara’ya arsa bakmaya gelmiş, ABD’ye iş seyahatine gitmiş

Kemal Batmaz, darbe girişimi ertesinde Kazan’da yakalandıktan sonra ilk ifadesinde “Arsa bakmaya gelmiştim” dediği için serbest bırakıldığından beri aranan firari sanık Adil Öksüz gibi Ankara’da bulunma nedenini “Arsa bakmak” olarak açıkladı. İddianame itibariyle bir başka ‘sivil imam’ olarak tanımlanan Harun Biniş’i ise, Kaynak Holding’den tanıdığını söyleyen Batmaz, 16 Temmuz sabahı Biniş ile birlikte arsa bakmak üzere buluştuğunu savundu. Müdahil avukatları tarafından eğer savunduğu şekilde Akıncı’da değilse geceyi kiminle, nerede geçirdiğini açıklaması istenen Kemal Batmaz, 15 Temmuz gecesi ise bir arkadaşında kaldığını, ancak her ne olursa olsun kimin evinde kaldığını açıklamayacağını da sözlerine ekledi.

ByLock gibi örgüt haberleşmesi programlarına telefonunda rastlanılmadığını kaydeden Batmaz, dolayısıyla haberleşme içerisinde değilse örgütsel faaliyette bulunamayacağını da savundu.

Batmaz, ABD’ye yaptığı ziyaretlerde ise Miami, New York gibi kentleri ifade etti ancak kesinlikle Pennsylvania’ya gitmediğini de savundu. Fethullah Gülen’i şahsın Türkiye’de olduğu dönemde görmüş olabileceğini kaydeden Batmaz, ancak Gülen ile ABD’de görüşmediğini de öne sürdü. Darbe planları hazırlıklarına katıldığını veya bunun için ABD’ye gittiğini de reddeden Batmaz, ABD’ye seyahatlerini sadece iş amaçlı olarak açıkladı.

Batmaz, abisi Şakir Batmaz’ın ‘FETÖ/PDY’ üyeliği nedeniyle tutuklu bulunduğu anımsatılınca 1 yıl 1 aydır tutuklu olduğu için abisinden haberdar olmadığını da dile getirdi.

Bu noktada, Kemal Batmaz, firari sanık Öksüz gibi Ankara’da arsa bakma gerekçesini dile getirmesiyle ilgili sorulara karşılık başka ifadelerde ne dendiğiyle ilgilenmediğini söyledi. Batmaz, İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki görüntülerde Adil Öksüz ile birlikte giriş-çıkış yaptığı hatırlatıldığında ise, “tesadüf” olduğunda ısrar etti. Öksüz’ü selamlaşma düzeyinde tanıdığını savunan Batmaz, ABD’ye gidişlerinde yan yana görüntülenmiş olmalarını ise “tesadüften başka bir şey değil” diye açıkladı.

Kemal Batmaz, savunması boyunca Fethullah Gülen’in adını hiç zikretmedi, soruları yanıtlarken Gülen’den “O şahıs” gibi ifadelerle söz etti. Batmaz, ‘FETÖ’ veya ‘PDY’ ifadelerini de kullanmaktan kaçındı. Batmaz, darbe girişimi arkasında ‘FETÖ/PYD’nin bulunup bulunmadığına ilişkin soruya karşılık ise, bunun yapılacak yargılamalar sonucunda görüleceğini söyledi.

Hakan Çiçek Akıncı’da olduğunu kabul etti

Kemal Batmaz’ın savunmasının ardından ‘sivil imam’ olduğu belirtilen sanık Hakan Çiçek’in savunmasına geçildi. Çiçek, darbe girişimi öncesinde Anafartalar Koleji’nin sahibi olmasıyla tanınıyordu. Hakan Çiçek, darbe girişimi gecesinde Akıncı’da olduğunu kabul etmekle birlikte bütün suçlamaları ve diğer bilgileri inkar etti.

Darbe girişimi öncesinde Türkiye’de 4 ayrı şirketi bulunduğunu ve özel eğitim kuruluşları sahibi olduğunu anlatan Hakan Çiçek, Yenimahalle ilçesinde bin 600 kapasiteli yeni bir okul kurduğu için 15 Temmuz’dan iki gün önce Ankara’ya geldiğini savundu. Çayyolu semtindeki o dönem mevcut olan okulunda çocukları okuyan velilerden Albay Ahmet Özçetin ile tanıştığını söyleyen Çiçek, Albay’ın 15 Temmuz gecesi düzenlenecek sosyal etkinliğe kendisini davet etmesi üzerine yeni okuluna öğreniciler sağlamak amacıyla Akıncı Askeri Üssü’ne gittiğini öne sürdü. Kendisini Albay Özçetin’in karşıladığını kaydeden Çiçek, birkaç dakika sonra Albay’ın işi çıkınca kendisini yalnız bıraktığını savunarak, sözlerini özetle şöyle sürdürdü:

“Yaklaşık 45 dakika oyalandım. Saat 21.00’e doğru tekrar geleceğinden umudumu kestiğim için programın olup olmayacağını öğrenmek için nizamiyeye doğru yürüdüm. Nizamiye kapısına varmadan içeriye araçların giriş çıkış yaptığı ve olağanüstü bir durum olduğunu fark ettim. Terör saldırısı olduğu yönünde anonslar yapıldı. Bunun üzerine çıkmak için nizamiye gittim. Ancak giriş – çıkışlar yasak denildi. Beklemeye başladım ve gece saat 24.00’e kadar lojmanların arkasında saklandım. Dışarıdan sesler gelmeye başladı, tekbir sesleri yükseldi. Tekrar nizamiyeye doğru yürüdüm. Patır patır silah sesleri geliyor ve toplanan insanlara dağılın uyarısı yapılıyordu. Bu kez daha da korkup lojmanların arkasındaki ağaçlık alana iyice saklandım. Sabah saat 08.00 civarında tel örgütlerden atlayarak kaçtım ve bir köye ulaşmak için yürüdüm. Tarlada yürürken, bir poşetin içinde bir tomar para buldum. Darbe girişimini Jandarma Karakolu’nda öğrendim. Jandarma’da tutanak tutulurken, 5 bin dolar ve 7-8 bin lira paranın bana ait olduğunu ancak poşetteki 23 bin 800 doların bana ait olmadığını söyledim. Ancak, sonra beni teslim ettikleri polis karakolunda ‘Tarla da para mı bulunur lan’ diye dayak yedim. Bu yaşadığım hadise bir yalan beyan olarak üzerime kaldı.”

Mahkeme Başkanı Selfet Giray, “Sanık Ahmet Özçetin savcılıktaki ifadesinde sizi tanımadığını ve anlattığınız olayların yalan olduğunu beyan etmiş. Buna ne diyeceksiniz?” sorusunu yöneltti. Bunun üzerine Çiçek, “Bunu kendisine sormak lazım ancak hakkımda darbeyi planlayan kişi diyerek bu kadar haber yapıldıktan sonra kuzenim 'tanımıyorum' dese şaşırmam” diye konuştu.

Gülen’in kitaplarını okumadığını, şahsı tanımadığını ve ByLock kullanmadığını da anlatan Hakan Çiçek, Kemal Batmaz’ın aksine darbe girişimini ‘FETÖ’nün yaptığını söyledi.

İddianamede ise, Hakan Çiçek’in örgüte finansman ve eğitim kuruluşları aracılığıyla da üye sağladığı vurgulanıyor. Çiçek’in aile fertlerince BankAsya’ya yapılan para yatırımları sıralanırken; Hakan Çiçek’in kardeşi Pilot Binbaşı Gökhan Çiçek vasıtasıyla askeri personelle ilişkisi anlatılıyor.

Çiçek’in savunmasıyla birlikte bugün geç saatlerde duruşma sona erdi. Yarın sabah saat 09.30’dan itibaren savunmalara devam edilecek.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG