Erişilebilirlik

AİHM’den Rusya’ya Aklama


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin temyiz organı olan 17 yargıçlı Büyük Daire, Katin katliamı konusundaki nihai kararını açıkladı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin temyiz organı olan 17 yargıçlı Büyük Daire, Katin katliamı konusundaki nihai kararını açıkladı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Sovyetler Birliği’nin 1940’ta Katin ormanında binlerce Polonyalı’yı katletmesinin sorumluluğunun Rusya Federasyonu’na yüklenemeyeceğine karar verdi. Kararın gerekçesinde yer alan bir vurgu Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bir boyuta sahip

Aralarında doktor, subay, akademisyen ve mühendislerin bulunduğu binlerce Polonyalı’nın Sovyetler Birliği’nin siyasi polisi NKVD tarafından 1940’da Katin ormanında katledilmesini ele alan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Rusya Federasyonu’nu akladı.

Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin imzalandığı 4 Kasım 1950’den önce meydana gelen olayların zaman açısından yetki kapsamına girmediğinin altını çizdi.

Polonyalı elitlerin “komünist ideolojiye muhalif oldukları gerekçesiyle” katleden Sovyetler Birliği, suçu Nazi Almanyası’na atma yoluna gitmişti. Katin katliamı zaman zaman gündeme gelse de özellikle Rus yargısının olaya ilişkin belgelerin önemli bölümünü devlet sırrı olarak nitelemesi ve soruşturmayı kapatması Rus mahkemelerine yapılan başvurulardan sonuç alınamamasına neden oldu.

Katin katliamında yaşamlarını yitiren 15 kişinin yakınları Rus yargısından sonuç alamayınca 2007 ve 2009’da soluğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde aldılar.

Polonya’nın da davacılar lehine müdahil olduğu Katin davası, mahkeme tarafından 2012’de karara bağlandı. Kararda, Katin katliamının insanlık suçu olarak nitelendirilmesi talebi geri çevrilirken Rusya’nın ölenlerin yaşama haklarını ihlal ettiğiyle ilgili iddiaları kabul etmemişti.

Davacılar bu karar üzerine dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin temyiz organı olarak görev yapan 17 yargıçlı Büyük Daire’ye taşıdılar. Büyük Daire de bugün açıkladığı kararında 4’e karşı 13 oyla Rusya Federasyonu’nun yaşam hakkı ihlalinde bulunmadığına hükmederek bir önceki kararı teyit etti.

Bu karara gerekçe olarak “işlenen suç ne kadar korkunç olursa olsun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kabul edildiği 4 Kasım 1950’den önceki olaylara zaman bakımından yetki alanına girmediği için bakamayacağının” gösterilmesi Türkiye’yi de yakından ilgilendirebilecek bazı pratik sonuçlar doğuruyor.

Bir daha temyize götürülemeyecek ve nihai nitelikte olan karar, 1950 öncesi olayları “yetki alanına girmediği için incelenemez” olarak nitelemesi açısından içtihat oluşturuyor. Bu durum da “Ermeni soykırımı” iddialarının da dahil olduğu 1950 yılı öncesinde meydana gelmiş olaylar için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kapısının kapalı olduğu sonucunu doğuruyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG